Yeniçağ gazetesi yazarı Behiç kılıç, bazı medya organlarının
Ergenekon Terör Örgütü
soruşturmasına itirazının Bir Numara kadrosunun
zenginlerden oluşmasından kaynaklandığını iddia etti. Kılıç, bu nedenle telaşlanan medyanın
Susurluk'a "
evet" Ergenekon "hayır" dediğini anlatarak, "Evet İbrahim Şahin'i al ama, sosyeteye de akredite
Sabih Kanadoğlu ile,
Kemal Gürüz ile uğraşmak da nereden çıktı!.. Cumhuriyet'in ayak
takımı var işte, elitlere ne uzanıyorsunuz!!?" mesajı verilmek isteniyor ve bu yüzden de
operasyona karşı çıkılıyor!.." dedi.
Kılıç bugünkü köşesinde "Tepelerde 'Ergenekon' korkusu!" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kamuoyunda soruşturma kapsamında eski Cumhurbaşkanlarının,
Genelkurmay Başkanlarının, aktif pasif siyasilerin gözaltına alınacağına dair fısıltılar dolaştığına dikkat çeken Kılıç, şunları yazıyor:
"O kadar değil, listede dev para babalarının da adları var... Uzun yurtdışı geziler yalnız
Dalan için mi geçerli!!? Toplumsal deneyimli ve de polis kökenli bir dostumuz 'Patronlar operasyon için kapılarının çalınmasını bekliyorlar!' diyor kanıtı da şu... 'Patronlara yakın, onları destekleyen gazete ve TV'lerin haberlerine bak meseleyi anlarsın!..' Ona göre,
sermaye ile iç içe medyanın yayın üslubu şöyle; 'Operasyonlara isimleri yüksek katlarda olan kişileri katmak manasızlık, haddini aşmak oluyor... Evet İbrahim Şahin'i al ama, sosyeteye de akredite
Sabih Kanadoğlu ile, Kemal Gürüz ile uğraşmak da nereden çıktı!.. Cumhuriyet'in ayak takımı var işte, elitlere ne uzanıyorsunuz!!?' mesajı verilmek isteniyor ve bu yüzden de operasyona karşı çıkılıyor!.. Ve bu karşı çıkışın temelinde de, 'Bir numara diye buyur edilecek olan kadronun, zenginler sınıfı içerisinde olması!..' yatmaktadır.. Deneyimli polis öyle diyor!.."
Egemen sermayenin kontrolündeki medyanın "Meseleyi Susurluk'a bağlayıp, patronları Ergenekon'dan sıyırmak!.." gayreti içinde olduğunu da ileri süren Kılıç, "Ahaliye, haber saatlerinde habire 'Ergenekon'dan bir sonuç çıkmaz, aslında Susurluk daha önemlidir, onu deşmeliyiz!' mesajı veriliyor. Ardından, 'patroncular' Susurluk'u deşifre etmek için ne kahramanlıklar yaptıklarını sıralayıp milleti hipnotize etmeyi umuyorlar!..
(Bu arada Susurluk'un, o patronlar tarafından Türkiye'yi ele geçirmek için kullanılan bir organizasyon olduğunu, bunun sonucunda ülkenin elli milyar dolarının buharlaştırıldığını falan bu milletin hiç hesap etmeyeceği kanısındalar...) Gelgelelim evin hesabı çarşıya uyacak gibi değil!.. Hedefteki bu kitleye 'Patronlarınız hiç boşuna Susurluk'a bel bağlamasın, Ergenekon ayarı başkadır' mesajları gidiyor!.." şeklinde görüşlerini ortaya koyuyor.
Patronların "Ergenekon" soruşturmasından çekinmesinin nedeni ise Kılıç şöyle açıklıyor:
"2001 mali krizi ile yapılan milyarlarca dolarlık vurgunlar, 28
Şubat döneminin müthiş yolsuzluklarının tavana vurması olmuştu... Üstü örtülen Tantan operasyonları ortada kalmıştı... Vurguncular, ülkenin kremaları olarak yaptıklarının yanlarına kâr kaldığını var sayıyorlardı!.. Korkularının ikinci ana damarı da şu... Bu muhterem zevat,
darbe meselesi ile ilişkili varsayılıyor... Bir takım faaliyetleri tespit edilmiş durumda!.. Yani beyim,
egemen sınıfların şu sıralar hukukun üstünlüğü sloganına sarılmalarının nedeni budur...Yani mesele 'Kendim için istiyorsam namerdim!' meselesidir..."
BEHİÇ KILIÇ-YENİÇAĞ