Zaman Gazetesi'nden Veysel Ayhan'ın seçimlerle ilgili yaptığı yorum haberinde çok çarpıcı bir kulis bilgisi paylaştı. Ayhan'ın kulis haberine göre, Mansur Yavaş’ın Ankara’yı kazandığı ama o gece Gökçek’ten alınan Cemaat’e saldırı sözüyle, bakan önderliğinde bir operasyon yapıldı ve Gökçek’in başkan oldu.
Gurbetçi oylarda şaibe tehlikesi
30 Mart seçimlerinin en önemli sonucu sandıkta kolayca yolsuzluk yapılabilmesi ve bunun gizlenebilmesi olmuştu. Eğer dürüst bir seçim yapılabilseydi pek çok yerde şu an farklı parti adayı belediye başkanı olacaktı.
YSK hiçbir anayasal kurumun olmadığı kadar dirayetsiz çıktı. Cumhurbaşkanı adayının başbakanlıktan istifasında sakınca görmeme ucubesi gibi. 30 Mart’ta hemen her yerde seçimler sıkıntılı oldu. Bu amatörlüğe devlet gücüyle sandığa çökme eklenince akla gelebilecek her manipülasyon yapıldı ki, bunu AKP’liler de ikrar ediyor. Yüzde 7, yüzde 5 diyenler var. En iyimseri 30 Mart’ta yüzde 3 sandık yolsuzluğunda mutabık. Ağrı ve Yalova’da olduğu gibi eğer Ankara’da da seçim yenilenseydi muhtemelen başkan değişecekti. Başkanlık tartışmaları hâlâ sürüyor. Mansur Yavaş yüzde 51 oy alsaydı Melih Gökçek kesin yüzde 52 çıkardı esprisi yapılıyor. Mansur Yavaş’ın Ankara’yı kazandığı ama o gece Gökçek’ten alınan Cemaat’e saldırı sözüyle, bakan önderliğinde bir operasyon yapıldığı ve Gökçek’in başkan yapıldığı bayağı yaygın bir kulis bilgisi. Konya, Kayseri, Bursa ve Erzurum gibi illerde sandıklar belli bir saatten sonra AKP’lilere kaldı. Morali bozulan CHP ve MHP’li sandık görevlileri evlerine gitti. Ve çoğu sandık silme ‘Ak’landı.
Şimdi önümüzde cumhurbaşkanı seçimleri var. Sandık yolsuzluğunun daha da profesyonel hale gelme tehlikesi var. Yurtdışı seçmeni şimdi buna yeni bir fırsat. 2,7 milyon gurbetçi ilk kez bu cumhurbaşkanı seçiminde bulundukları ülkede sandık başına gidecek. Seçmenlerin 2 milyon 450 bini Avrupa’da yaşıyor. Asya ülkelerinde 165 bin, Amerika’da 107 bin seçmen oy kullanacak. Geri kalan oylar ise dünyanın diğer ülkelerinden. En büyük sıkıntı oyların orda sayılmaması, torbalarla Türkiye’ye getirilmesi.
Referandumlarda binde 1 oy bile çok çok önem kazanıyor. 1987 referandumunu hatırlayacak olursak toplam 23 milyon 347 bin oy kullanılmış ve rahmetli Özal sadece 175 bin oyla referandumu kaybetmişti. Gurbetçi oyların belirleyici olacağını bilip Almanya’da, Fransa’da, Avusturya’da cumhurbaşkanlığı mitingi yapan bir Başbakan’ın oy çuvallarının güvenliğiyle(!) yakından ilgileneceği muhakkak. Geçtiğimiz yıllarda Güneydoğu’da kazılarda faili meçhul insan kemikleri ele geçirilmişti. Mahkeme bunları incelemek üzere İstanbul’daki Adli Tıp’a gönderdiğinde uçaktan inen mühürlü torbalardan hayvan kemikleri çıkmıştı. Esrarengiz bir el havada hokus pokus yapmış, mühürlü torbalardaki insan kemikleri hayvan kemiğine dönüşüvermişti(!) Böyle bir fırsat ve potansiyeli fark eden ‘kefenli’ AKP’liler; oy çuvallarını değiştirmek bir yana gerekirse o uçakların motorlarını bile havada değiştirmeyi göze alacaktır! ?
Bu nedenle oylar, kullanıldıkları ülkelerde sayılıp tutanak altına alınmalı. Aksi halde seçimler şaibeli hale gelecektir. YSK maalesef sandık yolsuzluklarını sadece seyretti. Açık oy-gizli tasnifle yapılan 1946 seçimlerinden bu yana bu kadar çok skandal ve karmaşanın yaşandığı bir seçim yapılmadı. YSK göründüğü kadarıyla cumhurbaşkanı seçimini de trafo kedilerine emanet edecek veya sandığa çökülmesini seyredecek. Çünkü eğer yurtdışı oy sayımı, gurbetçilerin oy kullandığı ülkelerde sandık müşahitleri önünde yapılmaz, olağanüstü tedbirlerle seçim güvenliği sağlanamazsa AKP, cumhurbaşkanı seçimlerine artı yüzde 5-8 ile girebilir.