Ergenekon soruşturmasında ifade veren gizli
tanık Kıskaç, Yıldız hemşirenin (Yıldız Namdar) eşinin de şehit edildiği olay öncesinde
teröristlerin yerini nokta olarak söylemesine rağmen Küçük'e bağlı rütbelilerin operasyonu planlandığı gibi yapmadığını savundu.
Terörist grubun ellerini kollarını sallayarak uzaklaştığını savunan
gizli tanık Kıskaç,
Sabancı suikastini de önceden bildirmesine rağmen
seyirci kalındığını anlattı. Gizli tanık,
Sivas olaylarından önce
terör örgütlerinin
bölgede tutunmakta zorlandığını, bu olaydan sonra ise örgüte katılımların hızlandığını söyledi.
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara kendi isteğiyle ifade everen gizli tanık Kıskaç'ın anlattıkları
delil klasörlerinde yer aldı. İlginç bilgiler aktaran gizli tanık Kıskaç,
jandarma istihbarat
elemanı olarak çalıştığını belirtti. Gizli tanık Kıskaç,
Veli Küçük ile bağlantılı rütbelilerin terör örgütlerine bitirici operasyonlar yapmayarak rahat bir şekilde örgütlenmelerine göz yumduklarını yaşayarak gördüğünü kaydetti. Bilgi vermesine rağmen bazı operasyonların yapılmadığını ileri süren gizli tanık Kıskaç, "
PKK ve DHKP/C'nin
eylem birlikteliği yaptığı dönemde 250 kişilik
terörist grubun yerini nokta vererek bildirdim.
Veli Küçük'le bağlantılı rütbelilerin operasyonu planlandığı gibi gerçekleştirmemeleri üzerine kamuoyunda Yıldız hemşire olarak bilinen Yıldız Namdar'ın eşi Astsubay Murat Namdar ve 5 gencin şehit edilmesi olayı oldu. Bu eylemin gerçekleşerek şehitler vermemezi ve 250 kişilik PKK ve DHKP/C militanlarının göz göre göre ellerini kollarını sallayarak kaçmaları beni verdiğim bilgileri 'kimlere veriyorum' diye düşünmeye itti." diye konuştu.
Terör faaliyetlerinin olduğu bölgelere Veli Küçük ile bağlantılı rütbelilerin atandığını belirten gizli tanık Kıskaç, Sabancı suikastı gibi gerçekleşmeden önce bildirdiği eylemlerle ilgili verdiği istihbaratların değerlendirilmeyerek seyirci kalınmasının kendisinde terörle beslenenler ile
terörle mücadele edenlerin birbirlerinden ayrılması gerektiği fikrini uyandırdığını anlattı. Teröre karşı gerçekten mücadele verenlerin toprağa düştüğünü ifade eden gizli tanık Kıskaç, "Bu işin edebiyatını yapanlar ise memur maaşıyla villalarda yaşıyorlar" dedi.
ÜLKÜCÜ VE PKK'LI KAÇAKÇILAR AYNI MASADA OYNARLARDI
Silah ve uyuşturucu kaçakçıları ile
mafya tipli insanların garsonluk yaptığı kafeye geldiklerini anlatan gizli tanık Kıskaç, "Dündar Kılıç,
Behçet Cantürk, Alaattin Çakıcı'nın kardeşi gibi isimler gelirdi. Gece 24'ten sonra bu kafe kapanırdı. Ben de onları alıp Merit Otel'in altındaki Ömer Lütfi Topal'a ait gazinoya götürürdüm. Ben burada çalışırken garip şeylere tanık oldum. PKK'lı uyuşturucu kaçakçılarıyla kendilerini
ülkücü mafya diye tabir edenler aynı masada çanak oynarlardı. Bir araya gelmeleri düşünülmeyecek bu kişileri aynı ortamda birleştiren şey sadece para ve
rant mıydı?
Hayır.
İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış
Levent Temiz ile İp lideri Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Perinçek'i aynı eylemde buluşturan güç, aslında baştan beri bu grupları
kontrol eden güçtür." şeklinde konuştu.
SİVAS OLAYI TERÖR ÖRGÜTÜNE YARADI
Sivas olayından önce terör örgütünün bölgede tutunmakta zorlandığını ifade eden gizli tanık Kıskaç, bu olaydan önce örgütün eleman bulmakta da güçlük çektiğini söyledi. Bölge halkının terör örgütüne
yardım etmediğini belirten gizli tanık Kıskaç, "PKK ve DHKP/C terör örgütleri hareket edemez durumdaydılar. Ne zamanki Sivas provakasyonu yaşandı bölge halkı terör örgütüne kucak açtı. Terör örgütüne katılımlar birden hızlandı. 1995 yılındaki
Gazi olayları ne idiyse 1993 yılında Sivas'ta yapılan da oydu." dedi. (CİHAN)