Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Eyüp Karaçoban’ın yaşadıkları gün ışığına çıkan dramlardan sadece biri: “Kardeşimi Soma faciasında kaybettik. 20 gün sonra meslekten ihraç edilince bunu babama bile söyleyemedim.”
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrasında emniyette başlatılan tasfiye furyası ‘cadı avı’ şeklinde sürdürülüyor. İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın talimatıyla işleyen süreçte 40 bin emniyetçi sürgüne maruz bırakıldı. Hem emniyet mensupları hem de aileleri drama varan ciddi mağduriyetler yaşıyor. Millî İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ait olduğu iddia edilen tırları durdurduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdür Vekili Eyüp Karaçoban’ın yaşadıkları, bunlardan sadece biri.
'KARDEŞİMİ SOMA FACİASINDA KAYBETTİK'
Karaçoban, 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 madencinin şehit olduğu Soma faciasında bir kardeşini kaybetmiş. Tesellisi aynı madendeki diğer kardeşinin başka vardiyada çalıştığı için kurtulmuş olması. 20 gün sonra ise kendisinin meslekten ihraç edildiği haberi gelmiş. Karaçoban, ikinci bir sarsıntıyı kaldıramayacakları için bu haberi uzun süre anne ve babasından saklamak zorunda kalmış.
Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü için 31 Ocak 2013 acılı bir gündü. Eniştesini kaybetmişti. Ertesi gün cenaze işleriyle ilgilenmek için izin aldığında yerine Eyüp Karaçoban’ı vekâleten atadı. O meşhur “tır” olayı da tam o gün yaşandı. Jandarma İhbar Hattı’na ‘plakası belirlenen bir tır ile terör örgütlerine silah sevkiyatı’ yapıldığı yönünde ihbar geldi. Jandarma da bu bilgiyi Hatay Emniyet Müdürlüğü ile paylaştı. Kendisine gelen ihbar yazısı için önce Hatay Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Sürme ve ardından Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç’ı defalarca bilgilendirdiğini kaydediyor Karaçoban.
“Önce ‘tamam’ denildi. Ardından da ‘olay yerine yakın yerde kalın’ diye talimat verdiler. Bunun üzerine ben ve ekibim 4-5 kilometre uzaktaki Kırıkhan ilçesinde saat 16.30’dan 20.30’a kadar bekledik. Bu süre zarfında biz tırları hiç görmedik. Daha sonra Adana Savcısı Özcan Şişman’ın olay yerine geleceği yönünde bilgi geldi. Bunun üzerine ben 5 kilometre geriye giderek savcı beyi karşıladım. ‘Beni olay yerine götürün’ diye talimat verince kendisini bölgeye götürdüm. 7 dakika sonra il emniyet müdürünün emriyle görevden alındık. Savcı beyi olay yerinde bırakarak Hatay’a döndük. Ben emre itaatsizlik yapmadım, savcının talimatını yerine getirdim.”
Karaçoban, MİT’in tırlarını durdurduğu gerekçesiyle hedef hâline getirilmesine tepki gösteriyor: “Tır vakasında kesinlikle art niyetli bir durum söz konusu değil. Tırlarla benim ve ekibimin hiçbir ilgisi olmadı. Bizim MİT’çilerle de hiçbir diyaloğumuz olmamıştır. Sadece amirin emrini yerine getirdik. Kanunun verdiği yetki kapsamında, savcının talimatını uyguladık.” diyor.
Karaçoban, kendisi ve ekibinin valilik talimatıyla görevden alındıklarının tebliğ edildiğini ancak 15 gün boyunca göreve devam ettiklerini, herhangi bir tebligat gelmediğini söylüyor. Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç tarafından hazırlanan, ‘Olay yerine giden emniyet müdürü emrime riayet etmedi’ şeklindeki rapordan sonra ise hakkında soruşturma açılan Karaçoban ve ekibi Disiplin Kurulu tarafından ‘emre itaatsizlik ve amirin emrini yerine getirmemekten’ dolayı meslekten ihraç edildiler.
'ADALETE İNANCIM TAM'
Aksiyon'un haberine göre, yaşananlarla ilgili olarak devlete kırgınlığının olmadığını kaydeden Karaçoban, ancak sıralı amirlerine gönül koymuş. Soruşturma sürecinde hakkaniyetli davranmadıklarından yakınıyor. Göreve başladığı günden itibaren hiçbir adli ve idari soruşturma geçirmediğini ve onlarca takdirname aldığını hatırlatan Karaçoban, “Adalete inancım tam. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Ve ben çok sevdiğim mesleğime tekrar döneceğim. Çünkü hukuksuz ve kanunsuz bir şeye imza atmadım.” sözleriyle teselli buluyor.