Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 28 Şubat soruşturmasıyla gündeme gelen Batı Çalışma Grubu’nu (BÇG) deşifre eden eski İçişleri Bakanı Meral Akşener, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu ve polis memuru Kadir Sarmusak’ın, dönemin medyası tarafından ‘vatan hainliği’ ile suçlandığı ortaya çıktı. Akşener, Orakoğlu ve Sarmusak hakkında ‘vatana hıyanet’, ‘köstebek’, ‘devlete savaş açmışlar’ manşetlerinin atıldığı görüldü.
28 Şubat kararlarının uygulanması ve denetlenmesi için illegal kurulan BÇG, askerliğini onbaşı olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda yapan polis memuru Kadir Sarmusak’ın yapı hakkındaki belgeleri Bülent Orakoğlu’na vermesiyle deşifre oldu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Emniyet İstihbarat Dairesi’ne belge ve bilgi sızdırıldığı iddiasıyla haklarında askeri mahkemede dava açılan Kadir Sarmusak ve Bülent Orakoğlu, beraat etti.
Dönemin medyası ise, ortaya çıkan illegal yapı yerine belgeleri deşifre eden Orakoğlu, Akşener ve Sarmusak’ı ‘vatan haini’, ‘köstebek’ ve ‘casus’lukla suçladı. Akşener için ordunun içine casus sokarak bilgi topladığı haberleri ön sıralara çekildi. Gazetelerde olay; ABD’de 1972-1974 yılları arasında dinleme olayının ortaya çıkmasıyla başlayan ve Başkan Richard Nixon’un istifasıyla sona eren Watergate skandalına benzetildi.
BÇG belgelerinin ortaya çıkmasıyla ilgili açılan davada savcı, belgelerin orijinallerini 11 Eylül 1997 tarihli resmi yazıyla Genelkurmay’dan istedi. Ancak Genelkurmay Başkanlığı belgeleri göndermedi. Nisan 2012’de başlayan 28 Şubat soruşturmasında ise orijinal belgeler Genelkurmay’dan tekrar istendi. Genelkurmay’dan gelen belgeleri inceleyen savcı, ‘darbeye teşebbüs’ten soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında aralarında Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve emekli Orgeneral Teoman Koman’ın da bulunduğu 31 kişi tutuklandı. Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ise İstanbul’da gözaltına alınıp Ankara’ya götürüldü. Karadayı, adli kontrol uygulanarak serbest bırakıldı.
BATI ÇALIŞMA GRUBU (BÇG)
Batı Çalışma Grubu (BÇG), ‘postmodern darbe’ olarak nitelenen 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarının uygulanmasını denetlemek için Güven Erkaya’nın komutanı olduğu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde yasa dışı olarak kurulmuştu. Dönemin önde gelen komutanlarından Erol Özkasnak, BÇG’nin fikir babasının dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir’in olduğunu söylemişti.
Yasa dışı grup, bu dönemde irticai faaliyette bulunduğunu iddia ettiği 6 milyona yakın insanı fişlemişti. Bu fişlemeler sırasında sadece askeri personel değil, asker ailelerinin de kullanıldığı belirtilmişti. Kur’an kursları, özel yurtlar, vakıflar ve dernekler gibi birçok özel ve kamu kuruluşunu markaja alarak fişleyerek binlerce insanı mağdur eden BÇG, Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde yasallaştırılarak ‘Başbakanlık Takip Merkezi’ne dönüştürülmüştü.
28 Şubat döneminde atılan manşetlerden bazıları ise şöyle:
Milliyet: Orakoğlu’nu suçu vatana hıyanet
Milliyet: Köstebek operasyonları
Milliyet: Devlete savaş açmışlar
Milliyet: Oyunu köşk bozdu
Milliyet: Koman sert çıktı
Hürriyet: Türk Watergate’i; İçişleri Eski Bakanı Akşenir’in ordunun içine casus sokarak bilgi topladığı ortaya çıktı. Ankara, ABD’de Başkan Watergate olayının benzeri ile sarsıldı.
Hürriyet: Müthiş itiraf; Casus onbaşının ifade tutanağı
Hürriyet: Akşener için suç duyurusu
Hürriyet: Ankara’da bomba gibi patlayan olaylar oldu; Akşener'e orduyu tahkirde inceleme
Hürriyet: Yalan tutanaklar; MGK’a toplantısında Çiller ve Akşener casusluk olayını bildikleri halde ‘Bilmiyoruz’ dediler.
Sabah: Skandal
Sabah: Akşener’den ağır itham
WATERGATE SKANDALI
Watergate skandalı; 1972-1974 Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentinde gelişen ve Başkan Richard Nixon'un istifa etmesiyle sonuçlanan siyasi bir skandaldır. ABD'nin başkenti Washington’da bulunan bir otel ve iş merkezinin adı olan Watergate’te 17 Haziran 1972 günü 5 hırsız polis tarafından yakalandı. Derinleştirilen soruşturma sonunda hırsızların; ABD Başkanı olan Richard Nixon'un partisi Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı olduğu ve amaçlarının Demokratik Parti'nin telefonlarını gizlice dinlemek üzere mikrofonlar yerleştirmek olduğu ortaya çıktı. Dinleme skandalının ortaya çıkmasıyla Başkan Nixon istifa etti.