Adalet Bakanlığı görevini devreden Mehmet Ali
Şahin,
CHP'nin kendisi hakkında verdiği
gensoruda bir
takım suçlamalarda bulunulduğunu ve görevi kötüye kullandığının söylendiğini belirterek, görevde olmayan bakanlarla ilgili denetim yolunun
soruşturma olduğunu, CHP milletvekillerinin bir soruşturma önerisi vermek istemesi halinde, 110
imzaya ulaşılması için kendisinin de imza verebileceğini söyledi.
Bir gazetecinin, Almanya'daki
Deniz Feneri e.V
davasıyla ilgili ''Geriye dönüp baktığınızda, öz
eleştiri yaparsanız, pişman olduğunuz olaylar oldu mu?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Ben, Deniz Feneri ile ilgili şahsım ve bakanlığımın suçlanmasını bir türlü kabullenemiyorum. Aslında bu konuda şahsımın ve bakanlığımın
tebrik edilmesi gerek.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, o sırada Almanya'da devam etmekte olan davayla ilgili 'Bunun Türkiye'de de uzantıları var' üzerine yaptığı soruşturma sonucu, Almanya'dan bu dosyaların istenmesi yazısı bize gelir gelmez, hiç bekletmeden Almanya'ya göndermişizdir. Böyle bir usul belki de diplomatik teamüllere de uygun değildir. Gelir gelmez bu dosyaların içinde bulunduğu kutuyu bakanlığıma bile sokmadan, siz takip ettiniz, görüntülediniz kameralarınızla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim ettik.
'Efendim geciktirdi
bakanlık, taraf oldu' gibi değerlendirmeleri tamamen siyasi yaklaşımlar olarak değerlendiriyorum. Türkiye'nin gündeminde olan hangi dava olursa olsun, politize edilmemelidir. Politize edilince iş raydan çıkıyor, bir takım kişiler haksız yere soruşturuluyor. Benim, Deniz Feneri olarak nitelenen Almanya'daki davanın Türkiye'deki soruşturmasıyla ilgili hiçbir engelleyici tavrım olmamıştır, hatta bu süreci mümkün olduğu kadar hızlandırmak için gayret etmişimdir. Bu tür suçlamaları kabul etmiyorum.''
CHP'nin bütün bunları içerisinde toplayan bir gensoru önergesi verdiğini anımsatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Keşke şu
devir teslim bir hafta sonra olsaydı da bu gensoru önergesini TBMM'de görüşme imkanım olsaydı. Orada kamuoyunu kim yanıltmış, kim kamuoyuna yalan söylemiş, hem milletvekillerimize hem milletimize izah etme imkanı bulabilseydim. Ama dün Sayın CHP Grup
Başkanvekili Kılıçdaroğlu'na çağrıda bulundum. Dedim ki 'Siz gensoru verdiniz, bütün bu konularla ilgili benim şahsıma. Burada bir takım suçlamalarda bulunuyorsunuz ve benim görevi kötüye kullandığımı söylüyorsunuz. Büyük bir suçtur. Şimdi, önergede ileri sürdüğünüz hususları bir soruşturmaya dönüştürebilirsiniz.' Çünkü görevde olmayan bakanlarla ilgili denetim yolu soruşturmadır. Soruşturma önergesi vermek, gerekirse
Meclis'te soruşturma komisyonu kurmak ve gerekirse Meclis tatmin olmazsa, Yüce Divan'a o kişiyi göndermektir. Bu iddialarınızda samimiyseniz, CHP'li arkadaşlarıma ricam oldu, bu bir tekliftir, bir öneridir, takdir onlarındır. Eğer bir soruşturma önergesi verirseniz, 'Sayımız yetmez, 110 imza gerekiyor derseniz' ben imza vereceğim. Gruptaki arkadaşlarımdan da istirham edeceğim, 110'a tamamlayacağız. Getirin bunu Meclis'in gündemine her şeyi konuşalım.
Şimdi tekrar aynı şeyleri söylüyorum. Bu isnatların hiçbirini kabul etmiyorum. Tamamıyla yanlıştır, siyasi amaçlıdır. Hiçbir davayla ilgili, sizin gündeme getirmediğiniz başka davalarla da ilgili bağımsız yargı organlarına bir talimat vermem, onları etkilemem, onları yönlendirmem asla düşünülemez. Böyle bir şey asla yapılmamıştır, bundan sonra da yapılmayacaktır. Çünkü Adalet Bakanlığı'nın görevi bağımsız yargı organlarımızın, hakimlerimizin, savcılarımızın görevlerini en iyi şekilde yerine getirmenin altyapısını hazırlamaktır.''
AA