İstanbul 12. Ağır
Ceza Mahkemesi Hâkimi
Oktay Kuban, aralarında, 'darbeye teşebbüsle' suçlanan eski 1.
Ordu Komutanı
Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu 19 şüpheliyi, tutuksuz yargılanmak üzere salıverdi. Bu durum tartışmaları da beraberinde getirdi.
Demokrasi ve Özgürlük İçin
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (
Demokrat Yargı)
Eşbaşkanı Orhan
Gazi Ertekin, tutuklanıp tutuklanmama meselesinin çok esaslı görülmemesi gerektiğini belirterek, bu
davanın özünün önemli olduğunu vurguladı. Ordunun, bugüne kadar hukukun içerisine girmekte hep direndiğini, kendisini hep ayrı tutmakta ısrar ettiğini ifade eden Ertekin, bu davanın ordunun hukuk içerisine çekilme sürecinin bir aracı olduğunu söyledi.
CİHAN muhabirine konuşan Ertekin,
tahliyelerle ilgili eleştirilecek herhangi bir durumun bulunmadığını belirtti. Hukukta hiçbir şeyin net ve kati olarak ölçülemeyeceğini vurgulayan Ertekin, farklı teorilerden ve metodolojilerden hareket edilmesi halinde farklı yerlere gidileceğini kaydetti.
Hukukun ve yargının da özelliğinin zaten bu olduğunu dile getiren Ertekin, tek bir metodolojiden hareket edilmesi halinde sonuçta tek bir yere çıkılacağını ifade ederek, 180 yıldır hep tek bir yere çıkıldığını savundu. Türk hukuk ve yargısında son birkaç yıldır farklı bir adli perspektifin doğmaya başladığını anlatan Ertekin, şöyle devam etti:
"Bu olgunlaşma işaretidir. Son dönemde
Balyoz da dahil birçok
Ergenekon,
Erzurum,
Erzincan, birçoğu yeni adli perspektifin ürünleri. Yeni ve adli perspektiflerin ürünleri. Dolayısıyla adli perspektif farklılaşmasını
doğal bulmak lazım. Tutuklamayı da özellikli bir durum olarak, mutlaka eleştirilmesi gereken bir durum olarak önümüze getirmemiz, bir mesele atfetmemiz çok önemli olmayabilir. Çünkü tutuklamanın kendisi maalesef Türk hukuk geleneğidir. Cumhuriyetin yargı geleneğinde çok tehlikeli biçimlerde ve özellikle de siyasi muhalifleri susturmak için kullanılmıştır bugüne kadar. O nedenle çok tehlikeli bir geleneği vardır. Tutuklanıp tutuklanmama meselesi çok esaslı görülmemeli. Bu davanın özü önemli. Bu sürecin, bu yargılamanın
tutuklu olarak sürdürülmesinde çok ısrar etmemek lazım. Fakat bizzat bu davanın özünde çok ısrar etmek lazım. Çünkü bu dava, Ordunun bugüne kadar hukukun içerisine girmekte hep direnmiş, kendisini hep ayrı tutmakta ısrar etmiş Ordunun, hukuk içerisine çekilme sürecinin bir aracıdır. O nedenle de bizzat bu yargılamanın bu özüne mutlaka vurgu yapmak lazım. Asıl bu meseleyi işlemek lazım. Tutuklama meselelerini de daha ikincil mesele olarak göz önüne almak lazım."
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına
Yüce Divan yolunun açılmış olmasını, bu
Anayasa değişikliğinin aslında geleneksel Anasayal perspektifini belli ölçülerde devraldığını gösterdiğini savunan Ertekin, normal ve doğru olanın ise asker ve memur suçluların ve diğer tüm suçluların diğer vatandaşlarla aynı hukuki
soruşturma prosedürlerine tabi tutulması olduğunu söyledi.
Askeri mahkemelerin kaldırılmamasının eksiklik olduğunu dile getiren Ertekin, daha tutarlı bir
özgürlük ve daha tutarlı bir demokratik devlet savunusu yapmak yerine sınırlı olarak iyileştirme ve düzeltmeler yapılmaya çalışıldığını ifade etti. Ertekin, bu durumun da
Meclis sürecinde
tamir ederken geleneksel zihniyetin kalıplarını devralmayı zorunlu kıldığını belirterek, böyle bir problemin gerçekten varolduğunu vurguladı. (CİHAN)