Kalkan, İzmir'de düzenlenen operasyon ile gözaltına alınan 30 emniyet mensubunun durumunu, yaşadığı şartları ve onları bekleyen ailelerini ziyaret etmek için İzmir Emniyet Müdürlüğü Bozyaka Hizmet Binası'na geldi.
Burada bekleyen aileler ve vatandaşlarla görüşen Kalkan, daha sonra emniyete geçti. Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Milletvekili Kalkan, savcılığın kendisine izin vermediğini söyledi. Kalkan, "Şüpheli arkadaşları ziyarete geldim. Nasıl yaşıyorlar, ne koşullarda yaşıyorlar fakat başsavcılık görüşmemize izin vermedi. Türkiye Cumhuriyeti milletvekili ve İzmir milletvekiliyim. Bir milletvekili, bir sanığı ziyaret edemiyorsa artık Türkiye, 17 ve 25 Aralık'tan sonra başlayan bu hukuksuzluk sürecini, haksızlık sürecini, Anayasa'ya aykırılık sürecini, insan haklarını gaspetme sürecini ısrarla devam ettirme ve bu konuda daha ileri otokratik bir devlet düzenine doğru geçmekte olduğunu bugün burada gördük. Zaten Türkiye'de bir fetret devri yaşanıyor. Anayasa'nın 101. maddesine göre seçildikten sonra başbakanlığı bırakması gereken, çünkü parlementerliği, milletvekilliği düşmüş olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu süreci devam ettirmektedir. Şu anda Türkiye'nin başbakanı yoktur. Başbakan olmadığı için yasal bir bakanlar kurulu da yoktur. Maalesef bu hukukdışı, bizi uluslararası âlemde küçük düşüren süreç, acımasız bir biçimde devam ettirilmekte." şeklinde konuştu.
'BU ERDOĞAN'I RAHATLATMA OPERASYONUDUR'
Bu olayı bildiğini ve incelediğini de belirten Kalkan, bunun bir algı operasyonu olduğunu söyledi. Kalkan, şöyle konuştu: "Çünkü bölgem olduğu için 28 Şubat'ta başlayan bir liman operasyonu, ihaleye fesat karıştırma ve limanda usulsüzlükle başlayan ama doğal olarak mevcut cumhuriyet savcısının, yetkili yargıcın ve yetkili emniyet müdürünün emir ve doğrultusunda yapılan bir operasyon. Aradan uzun zaman geçmesine karşın bugün gündeme getirilmiştir. Bir hukukçu olarak, bu bir intikam operasyonudur. Bu bir algı operasyonudur. Bu bir siyasal iktidarın yeniden yapılanma sürecinde, yeni başbakanın belirlenmesinde Recep Tayyip Erdoğan'ı rahatlatma operasyonudur, çünkü yine ilimizin milletvekili ve eski Bakan Binali Yıldırım'ın bu operasyonda bacanağı gözaltına alınmıştı. O süreci çok iyi hatırlayacaksınız, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, soruşturmanın kapatılması için buraya talimat vermişti. Bunlar tapelerde mevcuttur. O günkü Emniyet Müdürü Ali Bilkay, şu andaki mevcut Valimiz Mustafa Toprak, bu soruşturmanın yozlaştırılması için müdahale etmişlerdi ve bu konuda da o günün başsavcısı ve başsavcı yardımcısı bu Adalet Bakanı hakkında, bu arkadaşları hakkında fezleke düzenlemişti ancak bu arkadaşlarımız da görevden alınmıştır. Şu anda gözaltında olan arkadaşlarımız, yasal bir emirle, yani cumhuriyet savcısının, yetkili savcının verdiği emirle bu işlemleri yapmışlardır. Eğer yaptıkları suçsa zaten yargılama sürecinde bu ortaya çıkacaktır. Eğer suçsa bu suça Adalet Bakanı, ilin valisi ve ilin o günkü görevli emniyet müdürü iştirak etmiştir."
'BUGÜNLER GEÇECEK, UMUTLUYUM'
Yapılanları haksızlık, yanlışlık, hukuksuzluk ve zulüm olarak değerlendiren Kalkan, sözlerini şöyle tamamladı: "Ben bu olayı burada kınamaya tekrar devam ediyorum. Yani ben bu arkadaşların ideolojilerinin, davranışlarının, dünya görüşlerinin ne olduğunu da bilmem, tanımam ama nerede hukuksuzluk varsa, nerede demokrasi çiğnenmişse ben siyasal hayatım boyunca milletvekili olarak, aydın olarak, avukat olarak hep ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların yanında yer aldım, almaya da devam edeceğim. Bugünler geçecek, umutluyum. Yani suç işleyen kimseyi Cumhurbaşkanlığı makamı da, Başbakanlık makamı da, bakanlık makamı da, yargıçlık makamı da kurtaramaz. Türkiye bir hukuk devletidir. 100 yıllık bu konuda alışkanlıkları vardır, birikimi vardır. Suç işleyenler, mutlaka ama mutlaka bu dünyada mutlaka hesabını verecektir. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın."
CİHAN