Gizli toplantının karanlık sırları

Hudson toplantısının detayları ortaya çıktıkça işin sadece senaryo boyutunda kalmadığı, ‘gerçekleşen’ bir çok terör olayının da tartışıldığı iddia edildi...

Gizli toplantının karanlık sırları

Hudson'daki derin toplantıda "PKK liderlerini vermek AKP'nin işine yarar" diyen kişinin Zeyno Baran olduğu ortaya çıktı. İşte en derin toplantının gün yüzü görmemiş sırları. HUDSON Institute’de 13 Haziran’daki toplantıda ele alınan ‘senaryo’nun gerçekleşen bir çok olayla örtüştüğü öne sürüldü. Toplantıda ‘PKK’lıları teslim etmek AK Parti’nin işine yarar’ diyen kişinin Zeyno Baran olduğu, askeri ataşe Tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu’nun da katıldığı öne sürüldü. PLANIN PARÇASI MI ? İddialara göre senaryoda anlatılan ‘olaylar’ın Türkiye’de yaşananlarla aynı olması akıllara ‘bunlar büyük bir planın gerçekleşen parçaları mı’ sorusunu getirdi. Senaryodaki olaylarla Anafartalar patlaması, Suriye’ye giden treninin bombalanması olayının örtüşmesi, ‘bu terör eylemleri Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesini sağlamak için mi düzenlendi’ kuşkusunu yaratıyor. Senaryoda 50 bin Türk askerinin Kuzey Irak’a girmesi ve Barzani peşmergeleriyle çatışması, peşmergelerin arasında İsrail ve ABD askeri çıkması durumunda neler olabileceği üzerinde duruluyor. Ele alınan önemli konulardan birinin de kimin ne tepki vereceği olduğu ileri sürüldü. Zeyno Baran kimdir? Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir’in Hudson toplantısına Türkiye’den yüksek düzey katılım sağlanmasında etkili olduğunu söylediği Zeyno Baran gazeteci bir ailenin kızı. babası Hürriyet’in ilk Moskova, sonra da Atina temsilciliğini yapan Ahmet Uran Baran. Annesi de gazeteci Füsun Mutlu. Zeyno Baran gazeteci Zafer Mutlu’nun da üvey kızı. Kemal Derviş’in Dünya Bankası’ndaki memurlarından olan Baran Washington’da CSIS’da, Nixon Center’da çalıştıktan sonra Hudson Institute’e geçti. Zeyno Baran, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza ile yakın arkadaş. Bryza, 1 Mart Tezkeresi geçmeyince Türkiye’nin şiddetle cezalandırılması taraftarıydı. Pelikan Dosyası filmi gibi Hudson Enstitüsü senaryoları Türkiye’yi sarsmaya devam ediyor. Genelkurmay’dan açıklama beklenirken, yaşanan olayların Pelikan Dosyası filmiyle benzerliği dikkat çekti TÜRKİYE’NİN Irak’a girmesi için ‘Tülay Tuğcu’ya suikast, PKK’nin Beyoğlu’nda 50 kişiyi katletmesi ve İran’ın silah trenine saldırısı’ gibi senaryoların konuşulduğu Neocon Hudson Institute’ün toplantısı tartışılmaya devam ediyor. Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Tuğcu’ya suikast öngörüsü ile Pelikan Dosyası filmine benzeyen ‘dehşet senaryosu’nun ‘PKK’nın İran’ın silah trenine saldırısı’ 29 Mayıs tarihinde Bingöl’de gerçek oldu. Senaryonun ‘PKK’nın 50 kişiyi katletmesi’ öngörüsü ise 25 Mayıs tarihinde Ankara Anafartalar Çarşısı’ndaki patlama ile yaşandı. SİLAH TRENİNE SALDIRI BİNGÖL’ÜN Genç İlçesi’nin Suveren İstasyonu yakınlarında 25 Mayıs’ta PKK’nın döşediği mayınların patlaması ile raydan çıkan iki vagon tartışma yaratmıştı. İran’dan Suriye’ye giden yük trenindeki ‘ağır silahlar’ın ABD menşeli olduğu ve trene sonradan konulduğu ortaya çıkmış, silahların 2005 yılında ABD ordusunun Kuzey Irak’ta kaybolan silahları olduğu kaydedilmişti. Savcılığın gözetimi altında uzman ekiplerin büyük bir titizlikle yaptığı arama ve tarama sonucunda vagonda ele geçirilen silahların İran’dan yüklenen pamuk balyalarında değil, vagonların başka bölmelerinde bulunduğu öğrenilmiş, bunun da silahların trene sonradan konulduğu anlamına geldiği belirtilmişti. ANAFARTALAR KATLİAMI ANKARA Ulus’taki Anafartalar Çarşısı’nda da 22 Mayıs’ta bir patlama meydana gelmiş, patlama çarşının önünü savaş alanına çevirmişti. Canlı bomba Güven Akkuş adlı PKK’lı teröristin üzerinde bulunan A-4’leri patlatması sonucu, 8 kişi yaşamını yitirmiş ve 100’ün üzerinde vatandaş da yaralanmıştı. İki Türk generalin de katıldığı ortaya çıkan Washington’da bulunan Neocon Hudson Institute’deki toplantıda ‘Terör örgütü PKK’nın önemli liderlerinin AK Parti’ye yaracağı iddiasıyla Türkiye’ye teslim edilmemesi’nin de konuşulduğu belirtilmişti. Yüksek hakim öldürülür... Hudson senaryosu, Julia Roberts ve Denzel Washington başrolleri paylaştığı ‘Pelikan Dosyası’ filmini de çağrıştırıyor. Bir hukuk öğrencisi, güncel bir olayı, iki yargıcın gizemli biçimde öldürülmesini temel alan bir tez yazar. Ancak tezdeki varsayımlar gerçeklere çok benzediği için, azılı bir katili de peşinde bulur. Türk ve ABD’li şahinlerin uzlaşısı ULUSLARARASI Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Asya Araştırmaları Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Seyfi Erol, Hudson senaryosunun psikolojik savaş aracı olduğunu söyledi. Erol şunları kaydetti: Türkiye üzerinde son dönemde yoğun bir psikolojik savaş yürütülüyor. Türkiye’deki şahinlerle, ABD’deki şahinlerin bir uzlaşı girişimi sözkonusu. Bunun harekat alanı olarak Irak’ın kuzeyi ortaya çıkıyor. Amaç mevcut hükümeti devirmek ve Türkiye’yi kaosa taşımak. Senaryoyu bir süredir uygulamaya geçirenler var. Sınır ötesi ve PKK tartışmalarıyla hükümetin yıpratılması sözkonusu. Bunlarla hükümetin yıpratılamayacağı açık. Hükümet bu tartışmalardan daha güçlü çıktı. ‘İçteki işbirlikçilere dikkat edilmeli’ MİT eski Daire Başkanı Mahir Kaynak senaryonunu içerideki işbirlikçilerine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Kaynak, ‘Olayın bir düşünce kuruluşu kanalıyla kamuoyuna duyurulması, bu senaryoyu eyleme dönüştürecek gücün de ABD içindeki taraflardan biri olduğu ve her iki tarafın ülkemizde yandaşlarının olduğunu düşündürüyor’ dedi. PKK BOMBASI SiLAHLARI ORTAYA ÇIKARMIŞTI... BİNGÖL’DE PKK’nın saldırdığı İran’dan Suriye giden trendeki iki konteynerde ABD menşeili ağır silahlar ortaya çıkmıştı. İddiaya göre bunların arasında füze rampaları da bulunuyordu. Hudson raporunda da tıpkı buna benzer bir olaydan bahsedilmesi dikkat çekti. Amaç Kürt sorununun Cözümünü engellemek MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş Hudson Institute senaryosunun ‘sıldırılmasını’nın bile bir amacı olduğu belirterek ‘Karşımızda Kuzey Irak Kürtçü yönetimi ve işgalci ABD bulunuyor. Tüm olanaklar tüketilmeden bir askeri harekata girişilmesi her zaman hatalıdır. Duygularımızla değil, siyasi, sosyal, hukuki koşulları çok iyi değerlendirerek karar vermeliyiz’ dedi. HEDEF SEÇİM Hem uluslararası hukuk hem de bölgesel dengelerin iyi gözetilmesi gerektiğini belirten Öneş şunları söyledi: Senaryonun Hudson Enstitüsü’nden sızdırılmasında, farklı güçler sözkonusu. Bunun sızdırılmasında, Türkiye’nin demokratik sisteminin gölgelenmesi ve ülkenin bölgede temel aktör olarak gelişiminin engellenmesi faktörü var. Ankara’daki patlama ‘kör terör’dür. Seçim sürecinde bunun sandığa yönelik bir eylem olduğu üzerinde durmuştum. Son zamanlarda PKK tarafından tırmandırılarak gerçekleştirilen olayda, seçimlerin engellenmesi konusu üzerinde önemle durulması gerekir. Bir iç savaşa yönlendirilmesi konusunda Türk halkının gözlerinin kapalı olduğunu farz etmiyorum. TÜRKİYE’YE ENGEL Böyle bir iç savaş senaryosunun gerçekleşme ihtimali üzerinde dahi duramayız. Amaç, Kürt sorununun çözümünün engellenmesidir. Türkiye Kürt sorununu çözemediği takdirde demokratik hayatın bütününü yakalamakta güçlük çekecek, bölgesel bir güç olarak gelişimi engellenecek. Ben, Türkiye’nin önünü kesen, bölgesel bir güç olmasına engel olan yapıyla bir senaryo geliştirilmek istendiğini düşünmekteyim. ‘Senaryo zaten bir süredir uygulanıyor’ YENİ ŞAFAK yazarı Fehmi Koru senaryonun geleceğe dönük değil, zaten bir süredir uygulanan gerçeklere ilişkin olduğunu belirterek şunları kaydetti: Tartıştıkları senaryo fazla yabancımız değil aslında. İstiklal Caddesi değil, ama Ankara Ulus’taki Anafartalar Çarşısı’nda bir bomba patladı ve çok sayıda insanımız hayatını kaybetti, sakat kaldı. Kapalı toplantıdan dışarı sızan bilginin tek yanlışı bence şu: Hudson Enstitüsü’nde ileriye dönük beklentiler ele alınmış değil, vaktiyle öngörülenin ne kadarının hayata geçirildiğiyle ilgili bir gözden geçirme yapılmış. Amerikalı senaristler, senaryolarının bir süredir Türkiye’de uygulandığından emin olabilirler. Star Gazetesi
<< Önceki Haber Gizli toplantının karanlık sırları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER