Brüksel, demokrasinin temel unsurlarından biri olan basın hürriyetinin korunmasını istedi. Genişleme Komiseri Olli Rehn'in sözcüsü Tardio,
AB Komisyonu'nun yakın zamanda basına açılan
davalardan ciddi şekilde endişe ettiğini söyledi. "
Gazetecilere yönelik baskılardan kaygılıyız." diyen Tardio, konuyla ilgili kanunî değişikliklerin bir an evvel yapılması gerektiğini belirtti.
Ergenekon ve KCK gibi kamuoyunun yakından takip ettiği soruşturmalarla ilgili haber yapan gazetecilere yönelik dava baskısı,
Avrupa Birliği'nin de tepkisini çekti. Eleştirilerin odağında ise geçtiğimiz ay gündeme gelen iki gelişme yer aldı. 'Operasyon Ergenekon' kitabı sebebiyle gazeteci-yazar Şamil
Tayyar'ın
hapis cezasına çarptırılması ve
Kafes Eylem Planı'nı yazdığı için
Taraf muhabiri Mehmet
Baransu'nun
mahkemeye çıkarılması, Avrupa'nın dikkatini Türkiye'deki
basın özgürlüğü meselesine yöneltti. AB'den yapılan açıklamada, her iki konu ile ilgili 'ciddi endişeler' taşındığı belirtildi.
Basın hürriyetinin korunmasını isteyen Brüksel, araştırmacı gazeteciliğin demokratik tartışmanın temel unsurlarından biri olduğunu vurguladı. AB Komisyonu, 14 Ekim'de yayınladığı ilerleme
raporunda Tayyar ve Baransu'nun itham edildiği "gizliliğin ihlali" ve "yargılamayı etkilemeye teşebbüs" iddialarının basın hürriyetinin kısıtlanması için kullanıldığına işaret etmişti.
Zaman'a konuşan Genişleme Komiseri Olli Rehn'in sözcüsü Amadeu Altafay Tardio, Türkiye'de basın hürriyetine kasteden gelişmelerden ciddi şekilde endişe duyulduğunu ifade etti. Basın hürriyetinin
tahkim edilmesi için kanunî
düzenlemelerin bir an evvel yapılması gerektiğini söyleyen Tardio, "Komisyon, mezkur iki vaka konusunda ciddi şekilde endişe etmektedir. Ayrıca basına yönelik yakın zamanda gerçekleşen ve pratikte basın hürriyetini etkileyen çeşitli baskılardan da kaygılıyız." dedi.
Basın hürriyeti meselesinin son ilerleme raporunda da geniş şekilde yer aldığını hatırlatan Olli Rehn'in sözcüsü Tardio,
Şamil Tayyar ve
Mehmet Baransu ile ilgili gelişmelerin yeni düzenleme ihtiyacını ortaya koyduğunu belirtti. Tardio şöyle konuştu: "Son hadise, itham edilenlerin haklarına ve masumiyet karinesine hürmet edilerek, demokratik tartışmanın gerekli bir parçası olan araştırmacı gazeteciliği de teminat altına alacak şekilde basın hürriyetinin daha iyi korunması için acilen hukuki mevzuatın tadil edilmesi gerektiğini göstermektedir."
Gazeteci yazar Şamil Tayyar, "Operasyon Ergenekon" adlı kitabında "soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği" ve "adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ettiği iddiasıyla 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmış, yeniden suç işlemeyeceği göz önünde bulundurularak, hükmün açıklanmasını geri bırakan mahkeme, sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar vermişti. Taraf muhabiri Mehmet Baransu da Kafes Eylem Planı'yla ilgili
Genelkurmay Adli Müşavirliği'nin suç duyurusu üzerine
Kadıköy Cumhuriyet Savcısı'na ifade verirken gizliliğin ihlali suçundan tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edilmiş, mahkeme talebi reddetmişti.
AB, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE DİKKAT ÇEKMİŞTİ
AB Komisyonu ekimde açıkladığı ilerleme raporunda basın hürriyetine geniş yer ayırmış, başta Doğan Grubu'na kesilen
vergi cezası olmak üzere, askeriyenin
akreditasyon uygulamasını, YouTube gibi internet sitelerine
yasak konulmasını eleştirmişti. Rapor ayrıca Tayyar ve Baransu'nun mahkemeye çıkarılmasına sebep olan "gizliliği ihlal" ve "yargılamayı etkilemeye teşebbüs" kavramlarına atıf yapmıştı. Rapor TCK'nın 285 ve 288. maddelerinin basın hürriyetinin kısıtlanması için kullanıldığına dikkat çekmişti.
ZAMAN