Bakan
Ergin, katıldığı bir televizyonun programında, soruları yanıtladı.
Türkiye'de iç kamuoyuna, dünyaya güven veren bir yargı sistemine ulaşılamadığını vurgulayan Ergin, ''Türk yargısı arzu edilen noktada değil'' dedi.
Yargı reformu stratejisinin hayata geçmesiyle Türkiye'nin çok daha önemli noktalara geleceğini belirten Ergin, 2010-2014 stratejik planlarında 327 civarında üzerinde daha
hedef ve stratejileri olduğunu, bunların yasalar, tüzükler ve yönetmeliklerle hayata geçirilmeye devam edeceğini kaydetti.
HSYK'nın özel
yetkili ağır ceza
mahkemeleri için yıllık
iş yükü belirlediğini anlatan Ergin,
Kurul'un ilke kararına göre, 250 yetkili mahkemelerine yılda 350 kadar
dosya geliyorsa o mahkeme için uygun olduğunu, 350'nin üzerinde olursa iş yükünün fazla olduğu anlamına geldiğini söyledi.
İstanbul'daki bu mahkemelerde 2007'de 420 olan dosya sayısının, 2009'da 248'e düştüğünü bildiren Ergin, ''Ama 248'e düşmesine rağmen her mahkemeye artı ikişer tane daha hakim verme ihtiyacı... Peki bunu kabul edelim diyelim ki '
evet, bunu mahkeme başkanları istedi', eğer samimi niyetimiz buysa. Peki bu mahkemelerde halen görev yapan hakimleri, savcıları niye almak istiyoruz? İstanbul'daki böyle. Peki
Erzurum'daki mahkeme başkanını, mahkeme üyesini, başsavcıyı, 6 tane savcıyı niçin almak isteriz?
Diyarbakır başsavcısını niçin almak isteriz? Onlarda mı kendi kendilerini aldırmak için müracaat ettiler Kurul'a?''
-''HAKİM, SAVCILARLA OYNAMAK NE KADAR DOĞRUDUR?''-
Bakan Ergin, birinci bölgede bir hakimin 7 yıl geçmedikçe, kendi talebi yoksa ve hakkında bir
soruşturma bulunmuyorsa buradan alınmaması ilkesi bulunduğunu, sözünü ettiği yerlerdeki hakim ve savcıların hiçbirinin de görev yerinde bu süreyi doldurmadığını, kendilerinin de bu tür bir talepte bulunmadığını belirtti.
Kurul'da bazı hakim ve savcıların görevden alınmasının istendiğini belirten Ergin, şunları kaydetti:
''
Hakim, savcıları neye dayanarak alacağız?
Şubat ayında Kurul, Erzurum özel yetkili savcıların yetkisini kaldırdı, başka savcılara yetki verdi. Ne hazindir ki Kurul'un yetki verdiği yeni savcılar da Kurul'un düşüncesi istikametinde değil yetkileri kaldırılan savcılar istikametinde işlem yaptılar. Şimdi onları cezalandırmak istiyoruz sanki, 'Sizi biz görevlendirdik ama bizim dediğimizi gene yapmıyorsunuz'... Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir saikle hakim, savcılarla oynamak ne kadar doğrudur? Nerede kaldı bağımsız yargı, nerede kaldı, 'tabii hakim' ilkesi, 'hiç kimse tabi olduğu mahkeme ve hakimden başkasının önüne çıkartılamaz' ilkesi nerede kaldı?''
-''HAKİM GİBİ GÖRÜP BİZİ DE GÖREVDEN ALABİLİRLER''-
Programa katılan gazetecilerin ''
Kadir Özbek 'Yarın yeniden toplanacağız' dedi. Şimdi ne olacak? Mücadelelerinin süreceğini, hukuki sonuçlarının bulunduğunu söyledi'' şeklindeki ifadeleri üzerine Ergin, şunları söyledi:
''Geçmiş dönemlerde Kurul'da çalışan üyelerden bir tanesi şöyle bir laf etmiş, 'Bu Kurul kadını erkek, erkeği kadın yapmaktan başka herşeyi yapabilir' gibi bir anlayışa sahip olan üyeler geçmiş bu Kurul'dan... Bu arkadaşlarımız böyle bir şey düşünüyorlarsa herhalde bizi falanca ildeki mahkemedeki savcı, hakim gibi görüp bizi de görevden alabilirler, bizim de yetkilerimizi kaldırabilirler. Bilemiyorum 'sonuçları' derken neyi kast etti Sayın
Başkanvekili? Onu kendisine sormak lazım.''
Ergin, HSYK Başkanvekili
Kadir Özbek'in açıklamalarına yönelik başka bir soruya karşılık da şunları söyledi:
''Topluma karşı bir beyanda bulunduğunuz zaman samimi, açık yürekli ve dürüst olmamız gerekiyor. Şimdi şayet İstanbul'daki 6 tane ağır ceza mahkemesinin başkanlarının talebini yerine getiriyoruz deniyorsa o zaman şunu sorarlar adama, 'Madem ihtiyaç var ve siz o mahkemelere hakim vermek ihtiyacı içerisindesiniz, peki o mahkemelerden 10 civarında hakimi niye görevden almak istiyorsunuz, 4 tane savcı, başsavcı vekilini niçin görevden almak istiyorsunuz' İstanbul Adliyesinde bir çok mahkeme başkanı ilave mahkeme kuruluşu ve hakim takviyesi istiyorlar. Hele hele Sulh
Ceza mahkemeleri var ki her mahkemeye yaklaşık 8 ila 10 bin dosya düşüyor şu anda.''
-''YARGININ VERECEĞİ KARARA TABİ OLURUZ''-
''Bir idari işlemi yapmaya yetkili olan makam, onu geri almaya da yetkilidir'' diyen Ergin, tesis ettikleri bu idari işlemin, kararlaştırılmayan kısmı itibarıyla hala idari işlem mahiyetinde olduğunu söyledi.
Taslağın görüşülmeyen kısmını çektiklerini, gelen taleplere göre bunlarla ilgili çalışma yapacaklarını anlatan Ergin, Bakanlığının bu çalışmayı tamamlayarak Kurul'un önüne götüreceğini ifade etti.
''O zaman yarın ne toplantısı yapılacak?'' sorusuna karşılık da Ergin, ''Onu Sayın Başkanvekiline sorarsınız, ne toplantısı yapılacak. Bize göre Kurul'da şu anda görüşülmesi mümkün olan bir
taslak yok'' dedi.
Adalet Bakanı Ergin, ''Biz
Danıştay'ın içtihatlarına dayalı olarak
kararnamemizin görüşülmeyen bölümlerini çektik. Bizim yapmış olduğumuz bir idari işlemdir, bu bu idari işleme karşı beğenmezlerse
dava yolunu deneyebilirler. Dava sürecinin sonucunda yine yargının vereceği karara da tabi oluruz'' diye konuştu.
-''TALEPLERİ ALDIK, ÇALIŞACAĞIZ''-
Adalet Bakanı
Sadullah Ergin, ''Yargının tek söz sahibi biziz, uymayanları hizaya getiririz'' şeklindeki bir anlayışın yanlış olduğunu belirterek,Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu'nun idari bir
organ olduğunu vurguladı.
Herhangi bir soruşturma ve kovuşturma olmadan hakim ve savcıların cezalandırılmak istenmesinin yargıya yönelik bir iç tehdit olduğuna dikkati çeken Ergin, ''Bir hakim karar verirken 'Kuruldakiler ne der,
Yargıtay, Danıştay ne düşünür' derse bu iç tehdittir. Bunu hissetmemelidir'' diye konuştu.
HSYK'da izlenen hakim ve savcıların atama kararnameleriyle ilgili süreçle ilgili bilgi de veren Ergin, taslağın Bakanlığı tarafından hazırlandığını, kurul üyelerinin bunu belirli bir süreyle incelediğini, toplantılar sırasında da üyelerin yeni talepler getirdiklerini anlattı.
Ergin, HSYK üyeleri kararname taslağıyla ilgili belirli bir süre inceleme yaparken kendilerinin üyelerin taleplerine anında ''evet'' ya da ''hayır'' demelerinin mümkün olmadığını vurgulayarak, ''Bizim de onların taleplerini alıp inceleme yapmamız lazım. Neden yapılmak isteniyor, özel nedenleri var mı bakmak gerekiyor'' şeklinde konuştu.
Bakan Ergin, bu taleplerin masanın üzerinde olduğunu, bunları taslakla örtüştürmek, uyumlu hale getirmek için çalışma yapmaları gerektiğini belirtti.
Bir soru üzerine, bir hakim ve savcının birinci bölgede 7 yılını doldurmadıkça, hakkında soruşturma ve kovuşturma yoksa kendi talebi dışında atama kararnamesine alınamayacağını yineleyen Ergin, ''Kurulun talepleri tamamen birinci bölgeye ilişkindir, bunlar 7 yılını doldurmamıştır ve kendi talepleri de yoktur'' ifadesini kullandı.
HSYK üyelerinin taleplerini ''görülmekte olan davaları etkilemeye yönelik tasarruflar'' olarak niteleyen Ergin, ''(Özel yetkili mahkemeleri dağıtıp yeniden dizayn ediyoruz) diyorsunuz. Burada yapılmak istenen, bizdeki
algı, bu mahkemeleri yeniden dizayn etmektir ki bu yargı bağımsızlığı ilkesinin ihlalidir'' dedi.
''Restleşme devam ederse ne olacak?'' sorusuna ise Ergin, ''Bakanlığın bir işlemi var. İdarenin
eylem ve işlemleri yargıya tabidir, isterlerse bizim işlemimizi yargıya götürürler'' karşılığını verdi.
''Bunu öngörmüş müydünüz?'' sorusunu Ergin, ''Arzu etmediğimiz bir seçenekti bu'' diye yanıtladı.
''Kararnamede
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Cihaner'in de bulunup bulunmadığı'' sorusu üzerine ise Ergin, ''Görev süresi dolmuştu, atanma talebi vardı, onunla ilgili de bir tasarrufta bulunma talebi söz konusu'' dedi.
HSYK Başkan Vekili Özbek'in, ''Toplantının yarın da devam edeceği'' açıklamasıyla ilgili değerlendirmesi de sorulan Ergin, ''
Müsteşar olmadan Kurul toplanamaz. Gündemi de
bakanlık belirler. Kararname taslağını çektik,
gündem de yapmadık, dolayısıyla istişare toplantısı yapmış olurlar'' diye konuştu.
-''DİNK'E İLİŞKİN SAVUNMAYI SAVUNMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL''-
Hrant Dink ile ilgili
AİHM'ye gönderilen savunmayla ilgili değerlendirmesi de sorulan Ergin, ''Bu savunmayı savunmamız mümkün değil'' dedi.
Savunmada, Dink hakkındaki TCK'nın 301. maddesiyle ilgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararından yararlanıldığını ifade eden Ergin, ancak kendilerinin bu maddeyle ilgili soruşturma izni taleplerinde AİHM içtihatlarını dikkate aldıklarını bildirdi.
Ergin, ''Bize gelen taleplerin yüzde 93'üne dava açma onayı vermemişiz. 301. maddeyle ilgili AİHM kriterlerini dikkate alıyoruz. Arat Dink ile ilgili talebi de AİHM'e göre reddettik, ama bunun kuramsallaşması gerekiyor'' diye konuştu.
Adalet Bakanı Ergin, cumhurbaşkanının
görev süresiyle ilgili bir soru üzerine de, bunun tartışılabilecek bir konu olduğunu belirterek, bu tartışmanın Anayasa'da geçici bir madde düzenlemesi yapılarak ya da YSK'nın belirleyeceği süreye uyularak çözümlenebileceğini, üçüncü bir yol bulunmadığını sözlerine ekledi.