Koray Karaca, 14 yıl önce vatanî görevini yapmak için gittiği Diyarbakır Ergani Jandarma Komando Bölüğü'nde terörle mücadele görevi aldı. Bölüğü, 20 Ocak 1995 günü Dicle Ziyarettepe istikametine operasyona çıktı. Kar ve tipinin hakim olduğu bölgede, gece yaşanan soğuk ölümcüldü. Hava sıcaklığı eksi 35 dereceyi buluyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde operasyona katılan bazı askerler, el ve ayaklarını hissetmemeye başladı. Sivil hayatında çobanlık yapan Koray, kurtların karı küreyerek soğuktan korunduğunu biliyordu. Bütün bölük, Karaca'nın fikrine uyarak donmamak için karların altında mevzilendi. Ancak bu da çözüm olmadı. Bölük komutanı acil koduyla helikopter istedi. Bunun üzerine Sikorsky'ler komandoları kurtarmak için yola çıktı. Ancak karanlık, yoğun sis ve tipi sebebiyle helikopterler bölüğe ulaşamadı. Askerler, son bir umutla tepeden aşağıya inmeye başladı. Birkaç saat sonra hava durulunca helikopter bölgeye indi ve tahliye gerçekleşti. Diyarbakır'daki askerî hastaneye getirilen askerlerin durumu iç açıcı değildi. Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) sevk edilen komandoların kol ve bacakları dondurucu soğuğun etkisiyle kangren olmuştu. Doktorlar kesmekten başka çare bulamadı. Karaca'nın da sol tarafı tutmuyordu. Vücudunun sol yanındaki sinirler ameliyatla alındı. O günden beri yaklaşık 14 yıldır her gün eksi 40'ları yaşıyor. Üşüdüğü için yaz günlerin de bile eldivenle geziyor. Karaca'nın asıl dramı, sempatektomi (sempatik sinirlerin kesilerek çıkartılması) operasyonundan sonra başlamış. 3 aylık hava değişiminin akabinde bölüğüne geri dönmesi istenir. Ancak hâlâ hastadır. GATA, 1995 yılında '2287 sayılı kararı ile 3 ay hava değişimi' şeklinde rapor verir. Hatalı rapor hayatını ikinci kez zindana çevirir. Giresun Valiliği İnsan Hakları Kurulu'nun desteğiyle yıllarca GATA'dan doğru rapor alabilmek için mücadele eden mağdur gazi, başından geçenleri şöyle anlatıyor: "Hava değişiminden sonra tekrar bölüğüme gönderildim. Ancak rahatsızlığım geçmedi. Terhisten sonra onlarca yazışmamın akabinde 2002'de GATA'da tekrar 'askerliğe elverişlidir' kararı verilir. Daha sonraki yazışmalarımla 6 Haziran 2007'de GATA'da girdiğim sağlık kurulundan yeni bir rapor almayı başardım. Bu kez 'askerliğe elverişli değil' teşhisi konuldu. Ancak bu rapordaki teşhis yine yanlıştı. Raporda 'donmaya bağlı sempatektomi ameliyatlısı' yerine, 'vazo spastik damar hastalığı' deniyordu. Oysa ben damar hastalığından ameliyat olmamıştım. Bu hatalı rapor yüzünden vazife malullüğü hakkımı 12 yıl sonunda ancak alabildim." Askerlikten sonra memleketi Giresun'a dönen genç adam, sık sık ellerinden ve ayaklarından rahatsızlanır. GATA'da yanlış rapor düzenlendiği için de 'vazife malulü' sayılmaz, Gazi haklarından yararlanamaz. Sadece Başbakanlık'tan 'yüzde 40 özürlüdür' raporu alabilir. Zaman zaman sol tarafının tutmadığına ve rahatsız olduğu için iş bulamadığına dikkat çeken Karaca, "Gençliğim birilerinin hatası yüzünden heba oldu gitti. Doğru düzgün tedavi olamadım. Psikolojim altüst oldu." sözleriyle mağduriyetini dile getiriyor. Karaca, en son GATA Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Tbp. Tuğgeneral Harun Tatar hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava açtığını belirtiyor. ZAMAN