Anayasa Mahkemesi, askere
sivil yargı yolunu açan 5918 Sayılı Türk
Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun iptal istemini bugün esastan görüşmeye başladı.
Dün gece geç saatlerde Baş
bakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla başlayan soruşturmada
Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki iki kozmik odada 26 gündür
arama yapan
Hakim Kadir Kayan, incelemelerini dün
akşam tamamlayarak karargahtan ayrıldığı haberi duyuruldu. Ardından da sabah ‘
Anayasa Mahkemesi, askere sivil yargı yolunu açan 5918 Sayılı
Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun iptal istemini bugün esastan görüşmeye başladı' haberi geldi.
Bu iki haberin peş peşe gelmesi oldukça dikkat çekti. Çünkü dün bazı gazeteciler Anayasa
mahkemesine ‘5918 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun' akıbetini sorduklarında yakın bir zamanda gelmeyeceği cevabını almışlardı. Buraya kadar herşey normal. Fakat
Habertürk Gazetesi'nde
Fatih Altaylı'nın
dün akşam yazdığı ve bugün yayınlanan yazısında
‘ANAYASA Mahkemesi'nin bugün çok önemli bir davayı karara bağlayacağı' yazılmıştı. Hatta Altaylı davanın sonucuna yönelik ipuçları bile veriyordu. Fatih Altaylı'nın yazısında geçen ifadeler aynen şöyle:
‘Konuya bakan raportör raporunu hızla yazdı. Raportörün görüşüne göre, yapılan yasal düzenlemede Anayasa'ya aykırı bir durum yok. Yani askerler, işledikleri suçun niteliğine göre sivil mahkemelerde yargılanabilir. Raportör böyle diyor. Konu bugün Anayasa Mahkemesi üyeleri tarafından ele alınacak. Mahkemede askeri yargıdan gelen üyeler de yer alıyor.
Benim edindiğim bilgilere göre, mahkeme bugün bu konuyu karara bağlamak üzere toplanıyor. Ve benim izlenimime göre, Anayasa Mahkemesi bu kararında raportörün görüşüne katılmayacak. Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecek.'
Şimdi kafaları karıştıran o soru akıllara geliyor:
Ne oldu da gündemde olmayan iptal davası hemen gündeme alındı. Gündemde olmayan iptal davasının sonucunu Fatih Altaylı nasıl oluyor da daha önceden bilip yazabiliyor?