Ergin,
Kanal A televizyonunda ''Görüş Farkı'' isimli programda Yüksek Askeri
Şura toplantılarına ilişkin soruları yanıtladı.
Kendisinin
Adalet Bakanı olduğuna ve
YAŞ'ta doğrudan bulunmadığına işaret eden Ergin, ''Bu süreç içerisinde benim doğrudan bulunmam söz konusu değil. Zaman zaman belki bilgi talep edilmiştir, o bilgiyi sunmak için gidip gelmişizdir, ama Yüksek
Askeri Şura'da Sayın Baş
bakan ve
Milli Savunma Bakanımız doğrudan bulunuyor'' dedi.
Gerek YAŞ'ın kuruluşu ile ilgili yasanın, gerek TSK'nın
personel yasasının ve
Anayasa'nın 117. maddesindeki genel çerçevenin Şura'nın çalışmasını belirleyen mevzuat olduğunu anlatan Ergin, ''Bu çerçevede bir süreç işledi, işlemeye devam ediyor. Bu anlamda kendi mecrasında akıp giden bir süreç. Benim Adalet Bakanı olarak bu sürecin herhangi bir yerinde olmam gibi bir şey söz konusu değil, ama benim bakanlığımı ilgilendiren belli hususlar olursa enforme etme noktasında ihtiyaç duyulan bilgiler varsa onları paylaşmak üzere elbette gidiş gelişlerimiz olabilir'' diye konuştu.
''TSK ile ilgili
kanun, Anayasanın maddeleri açık, ama bunlara rağmen herhalde bir görüş farkı vardı. Bu nereden kaynaklandı'' sorusu üzerine Ergin, Yüksek Askeri Şura'nın
heyet halinde yapılan bir çalışma olduğunu ve mevzuata göre birkaç çeşit karar alınabildiğini anlattı.
Ama atama ve
terfi kararlarının bir
teklif olduğunu ve
Başbakan'ın
imzası ve Cumhurbaşkanı'nın onayı ile uygulamaya konduğunu ifade eden Ergin, ''Şu ana kadar yaşanmış olan süreç ve belki eksik kaldığı düşünülen boyut da bu çerçevede tamamlanacaktır. Hepsi Anayasamıza, mevzuata uygun olarak devam eder'' dedi.
''
Kara Kuvvetleri Komutanlığına gelmesi beklenen
Hasan Iğsız atanmadı, ki hükümetin istemediği söylenmişti. Hakkında internet
andıcı davası var. Kara Kuvvetlerine neden atama yapılmadı, Hasan Iğsız ile ilgili durum çok merak ediliyor.
Yargı ile ilgili sorun olduğu için mi yoksa başka gerekçeleri var mı?'' sorusuna Ergin, Şura'da neler görüşüldüğünü bilmediğini söyledi. Ergin, Şura'nın heyet halinde yapılan bir çalışma olduğunu, bu çalışmanın mevzuat çerçevesinde yürütüldüğünü yineledi. Bu heyetin atama ve terfiler hakkında teklif hazırladığını anlatan Ergin, şunları kaydetti:
''Bu teklif hazırlanır, ilgili sinsileden geçer. Bunlar zincirleme bir karar sürecidir. İlgili bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı... Bu karar süreci içerisinde elbette ki bu makamlar sembolik imza makamları değil. Bu karar sürecinin birer parçası her bir aşaması. Dolayısıyla bunlar Anayasa ve yasal bir çalışma metodu içinde yapılan hususlar. Dolayısıyla burada teklif yapılmış olabilir, bu teklif içerisinde belli unsurlar onay makamları tarafından uygun görülmemiş olabilir. Ben detaylarını bilmediğim için sadece ihtimalle konuşuyorum. Anayasa ve yasalar çerçevesinde bunlar tamamlanacaktır. Burada olaya olağanüstü bir boyut katmayı gerektirecek çok fazla bir şey olduğunu düşünmüyorum.''
''Üç-dört gündür yaşadığımıza bir devlet krizi diyebilir miyiz?'' sorusunu Ergin, ''Anayasa ve yasalar çerçevesinde yapılan bir kurul çalışması, bir şura çalışması. Dolayısıyla mevzuat çerçevesinde bu
akşam itibarıyla önemli bir kısmı tamamlanmış durumda. Birkaç tane belki tamamlanması gereken husus var. Gene hepimizi bağlayan Anayasa ve yasalar çerçevesinde bunlar çözülür'' diye yanıtladı.
-''HUKUKTA HER ZAMAN YORUM FARKI MÜMKÜN''-
''Anlaşılan bu yasalar aslında bir krizi çözmekte çok yardımcı olmadı, çünkü hukuk bir yerden sonra galiba yoruma mı kalıyor? Haklarında
iddianame bulunan subayların terfileriyle ilgili ne yapılacağına dair üç ayrı
rapor alındığı söyleniyor, ama galiba raporlar da birbirini tutmadı. Bir hukuki problem var mıydı?'' sorusu üzerine Ergin, şunları söyledi:
''Hukukta her zaman yorum farkı mümkün. Bu, yüksek yargının içtihatlarına da yansır zaman zaman, ancak bana göre burada o yorum farklarından kaynaklanan bir durum değil, bu, heyetin kurucu unsurlarındandır. Hem Milli
Savunma Bakanı, hem Başbakan, hem Cumhurbaşkanı. Dolayısıyla burada sürecin parçası olan unsurların müdahalesi söz konusu. Dışardan başka bir müdahale olsa olağanüstü bir şey söz konusu olacak, ama bu bütünü oluşturan parçaların her biri kendi
yetki alanı içerisinde bu çalışmaya katkı da verebilir, müdahale de edebilir. Buna bir anormallik özellikle ithaf etmek çok doğru değil.''
''Sayın Iğsız ile ilgili iddialar var. İsmi geçen komutanların, subayların terfi ettirilmemesi noktasında kesin bir tavır takındığınız görülüyor. Neden böyle bir tavır içerisine girdiniz?'' sorusu üzerine Ergin, şöyle konuştu:
''Benim Şura'da konuşulan hususları bilebilme şansım yok. Sayın Başbakanın, Sayın Cumhurbaşkanının, Sayın
Milli Savunma Bakanımızın hangi saiklerle bu şekilde hareket ettiğini bilebilme durumum yok. Bütün bunlar YAŞ çerçevesinde, o şura heyetinde tartışılan konular. Dışardan birtakım yorumlar yapılıyor, herkes farklı yorum getirebilir, değerlendirme yapabilir, ancak en doğrusunu kurulun içerisinde olanlar daha iyi bilirler. Burada ben isimler üzerinden bir değerlendirme yapmayı doğru bulmam.''
''Bu yargı süreci terfiye engel mi?'' sorusu üzerine Ergin, personel yasasının 65. maddesinde ''tutuklama, tutuklandıktan sonra serbest bırakılma, serbest bırakılmasına rağmen yargılama süreci devam ediyorsa ya da kesinleşmemişse terfiye engel olacağı'' yönünde bir
düzenleme olduğunu anlattı. Ergin, ''Ancak buna karşın farklı mütalaalar da var. Dolayısıyla hukuki mütalaalar bir noktada buluşmayabilir, farklı yorumlar söz konusu olabilir. Bana göre şu andaki tabloyu oluşturan bu mütalaalar değil, genel konsepttir. Şura içerisindeki
sivil kanat diyebileceğimiz Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanının hareket etmesini sağlayan unsurlar ile askerin hareketini sağlayan saikler farklı farklıdır. Her biri kendi açısından belki izah edilebilir makul gerekçelere dayanıyorlar.''
''
Başbakanlık görüş bildirdi mi bu konuda?'' sorusu üzerine Ergin, ''Başbakanlık Müsteşarlığında yapılan bir çalışma var idi. Orada hem Milli Savunma Bakanlığının, hem Adalet Bakanlığının hem de Başbakanlığın hukukçuları bir müşterek çalışma yaptılar'' dedi.
YAŞ toplantısı yemeği ile ilgili basındaki fotoğraflar anımsatılarak, ''Askerle hükümet arasında
kavga var deniyor. Gerçekten böyle bir tablo mu var?'' sorusuna Ergin, ''Bu tür görüntülere çok fazla aldanmamak lazım. O an, 5 saniye, 10-20 saniye anlık görüntülere bakarak sonuç çıkarmak, anlamlandırmak sizi doğru yere vardırmaz'' yanıtını verdi.