Muğla'da görev yapan Jandarma
Binbaşı Güngör,
mahkemenin aylardır davetine rağmen gelmeyince bugün zorla getirildi. Mahkeme, Güngör'ün Abdullah Elfeti'nin öldürülmesi olayı ile ilgili bilgisine başvurdu.
Abdullah Elfeti'nin 1995 yılında kaybolmasının ardından oğlu Mesut Elfeti'nin kendilerine başvurduğunu belirten Binbaşı Güngör, kendilerinin sınır güvenliğine baktıkları için adli olayları
Silopi İlçe Jandarma Komutanlığı'na yönlendirdiğini söyledi.
Sınır birliklerinin, adli olaylarla hiçbir görevinin olmadığını belirten Göngör, "Sınır hattında köyler vardı. Bizim birlik oraya yakındı. O yüzden bir olay olduğunda bize geliyorlardı. Bizim hiçbir adli görevimiz yoktu. Görevimiz, sınırdaki
kaçakçılık olayları ile PKK'nın geçişini önlemekti." dedi.
Abdullah Elfeti'nin kaybolması olayı ile ilgili araştırma yaptıklarını, ancak bunun adli değil, daha çok kaçakçılık yönünden olduğunu anlatan Güngör, o dönemdeki olayda sorumluluğun kendilerine ait olmadığını kaydetti. Güngör, zorla getirildiğini belirterek, mahkeme heyetinden masraflarının karşılanmasını talep etti. Mahkeme heyeti Güngör'e 400 TL ödeyeceğini belirtti.
"EŞİM ASKERE GİDECEKTİ ÖLÜME GÖTÜRDÜLER"
Cizre'de karınca yuvasının bulunduğu bir ağaca bağlanarak öldürülen Mustafa Aydın ve Mehmet İlbasan olayı ile ilgili olarak da İlbasan'ın eşi Kadriye Yılmaz
tanık olarak dinlendi.
Eşi İlbasan ile Aydın'ın karınca yuvasının bulunduğu bir ağaca bağlandığını ve üçgün boyunca dövüldüklerini ve Temmuz sıcağında bekletildiğini belirten Yılmaz, "Bir yudum su bile vermeden öldürdüler. Bunu yapanlar arasında korucular da vardı." dedi.
Koruculardan Suphi Göngör'ün kayınbabasına gelerek damadının
Cemal binbaşının elinde olduğunu ve bırakılması için yardımcı olabileceğini anlatan Yılmaz, "Suphi Güngör eşimin Cemal binbaşının elinde olduğunu söyledi. Eşimin bırakılması için bir
keçi istedi. Kayın babam iki keçi ve bir miktar para verdi. Bu paranın ne kadar olduğunu bilmiyorum. Keçileri Cemal binbaşıya götürük kestirmek için verdik." diye konuştu.
Eşinin ve Mustafa Aydın'ın cenazelerinin nerede olduğunu hala bilmediğini dile getiren Yılmaz, "Eşim askere gitmek için 300'e yakın koyununu sattı. Parasını almak için gitti ancak bir daha geri gelmedi. 16 yıldır bu olayı araştırıyorum ama daha da cenazesini bulamadım." şeklinde konuştu.
Bu arada, Yılmaz'ın ifade verdiği sırada
sanık avukatları savcının koltuğunda olmadığını belirterek, yargılamanın suç olduğunu ve yargılamanın durdurulması talebinde bulundu. Bunun üzerine mahkeme heyeti
duruşmaya ara verdi.
AVUKATLAR TARTIŞTI
Duruşma sırasında, Cemal Temiöz'ün 1970 yılında aşiretler arası bir husumet nedeniyle işenen bir
cinayeti tanık Şık'a sorması gerginliğe neden oldu. Mağdur avukatları sorunun yargılamayla ilgisinin olmadığını belirtirken, sanık avukatları da duruma
itiraz etti. Avukatlar arasında yaşanan kısa
tartışma mahkeme başkanın uyarısıyla sonlandı. Mahkeme başkanı, tartışmanın devam etmesi durumunda avukatları dışarı çıkartacağı uyarısında bulundu.