Ersöz, avukatı
Ali Rıza Dizdar aracılığıyla el yazısıyla hazırladığı 12 sayfalık dilekçesini,
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesine sundu.
Emekli
Tuğgeneral Ersöz dilekçesinde, yaşadığı sağlık sorunları ve
tedavi süreciyle ilgili ayrıntılı açıklamalarda bulunarak, bugünkü duruşmaya
hastane yetkililerinin uygun görmemesi üzerine sağlık sorunları nedeniyle katılamadığını belirtti.
Hakkındaki iddialara
yanıt veren Ersöz, operasyondan haberi olduğu ve
yurt dışına kaçtığı iddialarını da yalanladı.
Yurt dışına
Milli Savunma Bakanlığının
ürün tanıtımını yaptığı bir şirketin daveti üzerine
Rusya vizesi alarak çıktığını, hatta yurt dışına çıkışını birçok kişiyle de
telefonla konuştuğunu kaydeden Ersöz, dilekçesinde şu bilgilere yer verdi:
''Düzmece planlar ve sözde
Cumhuriyet Çalışma Grubu hakkında mahkemenizce Jandarma Genel Komutanlığından sorulan bilgiler kapsamında verilen cevaplarda, bu grup ile '
Ayışığı', 'Yakamoz', 'Eldiven' gibi oluşum ve planların olmadığı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Ayrıca iki genel
kurmay başkanı da bu hususu Türk Milletine açıklamıştır. Ben hiçbir şekilde bu tür oluşumlar içinde yer almadım.''
Tutuksuz
sanık emekli Orgeneral Şener
Eruygur ile 4, emrinde çalışan
tutuklu sanık Kurmay
Albay Mustafa Koç ile 2
telefon görüşmesi yaptığının iddia edildiğini, ancak dosyada bu görüşmelerin çözümlerinin bulunmadığını belirten Ersöz, bu kişilerle sadece sosyal amaçlı görüşmelerinin olduğunu anlattı.
-GİZLİ TANIK BEYANLARINI YALANLADI-
Ersöz, hakkındaki gizli
tanık beyanlarını da yalanlayarak, söz konusu
gizli tanıkların ileri sürdüğü konuların Jandarma Genel Komutanlığının verdiği yanıtlarla çürütüldüğünü öne sürdü.
Terör örgütü yöneticisi ''
Cemil Bayık ile Hezil Çayı'nda görüştüğü ve zarf verdiği'' iddialarını da yanıtlayan Ersöz, şunları kaydetti:
''Tarihi belli olmayan bu görüşmenin geçtiği iddia edilen çayın genişliği, 20-50 metre arasındadır. Böyle bir yerde zarf alıp verilmesi mümkün değildir. Ben Cemil Bayık isimli
teröristi gördüğümde yakalayıp adalete teslim ederdim. Çatışma ortamında karşılaşsaydık vururdum. Benim görevim budur. Kesinlikle görüşmedim.''
Ersöz, gizli tanık ''İlk Adım''ın Gaffar Okkan'ı öldürme talimatını verdiği yönündeki beyanlarının da
iftira niteliğinde olduğunu savunarak, bu olayın faillerinin bir kısmının yakalanıp cezalandırıldığını anlattı.
Terörle mücadelenin en kritik dönemi olan 1991-1992 yıllarındaki kanuna uygun çalışmaları nedeniyle
hedef haline getirildiğini ve bir çok düşmanı olduğunu anlatan Ersöz, iddianamede yer alan üzerine atılı hiçbir suçu işlemediğini ileri sürdü.
Ersöz, dilekçesini şu ifadelerle tamamladı:
''Devletin
emniyet ve istihbarat teşkilatı ve
Genelkurmay Başkanlığının haberdar olmadığı sözde
Ergenekon terör örgütü hakkında, istihbarat başkanlığı yaptığım dönemde, öncesinde ve sonrasında hiçbir bilgim olmadı. Böyle bir yapı içinde kesinlikle yer almadım. Halen sağlık problemleri olan, yürüyemeyen hayatını başkalarının yardımıyla devam ettirebilen maddi, manevi büyük bir sıkıntı yaşayan biri olarak kaçmak gibi ne bir imkanım, ne de düşüncem vardır. Mahkemenizden bir an önce sağlığıma kavuşabilmek için tedavimi olumsuz etkileyen tutukluluk şartlarının adli
kontrol tedbirleri uygulanarak kaldırılmasını talep ediyorum.''
AA