Fakülte hocaları istihbarata çalışmış

Malatya'daki Zirve Yayınevi cinayetinde adı geçen İnönü Üniversitesi ile ilgili yeni iddilar ortaya atıldı.

Fakülte hocaları istihbarata çalışmış

Malatya'daki Zirve Yayınevi cinayetinde adı geçen İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Ruhi Abat'tan sonra aynı üniversitenin Dinler Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şükrü Uslu'nun da istihbarat birimlerine çalıştığı ortaya çıktı. Doç. Dr. Uslu, 16 Mayıs 2008'de Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede 'devletin ilgili kurumlarının talebi ile çalışmalar yürüttüklerini' ifade etti. İnönü Üniversitesi Darende İlahiyat Fakültesi, 28 Şubat sürecinde medyanın hedefiydi. Fakülte, son yıllarda üniversitedeki ulusalcı yapılanmanın etkisine girdi. 1992 yılında Darende ilçesinde eğitime başlayan fakülte, 2001'de İnönü Üniversitesi Kampüsü'ne taşındı. Üniversite yönetimi, fakültenin kampüse taşınmasının ardından öğrenci alımını durdurdu. Fakülte son mezunlarını 2004'te verdi. Tabela fakültesi haline gelen ilahiyat fakültesinde 25 dolayında idari ve akademik personel görev yapıyor. Fakülte dekanlığına genelde ilahiyat kökenlilerin dışında bir isim atanıyor. Şimdiki dekan Prof. Dr. Mustafa Kılıç, aynı zamanda rektör yardımcısı. Kılıç da eğitim bilimleri fakültesi kökenli. Öğrencisiz kalan fakültenin akademik personelden bazılarının adı Zirve Yayınevi'nde işlenen cinayetler ile anılmaya başladı. Ruhi Abat'ın, yayınevi cinayetinin sanıklarından Emre Günaydın'ı azmettirdiği iddia ediliyor. Abat'ın adı dava dosyasındaki bir ihbar mektubunda azmettirici olarak geçiyor. Bu sebeple Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, Abat'ın ifadesine de başvurdu. Abat, şunları dile getirdi: "Malatya Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı'na çalışmalarında birkaç defa destek verdiğimi biliyorum. Bu destek onların çalışmalarında karşılaştıkları teknik tabirlerin kendilerine açıklanması şeklinde olmuştur. Bu bağlamda evanjelizm, baptist, metodist, vaftiz, konsiller vb. kafalarına takılan hususları sormuşlar, ben de cevaplarını vermişimdir. Yetkili makamlarla görüşmemiz bazen yüz yüze, bazen de telefonla bilgi verme şeklinde olmuştur. Bildiklerimi anında kendilerine telefon ile bildirmişimdir, bilmediklerimi araştırdıktan sonra kendilerine dönerek yardımcı olmuşumdur." Bu programlar sebebiyle İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Ü., Binbaşı Haydar Y. ve Mehmet Ç.'yi tanıdığını belirten Abat, Mehmet Ü. ve Haydar Y. ile yüz yüze ve telefonla görüşmeler yapmış." Devletin ilgili birimlerinin talebiyle Ruhi Abat'tan sonra aynı fakültenin Dinler Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şükrü Uslu'nun da ifadesine başvuruldu. Uslu'nun 'Küresel Evanjelizm ve Türkiye' konulu çalışması, Zirve Yayınevi cinayeti ile ilgili dava dosyasına girdi. Dava dosyasına giren bir ihbar mektubunda da Uslu'nun verdiği misyonerlik seminerlerine dikkat çekildi. Savcılıkta, çalışmalarının uzun yıllardır devam ettiğini anlatan Uslu, bilgileri halkla paylaşmaya 2004-2005'te başladığını anlattı. Uslu, şunları kaydetti: "Bu çalışmalarımızı sunmamız da devletin ilgili kurumlarının talebi üzerine bazen de özel kuruluşların talebi üzerine gerçekleşmiştir." Şükrü Uslu da tıpkı Ruhi Abat gibi Türkiye'deki misyonerlik araştırmaları yapan Türkiye Dinler Tarihi Derneği'nin üyesi.
<< Önceki Haber Fakülte hocaları istihbarata çalışmış Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER