Taha Kıvanç - Yenişafak
Prof. Teziç: Cumhurbaşkanı adayı?
YÖK Rektörler Komitesi'nin yaptığı toplantı sonrası açıklama Prof.
Erdoğan Teziç'ten geldi. Kendisini dinlerken aklıma şu soru takılıverdi: Acaba Prof. Teziç aday gösterilseydi, YÖK Rektörler Komitesi'nden
destek çıkan bir açıklama gelir miydi?
Daha açık sorayım: Prof. Teziç cumhurbaşkanlığına uygun bir aday sayılır mı?
Açıklamada yer alan “Adayların özgeçmişinin yanı sıra, başta lâiklik olmak üzere cumhuriyetin değiştirilemeyecek niteliklerini ve bunun ayrılmaz parçası ve temeli olan çağdaş bilimi benimsemiş, sindirmiş olmaları anayasal zorunluluktur” cümlesiyle neyin kast edildiğini en iyi YÖK Başkanı Teziç biliyor… O cümle, besbelli, “Tayyip Erdoğan'ın neden aday olmaması gerektiğini herkesin anlayacağı biçimde anlatalım, ama
siyaset de yapmamış olalım” düşüncesinin ürünü...
Tayyip Bey'in
İmam Hatip
mezunu olmasına
itirazı 'çağdaş bilimi benimsemiş, sindirmiş' sözcüklerine yedirmiş olmaları yetmemiş, cümlenin girişine ayrıca 'adayların özgeçmişi' diye bir başka
kayıt da koymuşlar…
Rektörler arasında '
İmam Hatip mezunu' olduğunu bildiklerim var. Onlar, “Ama ben başkayım” diye düşünmüşlerdir; tıpkı açıklamayı okuyan YÖK Başkanı Prof. Teziç'in okuduklarıyla kendisi arasında hiçbir ilinti kurmaması gibi…
Oysa Erdoğan Teziç'in kendisi de 'sakıncalı' özellikler taşıyor. Dünyaya bir on yıl daha geç gelmiş olsaydı İmam Hatip Okulları açılmış olacak, hem hâfız hem de hacı olan babası kendisini bir ihtimal Tayyip Erdoğan'ın mezun olduğu
İstanbul İmam Hatip Okulu'na kaydettirecekti. Tek parti döneminde eğitim çağına girdiği için İmam Hatipli olmayı kılpayı kaçıranlardan Erdoğan Teziç…
İmam Hatipli olamadı, ama Erdoğan Teziç de kaçak Kur'an Kursu'nda okudu işte…
Kulis'te daha önce konu edildiği için bu bilginin sizi şaşırtmadığını biliyorum.
Galatasaray Lisesi'nden ağabeyi Prof. Ahmet
Yüksel Özemre, kendisi gibi sporcu olan Erdoğan Teziç'le başka benzerliklerini şöyle anlatır: “1) Siz de hâfız ve hacı bir babanın, merhûm Ârif Teziç
beyin oğlusunuz; ben de hâfız ve hacı bir babanın, merhûm Nûrullah Özemre'nin oğluyum. 2) Ben de Üsküdar'da bâzı yaşıtlarımla birlikte bir hoca hanımdan –merhûm Ulviye hanımdan– İsmet İnönü'nün
baskı döneminde bu gibi faaliyetler için alınması gereken tedbirlere ve gizliliğe titizlikle riâyet ederek, eski yazı ve Kur'ân öğrenirken siz de gene aynı dönemde bâzı yaşıtlarınızla birlikte Fâtih'de Mesihpaşa Câmii imâmı merhûm Mehmet Selim Eryavuz Hocaefendiden (1881-17
Mayıs 1960) eski yazı ve Kur'ân öğrenmekteydiniz. 3) Siz Fâtih'de Mesihpaşa Câmii'nde [merhûm Prof. Dr. Târık Zafer Tunaya'dan (1916-1991) erişen ama doğruluğunu maalesef tesbit edememiş olduğum bir rivâyete göre] ezan okurken benim de Üsküdar'da Ayazma Câmii'nde birkaç kere ezan okumuşluğum vardır.”
Rektörler Komitesi açıklamasında çerçevesi çizilen 'cumhurbaşkanlığı' tipolojisine gençliğinde 'kaçak Kur'an Kursu öğrenciliği' bulunduğu için YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in kendisi de uymuyor…
Kenan Evren'in askerî darbesini sineye çekebilmiş nicelerini tanıdım, onun ara ara âyetler okumasından duydukları rahatsızlığı, “Ne de olsa imam oğlu” diye dışarıya vururlardı… Kenan Paşa'nın babası, camilerin cemaatsizlik yüzünden kapandığı bir dönemde, “İsterseniz başka bir kuruma geçebilirsiniz” teklifini değerlendirip
Tekel İdaresi'ne geçmiş eski bir imammış…
Gerçek imam olmaya, hatta inançlı bir insan olarak bilinmeye de ihtiyaç yok, bazı çevrelerden tepki çekmek için… Üçüncü Cumhurbaşkanı
Celal Bayar işte; Atatürk'ün en yakınlarındandı; başbakanlığını yapmış, vefatında “Seni sevmek ibadettir” demişti. Ancak, bu durum, onu Yassıada'ya düşmekten ve DP kadrosuyla birlikte 'irtica' suçuyla yargılanmaktan kurtaramadı. O dönemde hep hatırlanan, Celal Bayar'ın, Milli Mücadele sırasında imam 'Galip Hoca' kisvesine bürünmesiydi…
Allience Israelite Okulu mezunu Celal Bayar'ı bile cumhurbaşkanlığına lâyık bulmamış çevreler, Erdoğan Teziç'in cumhurbaşkanlığına da itiraz ederlerdi sanıyorum. 'Özgeçmişi yanı sıra, çağdaş bilimi benimsemiş ve sindirmiş olduğu' konusunda kuşku izhar eden çıkabilirdi; beş yıl boyunca Cumhuriyet'in temel ilkelerine aykırı davranmamış
Başbakan Tayyip Erdoğan'a itiraz edenler, Kur'an eğitiminin
yasak olduğu dönemde babası tarafından gizlice camiye gönderildiğini öğrendiklerinde ona neden karşı çıkmasınlar?
Yukarıda sorduğum soruyu müsaadenizle biraz daha açarak tekrarlayayım: “Prof. Teziç, kendisi gibi düşündüğünü varsaymamız gereken çevrelerin tercihleri açısından, cumhurbaşkanlığına uygun bir aday sayılır mı?”
Ne dersiniz, sayılır mı?