Nihayet
Milletin yarısının oyunu
mahkeme kararıyla iptal etmek milletin özgürlüğü üzerine düşürülen gölgeden farklı değildir.
Bunun temelinde de 82 anayasası vardır.
Aslında
AK Parti'ye
dava açıldığı saatten itibaren
sivil tepkinin kesintisiz devam etmesi lazımdı.
Yargı çevrelerine milletin sadece kendi etraflarındaki yoldaşlarından ibaret olmadığı bir kez daha gösterilmeliydi.
Demokratik hakkın ihlaline karşı demokratik tepki göstermek gerekirdi.
Hukuk içinde şiddete ve taşkınlıklara mahal bırakmadan her türlü sivil tepki gösterilmelidir ki millet adına karar verdiğini iddia edenler, millletin nerede durduğunu görsün bilsin.
367 kararından sonra millet 22 Temmuz da nerede durduğunu kaç kişi olduğunu gösterdi.
367 müdafilerinin kaç kişi olduğunu da.
Sanal delillerle hukuku zorlayarak milletin yarısının oyunu almış bir
iktidar partisine karşı açılan davaya tepki göstermemek milletin kendi oyuna sahip çıkmaması anlamına gelir.
Millet kendi oyuna,
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, AB ve ABD'den önce bizzat kendisi sahip çıkmalıdır.
Milletten birileri öncülük etmediği takdirde toplu tepki göstermesi beklenmez. Millet kişisel tepkisini kahvede köy meydanında iş yerinde okulda ifade eder ama bu tepkilerin toplu biçimde gösterilmesi daima bir tertip heyetine muhtaçtır.
Sivil bir anayasa çalışmasını desteklemek amacıyla 300 den fazla sivil
toplum örgütünün oluşturduğu Ortak Akıl Hareketi niyahet meydanlara inmeye karar vermiş.
Bugün Malatya'da ilki gerçekleştirilecek 7 miting yapılmasını karalaştırmış.
Geç kalınmış bir tepki ama geç de olsa son derece yerinde bir tepki.
Krizden çıkışın yolu sivil anayasadır.
Bu tepki AK partiyi destekleme tepkisi olmamalıdır, milletin kendi oyuna sahip çıkma tepkisi olmalıdır.
Bugün AK Parti'nin başına gelen yarın öteki partilerin başına da gelmeyecek diye bir
kural yok.
Bu memlekette bu kuralsızlık böyle devam ettiği sürece bugün AK Parti ve DTP yarın bir başka parti .
Onun için sivil anayasa son derece isabetli bir tepki yoludur.
Bu tepkiyi AK Parti tepkisi olarak görüp kenarda durmak yanlış olur.
Bu tepkiye
Türkiye bir bütün olarak katılmalıdır. Hatta CHP'liler bile.
"Anekdot,
Mardin yöresinden ve
Altan Tan tarafından öyküleştirilmiş. Öyküye göre, sıcak bir yaz günü susuzluktan bunalan, Midyatlı
Müslüman,
Süryani ve Yezidi üç
arkadaş dere kenarına inip; kana kana su içtikten sonra gözleri ağanın dere kenarındaki bostanına t
akılmış. Önce Müslüman, sonra da Süryani ve Yezidi birkaç şey koparıp yemeye başladıkları sırada ağa çıkagelmiş.
Bakmış birbirinden güçlü kuvvetli üç kişi bostanındalar. Üçüne birden bir şey yapamayacağını
hesap eden ağa, önce Yezidi'ye yönelmiş; "ulan dinsiz, hele bu Müslüman benim din kardeşim, Süryaniyse ehli kitap. Peki sana ne oluyor da, benim bostanıma destursuz giriyorsun" deyip, dövmeye başlamış.
Diğerleri ağanın bu sözleri karşısında hareketsiz kalmışlar ve ağanın Yezidi'yi dövmesini seyretmişler.
Ağa Yezidi'yi dövdükten sonra, sırayla "Müslüman benim din kardeşim, peki sana ne oluyor" diye önce Süryani'yi; sonra da, "ulan Yezidi ile Süryani
helal haram bilmezler, peki sen nasıl bostanıma girersin" diyerek Müslüman'ı dövmüş.
Ertesi günü üç arkadaşı dere kenarında perişan halde bulan köylüler ne olduğunu sorduklarında, Müslüman, "Yezidi'ye arka çıkacaktık" diye üç kez mırıldanıp başka bir şey dememiş. Öyle ki bugün bile Midyat'ta yola çıkanların arkasından, "Yezidi'ye sahip olun" diye seslenirlermiş."(Aleviweb.com)
RESUL TOSUN/YENİ ŞAFAK