Hakkari'nin
Şemdinli ilçesinde 9
Kasım günü bir kitabevinde meydana gelen
patlama ve sonrasında çıkan olaylarla ilgili o günlerde yaptığı çarpıcı açıklamalarla gündeme oturan Esat Canan, Van
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine dün
akşam Van Adliyesi'ne gelerek savcılığa olayla ilgili bilgi verdi. Canan, "Olayı araştıran Savcı'nın iyi niyetli olduğunu gördüm. Ancak bu yapının böyle devam etmesi halinde olayın aydınlanacağına inanmıyorum. Çünkü soruşturmanın başında delliler karartıldı. Çünkü suçüstü yapılanlar o zaman tutuklanmadığı için bu kişiler delilleri karartmışlar. O süre zarfında kendim olay yerinde idim. Savcılığa bildiklerimi anlattım." dedi. Canan, araçta çıkan ve Ali Kaya'ya ait olduğu belirtilen bir ajandanın kayıp olduğunu hatırlatarak, olayın meydana geldiği aracın üzerinde
keşif işlemlerinin devam ettiği esnada kalabalık üzerine ateş açan Tanju Çavuş dosyasının ayrılmasının ve eşinin
tanık olarak dinlenerek
tahliye edilmesinin, olayın kapatılmaya çalışıldığını gösterdiğini kaydetti. Canan, "Ben ilk günden beri olayı takip ediyorum. Tanju Çavuş olayı ile diğer olayın arasında bir bağlantının olduğunu düşünüyorum. Tanju Çavuş'un olayın meydana geldiği gün
telefon kayıtlarının ortaya çıkarılması gerekiyordu. Bu telefon kayıtları olayı aydınlatacaktı. Zaten kendi ifadesinde bir gün önce yıllık izne ayrılıyor. Van'dan neden bir daha Şemdinli'ye geri dönme ihtiyacı hissetti. Dönerken yolda kiminle
telefon görüşmesi yaptı. Bunlar tespit edilmiş değil. Soruşturmanın selameti açısında bunun bir eksiklik olduğu kanaatindeyim." şeklinde konuştu.
Tanju Çavuş dosyasının Van dosyasından ayrılarak Hakkari Ağır Ceza'ya gönderilmesi ve ilk duruşmada tanık sıfatı ile ifade veren eşinin beyanı doğrultusunda tahliye edilmesinin vicdanları yaraladığını kaydeden Canan, "Olayın mağdurları dinlenmemiş. Olay esnasında yaralananlar dinlenmemiş. Sadece eşinin beyanı ile tahliye edilmesinde hukuki bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Mahkemenin her aşamasında ilgili avukatlar itirazda bulunabileceklerdir." dedi. Canan, şuan ki çerçeveye bakıldığında bu olayın aydınlanmasının mümkün olmadığını ifade ederek, olayın kamuoyunda unutturulmaya çalışıldığını iddia etti.