Gereken bedeli ödüyoruz ,öderiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılan terör zirvesinin ardından parti genel merkezine geçerek, halk oylaması sonuçlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Gereken bedeli ödüyoruz ,öderiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bugün milletimizin sandıkta verdiği karar, geçmişte kriz ve gerilim kaynağı olan tüm meselelere çözüm getirerek son noktayı koymuştur. Türkiye'nin istikrar mücadelesine de tarihi nitelikte bir katkı sağlamıştır'' dedi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilebilmesi, genel seçimlerin 4 yılda bir yenilenmesi, TBMM toplantı yeter sayısının 184 olmasını öngören Anayasa değişikliklerinin bu referandumda milletin teveccühüyle kabul edildiğini belirten Erdoğan, Türk halkının büyük bir demokratik olgunluk ve sorumluluk sergileyerek sandık başına gittiğini ve yarının aydınlık Türkiyesini inşa etme yolundaki kararlığını ''evet'' oylarıyla tescil ettiğini söyledi. Referandum sonucunun Türkiye'ye ve Türk milletine hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, referanduma katılım oranının, konunun özelliği göz önününe alındığında makul düzeyde olduğunu belirtti. Demokrasinin katılımcı olmasının en önemli niteliği olduğunu vurgulayan Erdoğan, karar sürecine katılarak lehte ya da aleyhte oy kullanmanın önemine işaret etti. Demokratik tavır sandığa gidip tercihini ortaya koymayı gerektirdiği halde bunun aksini yapanlar, bu tür kampanya yürütenler de olabileceğini ifade eden Erdoğan, onları da saygıyla karşıladığını dile getirdi. Buna rağmen milletin büyük çoğunlukla sandık başına giderek, vatandaşlık görevini yerine getirdiğini anlatan Erdoğan, ''tercihlerini ortaya koyan bütün vatandaşlara'' teşekkür etti. Milletin tercihini önemsedikleri için referandum sürecini ciddiyetle takip ettiklerini ve tercihlerini millete duyurmak için Türkiye genelinde teşkilat olarak ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Erdoğan, ''Bugün milletimizin sandıkta verdiği karar, geçmişte kriz ve gerilim kaynağı olan tüm meselelere çözüm getirerek, son noktayı koymuştur. Türkiye'nin istikrar mücadelesine de tarihi nitelikte bir katkı sağlamıştır'' diye konuştu. Halk oylamasının, Türkiye genelinde doğrudan demokrasi tecrübesine katkı sağladığını söyleyen Erdoğan, katılımcı demokrasinin iyi bir örnek daha verdiğini belirtti. Türkiye'de 81 ilin tümünde yüzde 50'inin altına katılım olmadığına işaret eden Erdoğan, Türkiye genelinde gayri resmi sonuçlara göre katılım oranının yüzde 67.5 olduğunu bildirdi. Türkiye genelinde ''evet'' oylarının yüzde 69, ''hayır'' oylarının yüzde 31 olduğunu kaydeden Erdoğan, 74 ilde ''evet'' oylarının ''hayır'' oylarından fazla olduğunu, 7 ilde ise ''hayır'' oylarının ''evet'' oylarından fazla çıktığını kaydetti. Demokrasinin, ileri demokrasiler olarak yerleştiği ülkelerin halk oylaması sonuçlarından örnekler veren Erdoğan, bu ülkelerde katılım oranının yüzde 25 ile 35 arasında olduğunu anlattı. Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bugün yapılan 5. halk oylamasının büyük katılımla gerçekleşmesinin takdire şayan olduğunu belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'ndeki terör zirvesine katılırken ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın kendisini aradığını belirterek, ''Onunla da bu konuyu görüştük. Ve kendileri de bu konunun üzerinde çok çok hassasiyetle durduklarını ve bu konudaki haklılığımızı vurgulamanın ötesinde 'bize bir kaç gün müsaade edin' demek suretiyle de bu süreci ne denli ciddiye aldıklarını ifade ettiler'' dedi. Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Terör Zirvesi'nde alınan kararlara ilişkin soru üzerine Erdoğan, zirveye ilişkin yazılı açıklamanın Cumhurbaşkanlığı makamından yapıldığını belirterek, bunun dışında bir açıklama yapmasının söz konusu olmayacağını söyledi. Erdoğan, ''Siz zirvedeyken Celal Talabani bir Türk televizyonundaki programa katılıp, görüştüğü PKK'lıların ateşkes ilan edeceklerini söylediğini ifade etti. Sizin Talabani veya başka liderlerle temaslarınız oldu mu? Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine şunları söyledi: ''Talabani'nin bu tespitleri şahsen beni tatmin etmiyor. Biz artık uygulamayı görmek istiyoruz. Uygulamada neticeyi görmek istiyoruz. Bu tür sözleri söylemek güzel şeyler. İfadeler güzel ama neticesi ne olacak bunu görmek isteriz. Eğer bunların neticesini alabilirsek, bunların neticesini görebilirsek biz her zaman bir şey söylüyoruz; bizim Irak'ın toprak bütünlüğü üzerinde, Irak'ın siyasi birliği, beraberliği üzerinde herhangi bir olumsuz düşüncemiz yok. Bunu başından beri ifade ettik. Ve Irak'a komşu ülkeler toplantılarını başlatan Türkiye'dir. Nitekim Kasım başında da İstanbul'da genişletilmiş Irak'a komşu ülkeler zirvesi yapılacak. Bütün bunlardaki bizim gayretimiz nedir? Irak'ın şu anda içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmasıdır. Biz bu şekilde çırpınırken Irak'ın kuzeyinde bir terör örgütünün konuşlandırılmasına Irak'ın merkezi yönetiminin müsaade etmesi veya yerel yönetimin buna müsaade etmesi, çanak tutması anlaşılır bir şey değildir. Ve bunu tarihi dostluğumuz, kardeşliğimizle de bağdaştıramıyoruz. Onun için de burada uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa Türkiye de uluslararası hukuktan doğan bütün haklarını şüphesiz ki kullanacaktır. Buna zaten kimsenin de hayır demesi söz konusu değildir. Nitekim şu ana kadar da bütün ülkeler çok açık net bu konuda tavırlarını ortaya koymuşlardır.'' -RICE'LA GÖRÜŞME- Erdoğan, Çankaya Köşkü'ndeki terör zirvesine katılırken ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın kendisini aradığını belirterek, şunları kaydetti: ''Onunla da bu konuyu görüştük. Ve kendileri de bu konunun üzerinde çok çok hassasiyetle durduklarını ve bu konudaki haklılığımızı vurgulamanın ötesinde 'bize bir kaç gün müsaade edin' demek suretiyle de bu süreci ne denli ciddiye aldıklarını ifade ettiler. Biz toplantıdayken daha sonra arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre de Sayın Başkan'ın da yine bu noktada yapmış olduğu açıklamalar var. Ve bu açıklamalarla birlikte bizler tabii ki sürecin ciddi bir şekilde takipçisiyiz. Bunun yanında da tabii ki bölgedeki terörle olan mücadelemiz de artan bir oranda aynı kararlılıkla devam edecektir. Bunun bedeli ne olursa olsun, sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.'' Erdoğan, bir gazetecinin ''Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin yaptığı açıklamalarda sözde bir ateşkes olduğu ifadesini bulmamız mümkün, aynı zamanda bir devlet başkanı sıfatı altındaki bir ismin terör örgütü üyesi ya da elebaşlarıyla görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu bir anlamda o bölgede konuşlanmaya izin verme, karşılıklı bir temas anlamı taşımaz mı?'' şeklindeki sorusu üzerine de şunları söyledi: ''Şüphesiz ki bir resmi devlet başkanının, cumhurbaşkanının bu tür illegal terör örgütü başkanlarıyla görüşmesi uluslararası diplomaside hiçbir zaman olumlu karışlanmaz. Tabii o bir yerde kendi yaklaşım tarzlarıdır. Ama bizim tarzımızda, dünyada gelişmiş demokrasilerde falan böyle bir şey asla söz konusu değildir, olmaz. Tabii burada Irak'ın şu andaki mevcut yapısına baktığımız zaman durum çok çok farklı. Bizim içişleri bakanları arasında yapılmış olan güvenlik anlaşması henüz Irak Parlamentosundan geçmiş bir anlaşma değil bildiğiniz gibi. Sadece bu anlaşma yapıldı ama Irak parlamentosundan henüz geçmiş değil. Dolayısıyla da o anlaşmaya yönelik bir değerlendirme yapmamız şu anda mümkün değil. Fakat bu anlaşma bile bir yerde karşılıklı olarak bir yaklaşım tarzıdır, en azından bu yaklaşım tarzının da bir uygulamaya geçirilmesi karşılıklı itimada dayalı bir adım olurdu ki bu da tabii bizler açısından geleceğe yönelik olumlu bakışı taraflara kazandırır.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''PKK'yı terör örgütü olarak ilan edenlerle biz masaya otururuz. PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmeyen hiçbir ülkeyle bizim konuşacak, bu noktada bir şeyimiz kalmamıştır'' dedi. Başbakan Erdoğan, terörle mücadeleye ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmesini de talep eden açıklamalarının anımsatılması üzerine şöyle konuştu: ''Bir şeyi çok açık ve net ifade etmem gerekir, terörle mücadelede asla duygusallık egemen olmamalıdır. Aklı selim egemen olmalıdır. Yani bizler birileri talep ediyor, birileri istiyor, birileri arzu ediyor diye olağanüstü hal ilan edemeyiz, bu siyasetçi olabilir, kamuoyu olabilir, biz devlet yönetiyoruz. Bu güvenlik güçlerini alakadar eden bir konuysa o zaman burada TSK'nın, emniyet teşkilatımızın kanaatleridir bu işi belirleyecek olan. Biz bu kanaatleri alırız. O kanaatleri aldıktan sonra da siyasi irade olarak da tavrımızı ortaya koyarız. İnanıyorum ki burada ana muhalefet partisi olsun, diğer partiler olsun aynı hassasiyet içerisinde konuya yaklaşacaklardır. Eğer burada böyle basit siyasi rantlar hesabı içerisine girilirse yanlış olur. Bu bizim için bir milli meseledir. Ve biz bu milli meselenin tezahürünü özellikle sınır ötesi harekatla ilgili Parlamento'da gördük. Gerek ana muhalefet gerek muhalefet partisi olarak MHP, gerekse diğer bazı bağımsız milletvekilleri burada olumlu bir tavır sergilediler ve bu olumlu tavırla birlikte 507 gibi bir ''Evet'' oyuyla sınır ötesi harekata yönelik hükümete yetki verildi. -''DUYGUSAL ADIM ATILMAZ''- Hükümet bu yetkiyi nerede kullanır? Hükümet bu yetkiyi askeri gerekçeler oluştuğu zaman bu yetkiyi kullanır. Böyle bir gerekçe ortada yokken birileri böyle bir talepte bulunuyor, arzu ediyor diye duygusal olarak böyle bir adım atılmaz. Bunun için bizler bu oluştuğu anda tereddüt etmeyiz. Çünkü orada tereddüt diye bir şansımız yoktur. Olması gereken neyse onu yaparız. Daha önce de söyledim, bedeli neyse bu bedeli ödemeye hazır olan bir hükümet var ve gün birlik, beraberlik günüdür.'' Kurumların birbirleri ile dayanışma günü olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Gerek siyasi partilerimizin gerek tüm diğer kurumlarımızın TSK'nın, emniyet teşkilatımızın, tüm sivil toplum örgütlerimizin, tüm medyamızın...'' dedi. ''Çok açık söyleyeyim, gerek yazılı gerekse görsel medyamızın bugün gün boyu yaptıkları yayınlar, ulusal psikolojiyi olumsuz yönde etkiledi'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Burada halkımızı olumsuz istikamette etkileyecek bir toplumsal psikoloji yönetme adına, bence olumlu istikamette toplumsal psikolojiyi oluşturacak bir adımı beraber atmamız gerekir. Devamlı olarak çok çok farklı aynı resimleri oralarda döndürmek ve bununla beraber halkımızın psikolojisini adeta bozmak herhalde doğru değildir. Bu konuda da biz yazılı ve görsel medyamızın bu süreçte desteğini bekliyoruz. Biliyorsunuz, terör örgütünün en önemli amacı kendi reklamını, kendi propagandasını yaptırmaktır. Başka bir şey aramasına gerek yok zaten. Bu kadar propaganda yapıldıktan sonra, 'Tamam, ben hedefe ulaştım' diyor. Ondan nemalanıyor, oradan güç kazanıyor. Bu konuda da birbirimizi iyi anlamamız lazım, dayanışma içinde olmamız lazım ve beraberce bu işten arzuladığımız neticeyi alarak çıkmamız lazım. Ve tabii ben halkımızı da sağduyuya davet ediyorum. Özellikle buradan farklı bölgelerde farklı şekilde, hiçbir taksiratı olmayan insanlara yönelik belli saldırılarda bulmak, bunlar yanlış şeylerdir. Bu konularda tepkilerimizi içimizde tutsak etmemiz lazım. Bu tür yanlış yollara tevessül etmek doğru değildir. Her şeyimizi sağduyuyla, kontrollü bir şekilde götürmek inanıyorum ki ülkemizin geleceği için, aramızdaki birlik, beraberlik için çok isabetli olacaktır.'' -İNGİLTERE ZİYARETİ- Başbakan Erdoğan, yarın yapacağı İngiltere ziyaretinin de yaptıkları istişareler sonucunda iptal edilmeyeceğini bildirdi. Yarın yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bu ülkeye gideceğini belirten Başbakan Erdoğan, orada Oxford Üniversitesi'nde bir konferansa katılacağını, salı günü de İngiltere Başbakanı Gordon Brown ile bir araya geleceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, İngiltere'de ayrıca İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile görüşeceğini ardından ziyaretini tamamlayarak yurda döneceğini bildirdi. -RİCE İLE YAPILAN TELEFON GÖRÜŞMESİ- Başbakan Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Rice ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin, ''Yapmak istedikleri şeye ilişkin bir bilgi verdi mi? Bizimle paylaşır mısınız? Sizin buna karşı yanıtınız ne oldu?'' sorusu üzerine, ''Bundan çok çok rahatsız olduklarını söylediler. Biz de kendilerinden, 'Eğer atacağınız adımları süratle atarsanız, inanıyorum ki bu bizim stratejik ortaklığımızın gereği olarak da, bizim nasıl Afganistan'da attığımız adımlar çok seri, çok zamanlı olmuşsa, sizlerin de attığınız bu adım zamanlı olacaktır. Çünkü çok geciktik' dedim'' diye konuştu. -ASKERİ GEREKÇELER- Erdoğan, bir gazetecinin, ''(Bu aşamadan sonra tezkereyi kullanmaktan başka çare kalmamıştır) denilecek noktaya gelindi mi? Köşk'ten yapılan açıklamada da, 'Gereken her türlü bedel ödenmekten çekinilmeyecektir' yönünde bir ifade var. Bunu açar mısınız?'' sorusuna şu karşılığı verdi: ''Bu konuyla ilgili olarak biz bütün askeri gerekçeler, güvenlik güçlerimizin önümüze koyduğu gerekçeler oluştuğu anda, biz bu konuda hiç geri durmayız, adımımızı atarız. Bu oluştuğu anda biz buna hazırız, burada bir sıkıntımız yok. Biz bu yetkiyi zaten bugünler için aldık. Şu anda bu konuyla ilgili Genelkurmayımızla, Emniyet Teşkilatımızla hepsiyle gayet kararlı bir şekilde görüşmelerimizi yapıyoruz. Bu konuları da zaten aramızda konuşuyoruz. Böyle bir şey olduğu anda da bunun adımı muhakkak atılacaktır, burada geri durmak söz konusu değil. Bedelini zaten ödüyoruz ama daha farklı bir bedel de varsa, onu da ödeyeceğiz. Niye? Çünkü bu ülkenin, bu milletin huzuru için biz her türlü adımı atmakta kararlıyız. Sorumluluğumuz da zaten bunu gerektirmektedir, bu sorumluluğun bilinci içerisinde bu adımı atıyoruz ve bu tempoyu artırmak suretiyle de bu yola devam edeceğiz.'' Barzani'nin açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Başbakan Erdoğan, ''Müsaade edersiniz ben onun değerlendirmesine hiç girmeyeyim. Çünkü zaten ifadelerin içinde her şey gizlidir, saklıdır, bunlar da anlaşılmayacak ifadeler değildir. Bizim bu konuda zaten söylenecek başka bir sözümüz yok. Çünkü PKK'yı terör örgütü olarak ilan edenlerle biz masaya otururuz. PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmeyen hiçbir ülkeyle bizim konuşacak, bu noktada, bir şeyimiz kalmamıştır. Bunu da zaten bütün Avrupalı ülkeler ilan etmiş, ABD ilan etmiş, BM bu noktaya işi getirmiş ve hala bu noktada tereddütü olanlar varsa bizim bunlara söyleyecek hiçbir şeyimiz yok.''
<< Önceki Haber Gereken bedeli ödüyoruz ,öderiz Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER