Gizli tanıklar nasıl dinlenecekler?

Amerikan polisiye dizilerinde sıkça izlediğimiz “gizli tanık” uygulaması, Ergenekon davasıyla Türkiye’nin de gündeminde.

Gizli tanıklar nasıl dinlenecekler?

Savcı, gerçekten gizli tanık getirirse, Türkiye’de bu konuda bir ilk yaşanacak. Ergenekon’la ilgili davada, savcılığın ‘gizli tanık’ göstereceği haberleri üzerine, Türk hukukuna kısa süre önce giren gizli tanıkların nasıl dinleneceği tartışması başladı. Kanuna göre gizli tanıklar, mahkeme salonuyla bağlantılı bir başka salonda, ses ve görüntüleri değiştirilerek dinlenebilecek. Sesin, 1960’lı yıllarda radyoda Orhan Boran’ın Yuki’yi konuştuğu gibi bir yöntemle değiştirilmesi mümkün. Orhan Boran döneminde, bant kaydı hızlı çalınarak ses değişiyordu, bugün çok daha ileri teknikler kullanılıyor. Gizli tanıklık ve tanıkların korunması geçen yıl sonunda TBMM’de konuşulurken, CHP kapsamın genişletilmesini istemiş, dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek “Mahkemeler tiyatro salonuna döner” diyerek karşı çıkmıştı. Kanun bu yılbaşında yürürlüğe girince de, CHP’liler Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açmıştı. Dava halen mahkeme gündeminde ve Anayasa Mahkemesi bu arada iptal kararı verirse, Ergenekon davasındaki gizli tanıkların korunması tehlikeye girecek. 2004 yılında CMK’da değişiklikle “gizli tanık ve tanığın korunması” TBMM’de tartışılırken, CHP kapsamın genişletilmesini istemiş, dönemin Adalet Bakanı Çiçek ise, devletin işi gücü bıraktığını ve koruma için 1000’den fazla kişiye araba tahsis ettiğini söylemiş, bu kişilerin sadece görevleri sırasında değil, emekliliklerinde de korunmaya devam ettiğini belirterek şöyle demişti: “Eğer kapsamı genişletirseniz, dünyada hiçbir devletin bu korumaya gücü yetmez. Bu yükün altından kalkamayız. Bir kişi, başına iş gelecek diye bu hükümden yararlanmak ister. O zaman mahkemeler, tiyatro salonuna döner.” Gizli tanık dinleme, AB’ye uyum çerçevesinde yasalarda yapılan değişiklikler sırasında, 2005 yılında Türk hukuk sistemine girdi. ABD’de yaygın olarak kullanılan “gizli tanık”, özellikle mafya operasyonları gibi önemli davaların çözülmesinde kilit rol oynuyor. Gizlilik öngörülse de, uygulama bu tanıkların gizli kalmadığını gösterdiği için de “koruma” müessesesi geliştirilmiş. CMK’DAKİ ‘GİZLİ TANIK’ HÜKMÜ Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ‘gizli tanık’ uygulamasını 58. maddede şöyle düzenleniyor: Tanığa ilk önce sorulacak hususlar ve tanığın korunması MADDE 58.- (2) Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir. (3) Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır. (4) Tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin kimliğinin saklı tutulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak önlemler, ilgili kanunda düzenlenir. (5) İkinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri, ancak bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak uygulanabilir. TANIK KORUMA KANUNU NE DİYOR? CMK’da düzenlenen “gizli tanık” konusunda hazırlanan “Tanık Koruma Kanunu” ise bu yılbaşında yürürlüğe girdi. Kanun, ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve alt sınırı 10 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen alt sınırı 2 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar ile terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda, dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkmasının, kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturması halinde, kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemlerin alınmasını öngörüyor. Buna göre, gerekli görüldüğü hallerde estetik cerrahiyle fiziki görünüm ile adli sicil, askerlik, vergi, nüfus, eğitim, sosyal güvenlik ve benzeri bilgi ve kayıtlar değiştirilecek, nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport gibi resmi belgeleri yeniden düzenlenecek. AYNALI CAM ARKASINDAN TEŞHİS GİBİ Gerekçesinde, “Adalet sistemi tanıksız işleyemez”, “Tanıklık yargılamanın her aşamasında çok büyük bir öneme sahiptir”, “Çağdaş ceza muhakemesinde tanıklık vazgeçilemezdir” gibi ifadeler dikkat çeken kanun, gizli tanığın, hükümlü ya da tutuklu olması halinde, farklı bir cezaevine korunmasını da öngörüyor. Uygulama, soruşturma aşamasında, mağdur veya tanığın, şüpheliyi aynalı cam arkasından teşhis edilmesiyle aynı mantığı taşıyor. Sanık ve sanık avukatları, gizli tanığın ifadelerini bilecek, sanık avukatları, hakim kanalıyla soru sorabilecek; ancak yüz yüze gelmeyecekler. Tanığın kimliğini ortaya çıkarabilecek soru da soramayacaklar. Ergenekon davasında, savcılığın “gizli tanıklar” getireceği haberleri üzerine, hukukçuların bir bölümü gizli tanık uygulamasının kanunla düzenlendiğini, dolayısıyla “hukuki” olduğunu savunurken, bazı hukukçular da sanıkla tanığın yüz yüze gelmemesinin, çapraz sorgulama yapılamamasının adil yargılamaya engel olduğunu iddia ediyor. ANAYASA MAHKEMESİ BU ARADA İPTAL EDERSE CHP’liler de, “Tanık Koruma Kanunu” yürürlüğe girdikten sonra, Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş, bazı maddelerinin iptal edilmesini ve yürürlüğünün durdurulmasını istemişti. Anayasa Mahkemesi bu arada davayı görüşüp, iptal kararı verirse, Ergenekon’un gizli tanıklarının korunması problemi doğacak. CHP’nin anayasaya aykırı olduğunu iddia ettiği hükümler şöyle: Tanık koruma tedbiri alınması gereken suçlar Madde 3- (1) Bu Kanun hükümleri, aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir: a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ve ceza hükmü içeren özel kanunlarda yer alan ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve üst haddi on yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar, Tanık koruma tedbiri kapsamına alınacak kişiler Madde 4- (1) Bu Kanun hükümlerine göre haklarında tanık koruma tedbiri uygulanabilecek kişiler şunlardır: b) Yukarıdaki bent hükümlerine göre dinlenenlerin nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eşi, kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları ve evlatlık bağı bulunanlar ile yakın ilişki içerisinde olduğu kişiler. Haklarında koruma tedbiri kararı alınan tanıkların dinlenmelerinde uygulanacak usuller Madde 9- (3) Tanığın, duruşma salonunda fiziksel görünümünü engelleyecek tarzda mahkemece tayin ve tespit edilecek bir usule göre, dinlenmesine de karar verilebilir. (5) Tanığın üçüncü fıkra hükmüne göre dinlenmesi hâlinde, 5271 sayılı Kanunun 201 inci maddesinin uygulanmasında, tanığa sorulacak soruların bu Kanun kapsamında tanık hakkında uygulanan tedbirlerle orantılı ve amaca uygun olması gerekir. Bu amaçla, hâkim, sorulan soruların tanığa sorulmamasına karar verebilir veya tanığı dinlerken dolaylı dahi olsa tanığın kimliğini ortaya çıkaracak soruların sorulmasına izin vermez. (7) Bu madde hükmüne göre alınan tanık ifadeleri, 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre duruşma sırasında hazır bulunanlar huzurunda verilmiş ifade hükmündedir. Tanık koruma birimleri ve kolluk makamlarınca yapılacak işlemler Madde 11- (3) Bu Kanun hükümlerine göre, kolluk makamlarınca alınacak tedbirler ile yapılacak işlemlerin ve Tanık Koruma Birimlerinin çalışma esas ve usulleri Yönetmelikte gösterilir. Tanık Koruma Kurulu Madde 13- (1) Bu Kanunda belirtilen görevleri yapmak üzere, İçişleri Bakanlığında “Tanık Koruma Kurulu” kurulur. (2) Kurul; mesleklerinde fiilen en az onbeş yıl görev yapmış olmak koşulu ile; Adalet Bakanlığından idarî görevde çalışan hâkimler arasından iki, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca Ankara’da görev yapan adlî yargı hakim veya Cumhuriyet savcıları arasından seçilecek bir, İçişleri Bakanlığı Merkez Teşkilâtından bir, Jandarma Genel Komutanlığından bir, Sahil Güvenlik Komutanlığında bir, Emniyet Genel Müdürlüğünden iki ve Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünden bir üye olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşur. Kurul Başkanı, kurul üyelerince kendi aralarından oyçokluğuyla seçilir. Kurul kararlarını oy çokluğuyla alır. Kurul, en az ayda bir defa veya ihtiyaç duyulduğunda her zaman Başkanın çağrısı üzerine toplanır. Kurul üyelerinin görev süreleri dört yıldır. Görev süresi sona erenler yeniden seçilebilirler. Kurulun sekretarya hizmetleri İçişleri Bakanlığı tarafından yerine getirilir.NTV
<< Önceki Haber Gizli tanıklar nasıl dinlenecekler? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER