Teknik takibe takılan diyalogda, komuta kademesindeki
generaller 'salon subayları' olarak nitelendiriliyor.
Görev yaptığı 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı sırasında 'sosyetik
fişleme' yaptıran
emekli Tuğgeneral Kaya Varol'un,
Ergenekon terör örgütü sanıklarıyla içli dışlı olduğu ortaya çıktı. Varol, zanlılarla yaptığı
telefon konuşmalarında
Genelkurmay Başkanı
Yaşar Büyükanıt, Kara
Kuvvetleri Komutanı
İlker Başbuğ ve Genelkurmay 2. Başkanı
Ergin Saygun'a ağır eleştiriler yöneltmiş. Varol, Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan görüşmelerde, kuvvet komutanlarını 'terörle mücadeleden anlamayan salon subayları' olarak nitelendiriyor. Business Channel'in ortağı Hayrettin
Ertekin'le konuşan Varol, TSK'nın üst yönetimini NATO'cu ve NATO'cu olmayan şeklinde ikiye ayırıyor. Ergenekon
terör örgütünün sanıklarından Hayrettin Ertekin'le 12
Aralık 2007 tarihinde yapılan konuşma, savcılığın talimatıyla gerçekleşen
teknik takibe takılmış. Emekli Tuğgeneral Varol, 2004 yılı
Mart ayında kaymakamlıklara geçtiği 'fişleme' yazısında, sanatçılardan yüksek sosyete gruplarına kadar herkes hakkında istihbarat yapılmasını talep etmişti. Genelkurmay da haberi doğrulamış ve olay hakkında inceleme başlatmıştı.
İŞTE HAKARET DOLU TELEFON GÖRÜŞMESİ
Ertekin: Sayın komutanım sabah gazeteyi bi açtım gazetede bir
operasyon var. Şey ahlak polisi 700 tane İstanbul'da şeyi toplamış. Resimlerini toplamış, onu inceliyordum.
Bizimkiler var mı diye aklıma geldiniz.
Varol: Kimsenin bir şeyden alındığı yok, herkes bildiğini yapıyor.
Ertekin: Abide boş çıktı. Abide duruyor şimdi. İki duble içince ateşleniyor, hiçbir şeyi yok komutanım ya. Yani çaptan da düştü herhalde.
Varol: Ya o da şimdi idare ediyor, şurda kaldı diyor 7-8 ay diyor.
Ertekin:
Ergun Saygun dün konuşmuş falan okudum şimdi gazetelerde. O nasıl biridir, vatanperver mi yoksa böyle hani o da salla başı al maaşı...
Varol: Valla askerliği bilmez o da. Aynen aynen o da bürokrattır, yani şeydir dışçıdır o da, yani o da NATO'lardan, dış görevlerden işte
yabancı dil ordan gelme yani terörü merörü
Güneydoğu falan bilmez, o da bilmez
İlker Başbuğ'u da bilmez bunlar kıta komutanı değil ki, bunlar sosyete bunlar, salon subayı...
Emekli Tuğgeneral Varol'un başında bulunduğu 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın, Mart 2004'te kaymakamlıklara geçtiği 'fişleme' yazısı kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. 'Bölücü ve yıkıcı' faaliyetlerde bulunan kişi ve kurumlar hakkında bilgi toplanması istenirken, sanatçılardan yüksek sosyete gruplarına, Çerkes, Arnavut ve Çingene kökenli vatandaşlardan Klu Klux Klan taraftarlarına kadar herkes hakkında istihbarat yapılması talep edilmişti. Olay medyaya yansıyınca haberi doğrulayan Genelkurmay, "Çalışmada yer alan hususların düzeltilmesi maksadıyla gerekli incelemelere başlanmıştır." açıklamasında bulunmuştu. Varol, aynı yılın ağustos ayında emekli edilmişti. İşte Varol ile Ertekin arasındaki telefon konuşmasının özeti:
Ertekin: Sayın komutanım, saygılar sunuyoruz.
Sabah gazeteyi bi açtım gazetede bir operasyon var. Bütün adamları toplamışlar. Şey ahlak polisi 700 tane İstanbul'da şeyi toplamış. Resimlerini toplamış, onu inceliyordum. Bizimkiler var mı diye aklıma geldiniz. O ara dedim ki komutanımı arayım da bir gazeteye baksın tanıdık biri var mı? Komutanım ne oluyor, memleketin durumunu hiç anlatmıyorsunuz. Ben yazıyorum çiziyorum da yani okumuyorsunuz da...
Varol: Kimsenin bir şeyden alındığı yok, herkes bildiğini yapıyor.
Ertekin: Abi de boş çıktı. Abi de duruyor şimdi. İki duble içince ateşleniyor, hiçbir şeyi yok komutanım ya. Yani çaptan da düştü herhalde. Diyor ki, ya hiç huzurumu bozmayayım şimdi. Hiçbir şey yapacağı yok.
Varol: Ya o da şimdi idare ediyor, şurda kaldı diyor 7-8 ay diyor.
Ertekin: 7 ayı kaldı teskereye, şey nasıl bi adam komutanım siz bilirsiniz,
Ergun Saygun dün konuşmuş falan okudum şimdi gazetelerde. O nasıl biridir yani, vatanperver mi yoksa böyle hani o da salla başı al maaşı...
Varol: Valla askerliği bilmez o da. Aynen aynen o da bürokrattır, yani şeydir dışçıdır o da, yani o da NATO'lardan, dış görevlerden işte yabancı dil ordan gelme yani terörü merörü Güneydoğu falan bilmez, o da bilmez İlker Başbuğ'u da bilmez bunlar kıta komutanı değil ki, bunlar sosyete, bunlar salon subayı...
Ertekin: Öyle isteniliyordu zaten öyle yani dizayn etti gitti.
Varol: Sadakatlidir yani... Komutanlarına karşı son derece sadıktır.
Ertekin: Komutanım kaleler tek tek gidiyor. Bakın ben YÖK var ya bu kadarını düşünmüyordum. Bir tek
Yargıtay ile
Danıştay kaldı. Türbanı takıp herkes oturacak mı komutanım, bu yani olacak bu mu yani?
Varol: Ne oldu senin ortak çıktı mı?
Ertekin: Çıktı, çok oldu, bir hafta yattı çıktı.
Varol: Adamları her şeyin öyle güzel yolunu yordamını buluyolar ki ya...
Ertekin: Yok mu yürekli bir tane böyle paşalardan komutanım ya böyle hop hop diyecek...
Gazeteye sarılı bombanın yazışmaları Kerinçsiz'den çıktı
Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan
avukat Kemal Kerinçsiz'in ev ve işyerinde ilginç belgeler ele geçirildi. Bunlardan biri de,
Ankara Çan
kaya'daki
Osmanlı Camii'nin ayakkabılığında bulunan, gazeteye sarılı bomba hakkındaki resmî yazışmalar. Başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliğine tepki gerekçesiyle Sıhhiye'de yapılacak mitingden bir gün önce ele geçirilen bombanın bütün detayları Kerinçsiz'in arşivinden çıktı. Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerine giren belgelerde, bomba hakkındaki incelemeler,
emniyet,
savcılık ve Makine Kimya Endüstrisi Kurumu arasındaki yazışmalar var. Gazeteye sarılı bombanın ekspertiz (uzman incelemesi) raporundan yapım tarihine, teslimatından sızdırılışına kadar birçok bilgi belgelerde mevcut. Ekspertiz raporunda patlayıcının, MKE'nin 1987 yılında üretip Emniyet Genel Müdürlüğü'ne teslim ettiği 3 bin bombadan biri olduğu belirtiliyor. MKE yapımı bombanın, silinmeye çalışılan kodlarının açığa çıktığı görülüyor. Raporun kanaat bölümünde şu ifadeler yer alıyor: "Piyasada bulundurulması ve satılması
yasak olduğundan
terör örgütleri, art niyetli kişi veya kişilerce illegal yollardan temin edilip patlatılması neticesinde, canlılar üzerinde öldürücü etkiye sahip."
ZAMAN