Gizli tanıklardan ezber bozan ifadeler

Gazi Mahallesi'nde kahve taratıp halkı sokaklara döken kim?

Gizli tanıklardan ezber bozan ifadeler

Gizli tanık Dilovası, Ergenekon örgütü liderlerinden Veli Küçük’le bağlantısı olan Dev-Sol örgütünün Gazi Mahallesi’nde kahvehane tarayarak halkı sokaklara döktüğünü iddia etti. Basında Ergenekon örgütü ile ilgili çok önemli bilgiler vereceği öne sürülen gizli tanık “Dilovası”, “Ergenekon operasyonunda ortaya çıkan ilişkileri ve yaşadığım süreci değerlendirdiğimde DHKP-C örgütünün kullanıldığı kanaatine vardım” dedi. Dilovası, Veli Küçük’le bağlantı kurduğu Dev-Sol örgütünün Gazi Mahallesi’nde kahvehane tarayarak halkı sokaklara döktüğünü iddia etti. İddianeminin 306. sayfasında Gazi olaylarına değinilerek şu iddialarda bulunuldu: “Dev-Sol örgütünün Küçük ile bağlantılı olan bu kooperatifle ilişkisini ilk kuran kişi Zeynel Özarslan’dı. Özarslan isimli kişi, DHKP-C örgütünün Karadeniz Kırsal Sorumlusu Hüseyin Özarslan’ın abisidir. Özarslan, 1994’te havaalanında 10 kilo kokain almaya gittiğinde arabaya bindiklerinde havaalanının önünde yakalanarak tutuklandı. Araç içinde ‘Arnavut Nazım’ diye bilinen Nazım Üsküplü ve iki İspanyol kurye de vardı. Yakalanarak tutuklandıklarında Bayrampaşa Cezaevi’ne geldiler. Örgütün bilgisi dahilinde eskiden örgüt içinde bulunmuş ama gasp, uyuşturucu ve benzeri suçlardan yakalanarak tutuklanan şahısların bulunduğu B Bloğa gönderildiler.” Örgütle irtibat “Yani bu kişilerle örgütün üst sorumluları cezaevinde irtibat halindeydiler. Bu süreçte 1995 yılı Gazi olayları meydana geldi. Gazi olayları tam manasıyla bir provokasyondu. Gazi Mahallesi bilinçli bir tercihti. Örgütlerin genel manasıyla taban buldukları gecekondu mahallesiydi. Kahve taranarak halk sokaklara döküldü. DHKP-C örgütü açısından bir var olma çabası vardı. Bu diğer örgütler için de geçerli olan bir durumdu. Alevi vatandaşların yer bulduğu sol terör örgütlerinin yeniden hareketlenmeleri için yapılmış bir provokasyondu. Sol terör örgütleri içinde Alevi vatandaşlarımızın yüzde 95 ve üzeri olduğunu söyleyebiliriz. Sol terör örgütleri Alevi vatandaşlarımız üzerine ajitasyon ve propagandalarını yapıyorlardı. Gazi olayları olduğunda o dönemde cezaevinde DHKP-C örgütü sorumlusu olan Hakkı Özgür Erdoğan isimli kişinin talimatıyla Bayrampaşa Cezaevi B koğuşunda uyuşturucu işinden tutuklu bulunan Zeynel Özarslan ve Üsküplü’den telefon alındı. Bayrampaşa Cezaevi’nde DHKP-C örgütünün temsilcisi olan Şadi Naci Özpolat isimli kişi Emniyet Müdür Hüseyin Kocadağ ile görüştü. İlk önce polisin çekilmesi ve gözaltına alınanların serbest bırakılması, dağılanlara müdahale edilmemesi gibi konuşmalara şahit oldum. Başka ne konuşulduğunu bilmiyorum.” ‘Sol örgütler de sorumlu’ Gizli tanık “Dilovası”, Küçük ile elemanlarının örgüte istihbarat verdiği dönemin, “Düzce, Bolu, Adapazarı üçgeni” diye tarif edilen yerde, Kürt işadamlarına yönelik kayıplar ve infazların yaşandığı dönem olduğunu da öne sürdü. Dilovası, o bölgede yapılan bütün bu cinayetlerin arkasında Küçük ve elemanlarının olduğunun konuşulduğunu söyledi. İfadesinde Dev-Sol ve DHKP-C terör örgütünün gizli bağlantılarını da anlatan Dilovası, 1975’ten itibaren Dev-Genç, Dev-Sol ve DHKP-C terör örgütlerinde sorumlu düzeyde faaliyetlerde bulunduğunu kaydetti. Terör örgütündeki faaliyetleri yüzünden yakalandığını ve uzun süre cezaevinde yattığını anlatan Dilovası, 1992’de Dev-sol örgütü içinde faaliyet yürüttüğü dönemde örgüt kanalıyla kendisinin Gebze-Dilovası’nda Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi isimli firmada bulunması talimatı verildiğini anlattı. Dilovası iddialarını şöyle sürdürdü: ‘Örgüt bilgi vermedi’ “Bu firma Dilovası Diliskelesi limanlarından gemiden karaya, karadan gemiye yük taşımacılığı yapmaktaydı. Burayla ilgilenmemi isteyen örgüt bana burada bulunan kişiler hakkında bilgi vermemişti. 1992-1995 yıllarında burada bulundum. Dikkatimi çeken şey, eski Dev-Yol örgütü mensupları, mafya tabir edilen gruplar, Dev-Sol ile ilgilil şahıslar, jandarma görevlileri gibi aslında bir arada bulunmaları mümkün olmayan kişilerin birlikte aynı firmaya ortak olarak iş yapıyor olmalarıydı.” *** Gizli Tanık 17: Hoştan’dan para geliyordu VELİ Küçük Kadıköy’deki Kuvayi Milliye Derneği (1919) gelip, "Sol gruplarda aynı amaca hizmet eden kardeşlerimizdir, onlarla bir daha sürtüşmeyin" demiştir. Mehmet Fikri Karadağ, derneğe gelen kişilere ekip kurmaları yönünde talimat verdiğini duydum, Karadağ bir seferinde Niyazi Kıyak’a zarf verip Sami Hoştan’a gönderdiğini, Hoştan’ın da Niyazi Kıyak ile Mehmet Fikri Karadağ’a para gönderdiğini duydum. Gizli Tanık C: 3 milyon dolar kumar borcu ARNAVUT Sami (Kod) Sami Hoştan’ın İbrahim Çiftçi’ye kumarda 3 milyon dolar borcunun bulunduğu, bu sebepten aralarında husumet oluştuğunu biliyorum. Ayrıca Sami Hoştan’ın İzmir bölgesinde kumar işi yaptırmak istediğini ancak İbrahim Çiftçi’nin Ege bölgesinde, diğer bölgelerden gelerek kumar oynatmak isteyen şahıslara engel olduğunu, bu sebepten dolayı Hoştan’ın İzmir ve çevresinde kumara izin vermediğini duydum. Gizli Tanık A: Veli Küçük’ün askeri çıktı VELİ Küçük, Kocaeli’de Alay Komutanlığı yaparken askerlik yaptım. Bu sırada Küçük’ün adı Susurluk olayı sebebiyle Sami Hoştan olarak öğrendiğim şahıs zaman zaman alayda bulunan kamelyaya gelip bazı işadamlarıyla birlikte mangal partisi yapıyorlardı. Böyle ortamlarda Hoştan sürekli bulunuyordu, ben nöbet tuttuğum için bu durumu görüyordum. Ayrıca Sedat Peker’le sürekli telefonda görüşmeler duydum. Veli Küçük 1.5 milyon dolar kaybeden Sami Hoştan’a "Oturur konuşur, hallederiz" dedi.
<< Önceki Haber Gizli tanıklardan ezber bozan ifadeler Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER