* Son zamanlarda sık sık 'Neden konuşmuyor?' sorusu ile karşılaşıyorum.Genelkurmay Başkanı, devlet sorumluluğu bulunan, görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiş, TSK'nın Komutanı ve bir kamu görevlisidir.
*Bir kamu görevlisinin; konuşacağı konuyu, yeri, zamanı ve muhataplarını doğru analiz etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle, mümkün oldukça konuşmamaya ve gündemde olmamaya gayret sarf ediyorum.
* Tarihi davalarla ilgili verilen yargı kararlarının; ihtisas sahipleri tarafından tartışılmasının, sonuçlarının yürütme ve yasama organları tarafından değerlendirilmesinin ve vicdani muhasebesinin de yüce milletimiz tarafından yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum.
*Balyoz Davası) Karar sonrası tahliye edilen arkadaşlarımın çoğunluğunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı mensubu olduğu ifade edilerek TSK içinde ayrımcılık yapma, nifak sokma ve huzur bozmaya yönelik girişimleri kınıyorum.
İŞTE MEKTUBUN TAMAMI
Org.neral Özel, AA'ya yaptığı yazılı açıklamada, Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesinin temyiz kararını açıklamasının ardından şahsına yönelik sözlü ve yazılı eleştiri ve saldırıların olduğunu hatırlattı.
"Kurban Bayramı'nı idrak ettiğimiz günlerde bayramın kutsiyetine olan inancım ve yüce Türk milletine olan saygımdan dolayı cevap vermek istemedim" ifadelerini kullanan Özel, şunları kaydetti:
"Ancak yıkıcı ve mesnetsiz olduğunu düşündüğüm eleştiri, tahrik ve saldırıların dozajının artması üzerine iddialara cevap olarak kamuoyunun bilgilendirmenin yararlı olacağını değerlendiriyorum. Öncelikle tutuklu olan personelimizin ve onların değerli aile bireylerinin acısını ve üzüntüsünü ailemle birlikte hep yüreğimizde hissettiğimizi vurgulamak istiyorum. Görevimi devraldığım zaman 'Balyoz' adı verilen davada, deliller toplanmış, tutuklamalar yapılmış, soruşturma tamamlanmış, savcılık iddianamesi hazırlanmış, iddianame yetkili mahkeme tarafından kabul edilmiş ve yargılama süreci başlamış bulunuyordu.
Görevim boyunca bir taraftan asli görevlerimizin ifası için gayret sarf ederken, diğer taraftan, yine yasal görev ve sorumluluğum ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin örf ve adetleri gereği mensuplarımız ile ilgili yürütülen bütün soruşturma ve davalarla yakından ilgilendiğimi, günlük olarak bilgilendiğimi ve halen de ilgilenmeye ve bilgilenmeye devam ettiğimi, Anayasamızda belirtilen 'Demokratik hukuk devleti' ilkesine, mevcut yasal mevzuata ve yargının ayrı bir 'erk' olarak bağımsız ve tarafsız olması gerektiğine olan inancım çerçevesinde, arkadaşlarımın durumuna hukuki çözümler aradığımı ve bu yöndeki düşüncelerimi ilgili ve yetkili olduklarını düşündüğüm makam sahipleri ile paylaştığımı, tutuklu olan personelimizin, hiçbir ayrım yapılmadan, tamamen yasal mevzuat içerisinde kalınarak, düzenli olarak ziyaret edilmesini, istek ve ihtiyaçlarının tespit edilerek karşılanmasını, savunmalarına yardımcı olacak bilgi ve belgelerin kendilerine ve/veya avukatlarına zamanında ulaştırılmasını, ayrıca TSK'nın geleneksel aile yapısı nedeniyle aile bireyleri ile ilgilenilmesini sağladığımı bilginize sunmak istiyorum."
Görevi devraldıktan birkaç ay sonra gerek insani gerekse yasal görev ve sorumluluğunun gereği olarak Ekim 2011'de Hasdal Askeri Cezaevinde ziyaretlerde bulunduğunu hatırlatan Orgeneral Özel, açıklamasına şöyle devam etti:
"Ziyaretimin amacı, sorumlu ve vefalı bir kişi olarak arkadaşlarımı dinlemek, onlar için hukuken ve idari olarak ne yapabileceğimi belirlemek ve her şeyden önemlisi moral vermekti. Bu ziyaret esnasında bazı arkadaşlarıma, 'Suçun şahsiliği prensibine karşın, yürütülen davanın aynı zamanda TSK'nın kurumsal kimliği ile de yakından ilgili olduğunu, davayı yakından takip ettiğimi, TSK'nın kurumsal yapısını, emir-komuta sisteminin işleyiş tarzını ve iddialarla ilgili mevcut bilgileri yetkili ve ilgili kişilerle diyalo kurarak yüz yüze görüşeceğimi, bu konuda basın-yayın yolu ile bilgilendirme yapmayı düşünmediğimi' belirttim."
-"(Balyoz davası) Karar sonrası tahliye edilen arkadaşlarımın çoğunluğunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı mensubu olduğu ifade edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri içinde ayrımcılık yapma, nifak sokma ve huzur bozmaya yönelik girişimleri kınıyorum"-"Tarihi davalarla ilgili verilen yargı kararlarının; ihtisas sahipleri tarafından tartışılmasının, sonuçlarının yürütme ve yasama organları tarafından değerlendirilmesinin ve vicdani muhasebesinin de yüce milletimiz tarafından yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum"
-"Son zamanlarda sık sık 'Neden konuşmuyor?' sorusu ile karşılaşıyorum. Genelkurmay Başkanı, devlet sorumluluğu bulunan, görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiş, TSK'nın Komutanı ve bir kamu görevlisidir"-"Bir kamu görevlisinin; konuşacağı konuyu, yeri, zamanı ve muhataplarını doğru analiz etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle, mümkün oldukça konuşmamaya ve gündemde olmamaya gayret sarfediyorum"
Genelkurmay Başkanının, devlet sorumluluğu bulunan, görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiş, Türk Silahlı Kuvvetlerinin komutanı ve bir kamu görevlisi olduğunu ifade eden Orgeneral Özel, kamu görevlisinin, konuşacağı konuyla ilgili, yeri, zamanı ve muhataplarını doğru analiz etmesi gerektiğini bildirdi.
Bu nedenle mümkün oldukça konuşmamaya ve gündemde olmamaya gayret sarfettiğini, TSK ile ilgili haberlerin de internet ortamında kamuoyuyla paylaşılmasını yeterli gördüğünü ifade eden Özel, "Son Balyoz temyiz kararından sonra da bazı sanık ve yakınları tarafından konuşmamam konusunda yoğun eleştiriler olduğunu gördüm. Kurumsal kimliğim nedeniyle, yargıya intikal etmiş konularla yargı kararları üzerine yorum ve değerlendirme yapma hakkına sahip olmadığımı ve düşüncelerimi basın yolu ile kamuoyu ile paylaşmayı doğru bulmadığımı düşünüyorum. Ancak, bireysel olarak düşüncelerimi ilgililerle serbestçe paylaştığımın da bilinmesinde yarar görmekteyim" değerlendirmesinde bulundu.
Tarihi davalarla ilgili verilen yargı kararlarının; ihtisas sahipleri tarafından tartışılmasının, sonuçlarının yürütme ve yasama organları tarafından değerlendirilmesinin ve vicdani muhasebesinin de yüce millet tarafından yapılmasının daha doğru olduğunu düşündüğünü vurgulayan Orgeneral Necdet Özel, açıklamasında şunlara yer verdi:
"Diğer taraftan, karar sonrası tahliye edilen arkadaşlarımın çoğunluğunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı mensubu olduğu ifade edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri içinde ayrımcılık yapma, nifak sokma ve huzur bozmaya yönelik girişimleri kınıyorum.
Daha huzurlu, müreffeh ve her yönüyle gelişmiş Türkiye hedefine; geçmişte yaşadığımız olayları sorgulayarak, gerekli dersleri çıkararak ve bu dersleri hayata geçirerek, ancak geçmişte yaşanmış hadiselere takılıp kalmadan, bu olayları sürekli olarak gündemde tutmayarak, geleceğimize ait plan ve projeler yaparak ve bunları uygulama alanına sokarak, birlik ve beraberliğimizi ve iç huzurumuzu koruyarak, birbirimizi dinleyerek ve anlayarak, mevzubahis vatan ve millet olduğunda saplantılarımızı bir kenara bırakarak ve 'Herşey Türkiye için' diyerek ulaşabileceğimize inanıyorum.
İşte bu düşüncelerle, atalarımızdan bizlere emanet edilen özgür vatan topraklarının korunmasının, devletimizin bekasının, vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğinin teminatı olduğunu düşündüğüm, yüce milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun fedakar mensuplarına karşı daha duyarlı olunmasını rica ediyorum."