Zaman Gazetesi spor yazarı Atıf Keçeci
Beşiktaş kulübünün Başkan Demirören'e olan borcunun nedeni olarak yanlış yapılan transferleri gösterdi. Ve camianın önde gelen isimlerini göreve çağırdı.
Keçeci Kulübün Demirören'e olan borcunun muhtemel adayları korkutmamsı gerektiğini beleriterek şu ilginç ifadeleri kullandı.
İşte Atıf Keçecinin yazısı:
Hepimiz, Beşiktaş'taki son gelişmeler üzerine aynı noktada birleşilen pek çok görüş ve düşüncelerimizi değişik kanallardan kamu ile paylaştık.
Çekilen fotoğrafın değerlendirilmesi üç aşağı beş yukarı aynı cümlelerle ifade edile geldi. Anlatılanlar
Yıldırım Demirören'in kişiliğinden kaynaklanan nedenlerden ötürü kulübün de zarar gördüğü üzerine inşa ediliyordu.
Başkanın en çok
eleştiri aldığı husus, çok bahsettiği Beşiktaşlılık duruşunu kendisinin bir türlü gösteremeyişiydi. Etrafında toplanmış yöneticilerin bir kısmı ile ticari şirketinden, bazıları ile değişik ilişkilerden, birinin
Serdar Bilgili'nin üzerine yürüyüp
küfür edenlerin başını çektiği için
yönetim kurulu üyesi olduğunu tüm camia bilmektedir.
Hatta "süyuu vukuundan beterdir" kabilinden
toplum içerisinde dahi konuşulanlar değişik yorumlara neden olmakta, nihayetinde Beşiktaş Kulübü yara almaktadır. Kolu kanadı kırık, ne konuştuğunu bilmeyen, kendi adamlığına bakıp karşısındakileri tersinden değerlendiren,
dernek ve bilhassa Futbol AŞ'yi içinden çıkılmaz bir dar boğazın içerisine sokan bu yönetimin başını ve sonunu eleştirmek bu saatten sonra kendini bilen kesim için "zül" olmaktan ileriye geçmeyecektir.
Başkana değişik nedenlerden bağlı olan az sayıdaki medya mensubu, yazılı, görsel ve
sanal alemde aldıkları kadar vermeye gayret gösterdiklerini bilmeyen kalmadığı için onlar paslaşarak birbirlerini ve sadakatle başkanlarını doldurmaya devam edeceklerdir.
Ancak herkes bilmelidir ki, "Mahkeme kadıya mülk değildir." Bir gün, bu kulübün sahipleri ortaya çıkıp tüm hesabı sorgular ve gereken cezalandırmaları yapar. İşte günümüzde artık konuşulması gereken gelinen durum karşısında ne yapılacağıdır.
Bu arkadaşların kovulma noktasına gelmelerine rağmen büyük pişkinlik göstererek, "deklarasyonlarla" işi götürme isteklerine bazı yaptırımlarla son verilebilir. Bu konuda çalışmaların bir ayağı olan
olağanüstü kongre kararı almak için gerekli 2 bin 200 imzayı toplama girişimlerinin başladığını biliyoruz.
Diğer husus;
Ticaret Yasası ve SPK mevzuatı içerisindeki bazı aykırılıkların çözümü için ilgili mercilere yapılacak başvurulardır. Bu
tercih kısa sürede işi sonuca götürür. Bu konuda karar için hafta sonu yapılacak Divan Kurulu toplantısı önemli bir şanstır. Ancak ortaya yine 'adam sendecilik' çıkarsa sonucun vebali bu düşünce içerisinde olanların da üzerinde kalacaktır.
Diyelim ki bunlar gerçekleşti ve yeni bir seçime gidilecek. O zaman geçtiğimiz dönem kongre üyesi Prof. Dr. Mesut Parlak'ın organize ettiği, 'akiller' toplantısına iştirak eden varlıklı kesim, sevdikleri kulüp aşkına ellerini ceplerine, gönüllerini
hizmet aşkı ile Beşiktaş'ın emrine verecek midir? Aynı şekilde geçen hafta Beşiktaş'ta bir restoranda bir araya gelen, başta onursal başkan
Süleyman Seba olmak üzere bir kısım zevat, kulüp yönetimine talip olma yolunda girişimlerde bulunacak mıdır?
Diğer kulüplerin yönetimlerine bakıp kıyasladığımızda çok yukarılarda olan şu anda kulübün dışında kalan ülkenin sayılı Beşiktaşlı işadamları,
nasihat verme yerine kollarını sıvayacak mıdır?
Bugün artık bunların konuşulup ortaya konma günüdür. Eğer toplum halihazırdaki duruma rağmen duyarsız kalmaya devam ederse, bundan böyle olanlara da katlanılmak zorunda kalınacaktır.
Demirören'e olan borçları kapatmak kolay. Şu anda Futbol AŞ'nin bilanço kalemleri içerisinde
futbolcu
bonservis hakları 26 milyon YTL olarak yer almaktadır. Bu hakları öngörülen değer karşılığı başkana devredersiniz, borcun büyük bölümü kapanır. Kendisi de hesaplı (!) ve kaliteli (!) olduğunu söylediği bu
futbolcuların üzerinden para bile kazanabilir... Benim açımdan hiçbir sakıncası yok, helali hoş olsun...
ATIF KEÇECİ/ZAMAN