Gençlerin yüzde 21'i en çok
mafya dizilerini, yüzde 44.8'i aksiyon, macera, korku, gerilim türünde filmleri izliyor. Yüzde 66.5'i bilgisayarda savaş oyunu oynuyon.
Öğrenciler arasındaki
taciz oranı ise yüzde 92.
Türk Eğitim-Sen'in yaptırdığı “
Şiddet ve Taciz” anketi, gençlerin yüzde 21'inin “mafya dizilerini” izlediğini ortaya koydu.
Gençlerin gözde bilgisayar oyunlarından biri de Mafya adını taşıyor. Sendikadan yapılan yazılı açıklamada,
Türkiye genelinde 7. ve 8. sınıftan 1136 öğrenci arasında yaptırılan anketin sonuçları hakkında bilgi verildi.
Açıklamada, “hangi tür televizyon dizilerini
tercih ettikleri” yönündeki soruyu, gençlerin yüzde 21'inin mafya, 19.5'inin komedi dizisi olarak yanıtladıkları, öğrencilerin yüzde 44.8'inin aksiyon, macera, korku, gerilim türünde filmleri izledikleri belirtildi.
Bilgisayar oyunları salonları ya da internet kafelere giden öğrenciler arasında en çok oynanan oyun türünün, yüzde 66.5 ile savaş ve dövüş oyunları olduğunu ifade edilen açıklamada,
futbol oyunlarının yüzde 12.1,
araba ve
motor yarışlarının yüzde 9.9 oranında tercih edildiği kaydedildi.
Öğrenciler arasındaki taciz oranının, yüzde 92 olarak belirlendiği ifade edilen açıklamada, kızların “sarkıntılık”, erkeklerin ise kızların kendileriyle fazla “yüz göz olması”dan rahatsızlık duydukları bildirildi.
İMZA KAMPANYASI
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, anket sonuçlarının oldukça çarpıcı olduğunu belirterek, gençlerin yitip gitmemesi için başta aileler,
Milli Eğitim Bakanlığı, medya ve
emniyet güçleri olmak üzere
toplumun tüm kesimlerinin seferber olması gerektiğini kaydetti.
Okulda şiddetin önlenmesi için Türkiye genelinde
imza kampanyası başlatacaklarını, toplanan imzaları
TBMM Başkanı, milli eğitim ve içişleri bakanları, siyasi parti genel başkanları, medya yöneticileri ile
sivil toplum örgütlerine göndereceklerini bildiren Özcan, ”Gençliğin heba olmaması için herkesten
destek bekliyoruz” dedi.
PSİKİYATR CİMİLLİ: TOPLUMSAL BİR DÖNÜŞÜM YAŞANIYOR
Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Can Cimilli, okullarda yaşanan şiddet olayları ile ilgili, “Toplumda bir dönüşüm yaşanıyor. Bunda,
psikolojik nedenlerden ziyade insanları bağlayan değerlerin erozyona uğraması ve
ekonomik zorlukların da etkisi var” dedi.
Cimilli,
ilköğretim öğrencileri arasında bile şiddet olayları yaşanmaya başladığına işaret ederek, bu şiddet olaylarının psikolojiden daha çok sosyolojik bir olay olduğunu belirtti. Prof. Dr. Cimilli'ye göre ekonomik sounlar da gençleri şiddete yöneltiyor.
Cimilli, şunları kaydetti: “Toplumda dönüşüm yaşanıyor. Bunda, psikolojik nedenlerden ziyade insanları bağlayan değerlerin ortadan kalkması, erozyona uğraması ve ekonomik zorlukların etkisi de var. Göç nedeniyle kırsal kesimlerdeki geleneksel ailenin çözülmesi ve kentleşme bir araya geldiğinde şiddet oranında artış görülüyor.”
Can Cimilli, şiddet içerikli televizyon programları, filmler ve bilgisayar oyunlarının da şiddeti özendirici faktörler olduğunu belirtti.
Devletin sosyal politikaları terk ettiğine, sağlık politikalarının özelleştirildiğine dikkati çeken Cimilli,
evsizler ve
özürlü kişiler,
sokak çocukları gibi kişilere
bakım sağlayacak bazı kurumlar olması gerektiğini vurguladı.
“ULUSAL RUH SAĞLIĞI POLİTİKASI OLMALI”
Can Cimilli, toplumun beklentileri artarken bu konuda hiçbir adım atılmadığını savunarak, şunları kaydetti: “Devletin, bir ulusal ruh sağlığı politikası yok. Bu olmayınca, bu alanda yatırım da olmuyor. Devletin, ulusal ruh sağlığı politikası olmalı. Şiddet eğilimleri olan risk grupları belirlenmeli, buna göre
yardım programları oluşturulmalı. Kurum bazında danışmanlık verilmeli. Bütün kurumları içeren önlemler alınmalı. Okullar bazında da konu ele alınmalı.”
Şiddete yönelen çocuklara yönelik gerekli önlemler alınmazsa
erken yaşta sabıkalı duruma düşebileceklerine, daha sonraki yaşlarda rehabilitasyonlarının zor olacağına işaret eden Cimilli, anne ve babaların çocukları ile iyi ilişkiler kurması gerektiğini vurguladı.