İşte Seçmen Taksi'nin ünlü şöförü usta
Gazeteci Salih Zengin ile Yeni
Şafak Gazetesinden Emeti Saruhan görüştü.
İşte O
röportaj:
Yaptığı ropörtajlarla yüzümüzdeki gülme kaslarını harekete geçiren araştırmacı karıştırmacı gazeteci Salih Zengin'le şu sıralar şoförlüğünü yaptığı Seçmen Taksi'yi konuştuk.Halkımızın
siyaset konusunda ahkam kesmeyi sevdiğini söyleyen Zengin, herkesi vatandaşlık görevini yerine getirmeye
teşvik ettiğini anlatıyor ve “Şoförsen bas gaza,
seçmensen git sandığa' diyor.
Gittiği her mekanın altını üstüne getiren, muhabbeti esnasında mütemadiyen kahkahaların yükseldiği, araştırmacı karıştırmacı gazeteci kişilik Salih Zengin şimdi de yerel
seçimi araştırıp karıştırmakla meşgul. Koluna 33'lük tesbihini takıp, besmeleyle gaza basan Zengin, “kaptığı” müşterileri Seçmen Taksi'de ücretsiz olarak taşırken, bol bol seçim muhabbeti yapıyor. Samanyolu Haber televizyonunda yayınlanan program için direksiyon sallayan Zengin, seçmenin nabzını en iyi tutanlardan biri. Taksinin arkasına “Babam değil, seçmen sağolsun.” yazdırmayı düşünen Zengin'i Demirkapı'dan Eyüp'e doğru inerken gördük. Hemen el kaldırdık, durdu sağolsun. Tam teçhizatlı foto muhabirimiz Sedat'la birlikte
taksiye atlayıp, o yol senin, bu cadde benim gezerken, Zengin'e “Ne iştir bu abi, derdin nedir ki gazeteciliği bırakıp taksi şoförlüğüne başladın?” diye sorduk.
TAKSİ ANKARA'YA NİYETLİ
Seçmen Taksi 2 yıldır devam eden bir program. Yerel seçimler için Zengin'e Seçmen Taksi'nin şoförü olması
teklif edildiğinde “Eğer işin içine rengimi katabileceksem, varım.” demiş ve gerçekten renkli bir program çıkmış ortaya.
Şubat başında başlayan program seçim yasaklarına kadar haftada 5 gün, sabah 10.25,
akşam 18.25'te tekrarı olmak üzere günde iki kez tok karnına seyrediliyor. Hafta sonları ise
şifa niyetine hafta içinin en iyileri tekrar ediliyor. Araçtaki iki sabit
kameranın biri Zengin'i, diğeri yolcuları çekerken Taksi'yi takip eden başka bir
araçtan da dış çekim yapılıyor. Müşterilerden para almayan Zengin'in tek şartı, araçtan ininceye kadar muhabbet etmek.
İstanbul taksicileri kısa mesafe almazlar ama Salih Zengin, yolcunun kısa mesafeye gidenini makbul sayıyor; kısa mesafe, dolu konuşma. Ancak yolcu binip de “karşıya çek” derse, ona da hayır demiyor. Hatta Zengin'in hayali gündemi takip eden ama çok da ciddiye almayan, hoşsohbet, esprili bir yolcunun binip, “Çek abi
Ankara'ya” demesi. “Seçmen Taksi olarak buna da hazırız” diyor. Yakında adayları da özellikle bayan adayları taksiye almak istiyorlar. Sonra
Balıkesir,
Bursa,
Bolu,
Kastamonu,
Yalova, Ankara, Ada
pazarı, Sakarya'yı dolaşıp oradaki seçmenin de nabzını tutacaklar.
KAVGA ETMEYİN ABİ
Yolcuların taksiye alınmasında konuşmayı sevmesi dışında
tercih edilen bir ayırt edici özellik yok. Yolcu seçmediğini söyleyen Zengin, bazen “Nasıl belediye başkanı adayı olunur” gibi bir kitap yazmış kişileri özel olarak
misafir edebildiklerini anlatıyor. “Bütün yolcuları
duraktan ya da herhangi bir yerden alıyoruz. Tanıyan el kaldırıp durduruyor. 'Bu belediye hizmeti mi?' diye soruyorlar veya 'Kaç para' diye soruyorlar. 'Ücretsiz' deyince inanamıyorlar. İkna olan var, kamerayı çalıştırınca geri inen var.” diyor. Konuşmaların 5 ila 10 dakikası kullanılıyor. Bazen çok eğlenceli şeyler olursa süre artabiliyor. Mesela takside davul zurna ile fasıl geçen
baba ve oğul. Mesela CHP'li bir seçmenle Ak Parti'li bir seçmenin birlikte yaptığı
yolculuk. “Biri '
Metrobüs güzel oldu' diyor. Öbürü 'Ne güzel oldu canım,
trafik alt üst oldu.' diyor. 'Laleler güzel oldu' deyince, 'Ne lalesi, kaç lira harcadılar' diyor. Biz böyle renkler istiyoruz. Nabza göre
şerbet vermiyoruz, nabız tutuyoruz. Tarafsız ve objektifiz.”
KILIÇDAROĞLU SAĞOLSUN
“Halkımızın en çok anladığı şey; bir siyaset, iki tababet. Bu konularda ahkam kesmeyi çok sever.” diyen Zengin, siyasetin gergin bir konu olduğunu ama geyiğe de çok müsait olduğunu, Kılıçdaroğlu'nun Kağıthane'ye Kağıttepe demesi, Taksim'de
İETT arazisinin olduğunu varsayması, ekmeği 40
kuruş yapacağını
vaat etmesinin halkın gündeminde çok makaraya sarılabilecek unsurlar olduğunu anlatıyor. Zengin, “Artık insanlar partiden çok hizmete odaklı. Muhtara bile oy verirken adama bakıyor. Fatih'te Türker Saltabaş, Büyükşehir'de
Kadir Topbaş gibi sloganlar duyuyorum” diyor.
TAKSİ BELEŞ ELİMDE KELEŞ
İstanbul'da taksiciliğin zor olduğunu anlatıyor Zengin; “Sağ şeridi taksiciler kapatır, gitmez. Bunun çok insani bir şey olduğunu gördüm. O duraktan müşteri almak zorunda. Diğer durak çok uzakta. Aynı durumda ben de kalıyorum, sağda durup yolcu almam lazım. İki dakka durun da bi müşteri kapalım kardeşim. Soldan devam edin işte.” Taksiciliği artık benimsediğini söyleyen Zengin, “Kendi aracımla giderken sağdan gidip yolcu var mı diye bakarken yakalıyorum kendimi. Böyle tuhaf bir duruma düştüm. Plakası olup da boşta bekleten varsa taksicilik yapabilirim bundan sonra.” diyor. Taksicilerin can güvenliğinin olmamasının büyük bir sorun olduğunu anlatan Zengin, “Benim bir korkum yok. Çünkü kamera kayıtta. En azından gümbürtüye gidersek, fail yakalanır. Dışarıdan takip eden araç hem bana bir güvenlik sağlıyor, hem çekimleri güzelleştiriyor hem de yolcu için bir rahatlığı var. Yanımda levye
beyzbol sopası taşımıyorum. Sadece
Kalaşnikof. Taksi beleş, elimde keleş, gidebildiğim yere kadar…”
LOKANTA SAHİBİ YOLCULAR ARANIYOR
Zengin, insanımızın 'cümleleri şöyle bir sıralıyım da insanlar benden faydalansın.' diye düşündüğünü söylüyor. Zengin'in en zorlandığı şey bayanları taksiye binmeye ikna etmek. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde 40 dakikaya varan yolculuklarda sohbet bitmek bilmiyor. Bazen kamerayı kapatıp sohbete devam ediyorlar. Yolcu
lokanta sahibiyse yemek, berberse traş,
kahvehane sahibiyse çay kahve fırsatını kaçırmıyor. Lokanta sahiplerini özellikle taksiye bekliyor. Vatandaşa notu: “Her an karşılarına çıkabiliriz. Çekinmeden binebilirler. İstedikleri her şeyi söyleyebilirler. Montajda numara yapmıyoruz. Vatandaş net biz de netiz.” Siyasi partilere notu: “Siyasi partiler seçim döneminde ücretsiz taksiler dolmuşlar yapsalar acayip oy kazanabilirler. Afiş vs. bir sürü para aktarmaya gerek yok. Hem götür hem reklamını yap.”
Senin amacın ne?
Seçmen Taksiye çok değişik insanlar konuk oluyor. Ayda 500 liraya çalışan, 400 lira kira veren, 3 ay sonra da evlenecek olan
genç barmen oyunu satacağını söylüyor. Geçen seçimde 600 liralık erzak erzak ve
gıda yardımı yaptığı için oyunu CHP'ye vermiş. Bu seçimde kim 400 - 500 lira verirse oyunu satacak. Yolculardan en eğlencelilerden biri Şirinevler'de durakta sırtlarında davulla bekleyen baba oğul. Zengin anlatıyor: “Baba zurna, oğlu davul çalıyor. Düğüne gidiyorlarmış, orada çalacaklarmış. Baba, 'Senin şimdi amacın ne? 'diye sordu. 'Amacımız yok istediğin yere götürüyoruz' dedim. 'Vay
Allah razı olsun. Sen benim dostumsun.' dedi. 'Dost most yok abi götürüyoruz işte.' dedim. 'İstediğimiz yere kadar mı?. 'Evet.' Dedim. 'Amacın ne senin?' diye sordu yeniden. Anlattım. İşte bu kamera, televizyon programı falan diye. Bu
diyalog aramızda 3- 5 kez tekrarlandı.”
EMETİ SARUHAN- YENİ ŞAFAK