Geciken
adaletin en çok
mağdur ettiği kesimlerin başında işadamları geliyor. Karşılıksız çekler için açılan
davalar zamanaşımına uğradığından birçok
işadamı, şirketinin kapısına
kilit vurdu. Alacaklı davalarına
bakan Yargıtay 10.
Ceza Dairesi'nin önünde
Kasım 2010 itibarıyla temyiz edilen 48 bin
dosya bulunuyor. Yetkililer, bu davaların 3 seneden önce sonuçlanmasının mümkün olmadığı görüşünde.
Yargıtay'daki binlerce dosyasının zamanaşımına uğraması, birçok işadamının iflas etmesine sebep oluyor. Geçen yıl Yargıtay'da tam 14 bin 809 dava zamanaşımına uğradı. Yargıtay 10. Ceza Dairesi, Kasım 2010 itibarıyla temyiz edilen 48 bin davaya bakıyor. Yetkililer, bu davaların 3 seneden önce sonuçlanamayacağını ifade ediyor.
20 yıldır
tekstil işiyle uğraşan Kamil Çakmak, dönen çeklerden dolayı iflas eden işadamlarından biri. Üç işyeri bulunan Çakmak, 370 bin lira değerindeki çekini tahsil edememiş. 2004 yılında
mahkemeye başvuran Çakmak, karar lehine sonuçlandığı halde temyiz edildiği için hâlâ mağdur. Son olarak belirlenen
duruşma tarihi ise 2011'de. Dava bir kez daha temyiz edilirse zamanaşımına uğrayacak. Çakmak, "Davalardan sonuç alınamadığı için herkes, kendi adaletini kendi sağlamaya çalışıyor." diyerek, durumun yol açtığı vahameti gözler önüne seriyor.
Zamanaşımı mağduru bir diğer işadamı da Feridun Özlen. 1985'ten beri tekstille uğraşan Özlen, çeklerini tahsil edemeyince Bayrampaşa'daki işyerlerini kapatmak zorunda kalmış.
Geçen yıl Yargıtay'da 14 bin 809 dava, vaktinde incelenemediğinden zaman-aşımına uğradı. Karşılıksız çek davalarına bakan Yargıtay 10. Ceza Dairesi, Kasım 2010 itibarıyla temyiz edilen 48 bin davaya bakıyor. Yetkililer, bu davaların 3 seneden önce sonuçlanamayacağını ifade ediyor.
20 yıldır tekstil işiyle uğraşan Kamil Çakmak, dönen çeklerden dolayı iflas eden işadamlarından biri. Üç
iş yeri bulunan Kamil Çakmak, 370 bin lira değerinde çekini tahsil edememiş. Karşılıksız çeklerini 2004 yılında yargıya taşıyan Çakmak, mahkeme yolu ile de çeklerinin karşılığını alamamış. Çakmak, işleyen yargı sürecini şöyle anlatıyor: "2005'te lehime sonuçlanan karar,
sanık tarafından temyiz edildi. Yargıtay, temyiz kararını ancak 2010'da verebildi. Açılan temyiz, yeni çek yasasından dolayı iptal edildi. Verilen bu kararın ardından ilk duruşma tarihi 2011 olarak belirlendi. Fakat bu tarihten iki ay sonra dava zaman aşımına uğruyor. Dava bir kez daha temyiz edilirse zamanaşımına uğrayacak. İşadamları, mahkeme sonucunda çeklerin tahsilâtında bir sonuç alamayınca, 'dava açsam ne olacak, zaten bir sonuç çıkmıyor' mantığı ile elindeki
karşılıksız çekleri de mahkemeye taşımıyor. Bu sefer, herkes, kendi adaletini kendi sağlamaya çalışıyor." diyor.
Bir başka mağdur Orhan
Coşkun da 15 yıldır tekstille uğraşıyor. Şu ana kadar 500 bin liranın üzerinde karşılıksız çekinin döndüğünü ve iflasın eşiğine geldiğini anlatan Coşkun, "Eşimin dostumun yardımıyla ayakta kalabiliyorum. Onların yardımı olmasaydı, mallarıma şu an çoktan haciz gelmişti." diyor. Çeklerinin karşılıksız kalmasıyla, işini daraltıp 20
işçi çıkarmak zorunda kaldığını anlatan işadamı, yasaların dolandırıcılara yeteri cezayı vermediği için, bu kişilerin piyasada birçok kişiye zarar verdiğinin altını çiziyor.
Geciken adalet beni bitirdi
Zamanaşımı mağduru bir diğer işadamı Feridun Özlen. 1985'ten bu yana tekstil işiyle uğraşan Özlen'in yıllık cirosu bir buçuk milyon liraymış. Çeklerini tahsil edemeyince, Bayrampaşa'daki iş yerlerini kapatmak zorunda kaldığını anlatıyor. Şu anda ise fason tekstil ürünlerinin ticareti ile uğraşıyor. Özlen, karşılıksız çıkan yüklü miktardaki çekini 2004'te mahkemeye taşımış. Lehinde çıkan karar, sanıklar tarafından temyiz ediliyor. Yargıtay, temyiz kararını 2010'da verebiliyor. Açılan temyiz, yeni çek yasasından dolayı iptal ediliyor. Temyiz sonrası ilk duruşma için verilen tarih ise 2011'di. Verilen bu tarih ise aynı zamanda zamanaşımının da tarihi. Açılan, tüm karşılıksız çek davalarının bu şekilde sonuçlandığını ifade eden Özlen, en son 2006'da açtığı 250 bin lira değerindeki karşılıksız çek davasındaki sürecin de aynı şekilde ilerlediğini kaydediyor. Bu tip davalar nedeniyle şu ana kadar 500 bin lira değerinde çekinin karşılıksız kaldığını belirten işadamı, "Bizim zararımız 500 bin ile sınırlı kalmıyor. Çünkü alacağımız bu parayı da çalışana ve
hizmet aldığımız kişilere verecektik. Biz bu borçları da kendi cebimizden ödeyince zarar üçe-beşe katlanıyor. Dolandırıcılar, genellikle yasalardaki boşluğu kullanıyor. Bu kişilerin en çok
tercih ettiği yöntem ise açılan davları temyize götürüp Yargıtay'da zaman aşımına uğratmak." ifadelerini kullanıyor.