Zihni Çakır: "Bugün Ergenekon deşifre edilmiş durumda. En azından şu anki yapısıyla. Ben çok açık ve net tarif ediyorum. Bugün sorgulanan Ergenekon’un 1 numarası emekli bir paşadır. Bunu söyleyebiliriz"
“ARİF DOĞAN’DAN ‘1 NUMARA’YA ULAŞILACAK”
Ergenekon
soruşturmasını ciddi buluyor musunuz?
Ciddi buluyorum. Örneğin Şener
Eruygur’la ilgili hazırlanacak
iddianameyi şu an bilemiyoruz ama oradan 1 numaraya ilişkin donelerin çıkma ihtimali çok yüksek... Yine gözaltına alınan
JİTEM’in kurucularından ve saha
elemanı olarak Ergenekon
örgütlenme içerisinde parmakla gösterilecek olan
Arif Doğan’ın soruşturma sürecinden ve iddianamede yer alacağı pozisyondan, 1 numaraya ulaşmak daha kolay olacaktır. Bunları zamanla göreceğiz. Şu anda Ergenekon’da bir kısmın tasfiyesi olduğunu söylemek mümkün...
Gözaltına alınanları düşündüğümüzde, devlet 1 numaraya ne kadar yakın?
Ben cezaevinde iken yapılan
operasyon sonucu Arif Doğan gözaltına alındığında, benim değerlendirmem şuydu: ‘Sanıyorum savcılar 1 numaraya yaklaşıyorlar.’ Ama çok kısa sürdü. O bir saman alevi gibi geldi, geçti. Arif Doğan’ın üzeri kapatıldı şu anda. Oysa Arif Doğan’da var olduğunu bildiğim ve bundan emin olduğum öyle belgeler var ki; siz bu örgüt yönetiminin bugün karşımıza çıkan çok daha farklı biçimde oluşturulduğunu, oligarşik yapının nasıl bir kategoriyle işlevsellik kazandırıldığını elde edebilirsiniz. Ama devletin Ergenekon’a cevaz veren meşru birimleri buna müsaade edecek mi? Buna müsaade etti mi? Bilemiyoruz. Benim öğrendiğim, Arif Doğan’ın adresinde ele geçirilen belgelerin dışında çok daha ciddi,
Türkiye’deki
derin devlet yapısını deşifre edecek çok daha somut belgelere sahip olduğu... Ergenekon’un cephaneliklerinin nerede olduğu sorgulanırken, kamuoyunda çıkan haberde, Arif Doğan’dan birçok
el bombasının ele geçirildiğiydi ama daha sonra adli makamlarca yapılan açıklamalarda, böyle bir şeyin olmadığı söylendi ki; böyle bir şeyin olmama ihtimali yok. Çünkü o mühimmatı taşıyan şahıs (Bugün soruşturma savcısı isterse yönlendirebilirim) birçok el bombası ve silahın
Yalova’dan alınıp
İstanbul Çavuşbaşı’nda müstakil bir adrese götürüldüğünü bizzat ifade etti. Bugün bakıyorsunuz, Arif Doğan ile ilgili bir şey yok ortada. İddianame hazırlandığında bunu göreceğiz ama şu an gözlemlediğimiz kadarıyla bir şey yok. Ergenekon’un tepe yönetimine ulaşmak için iki önemli isim var savcıların ellerinde... Birisi
Şener Eruygur, birisi Arif Doğan... Savcılar soruşturmayı belli çerçeveye mi oturttular? Yoksa ele geçirdikleri bilgi ve belgelerle daha devamına mı gidecekler? Onu zamanla göreceğiz.
Siz cezaevinde iken, Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, kendisini ziyaret eden Kocaeli Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi Tanzer Ünal’a herkesin Zihni Çakır’ın yazdığı ‘Kod Adı Darbe’ isimli kitabı okumasını istedi. Bu açıklamayı nasıl buldunuz?
Şimdi çok enteresan bir açıklamaydı. Ben ciddi anlamda şok oldum. Bu gerçekten düşündüğü fikirleri mi söylüyor, yoksa bana yönelik bir hareketi kamufle edecek açıklama mı yaptılar? Bunu günlerce düşündüm ve kitabımı istedim içeriye... Kendi yazdığım kitabı tekrar tekrar okudum. Ben
Hurşit Tolon’u yapı içerisinde aktif ve faal şahıs olarak biliyordum elbette. Şimdi ortaya çıkan iddianameyle özellikle Kod Adı Darbe’nin birbiriyle örtüşmüş olması, buna rağmen Hurşit Tolon’un böyle açıklama yapmış olması, benim o kitabı hazırlarken, ne kadar yalın, ne kadar tarafsız, yargılamanın yönlendirilmesinden ziyade yargılamaya ne kadar yardımcı olduğumu gösteriyor. O kitapta gerçekten ben Türkiye’de bugün sorgulanan örgütlenmenin nerelere nüfuz ettiğini anlatmıştım. Şimdi sizin
sanık olarak içeride tuttuğunuz şahıs eğer bunu
itiraf ediyorsa, soruşturmada doğru yoldasınız demektir. Benden çok, savcıların değerlendirmesi lazımdı. Umarım değerlendirmişlerdir. Elbette bu kitabın yazarı olarak o şahıstan böyle açıklama gelmiş olmasını kendi açımdan olumlu buluyorum. Bugün çok iyi biliyoruz ki; yazarlar bir yerlerden aldıkları hazırlanmış metinlere (bırakın çalışmaları ve
servis edilmesini) isim atarak piyasaya kitap sürüyorlar. Bunu yapanların yanında siz, bir soruşturmanın sanığı tarafından onun aleyhine hazırlanmış kitapta bir açıklamayla onore ediliyorsanız, bu, yaptığınız işe bakış açınız ve ciddiyetinizle ilgilidir.
“SORUŞTURMA, DEVLETİN HER BİRİMİNE UZANMALI”
Nereye kadar uzanmalı?
Şimdi böyle bir yapının devlet içinde
vücut bulabilmesi için, devletin her biriminin bu yapıya göz yumması ve ilişki içinde olması gerekir. Savcıların iddianamede öne sürdükleri iddialarının doğru olabilmesi için, devletin istihbarat biriminin bu yapıyla birebir ilişki içinde olması gerekir. Devletin TSK’sının birebir ilişki içinde olması gerekir. Devletin yönetimde etkin olan
siyaset biriminin, gerek
iktidarın, gerekse ana muhalefetinin, gerekse geçmişte iktidar olmuş siyasi örgütlenmelerinin bu yapıyla birebir ilişki içinde olması lazım ki; savcıların iddia ettiği bu örgütlenme şekli oluşabilsin; ama bugün baktığımızda, sadece emekli olmuş birkaç ismin Ergenekon sanığı olarak yargının karşısına çıktığını görüyoruz. Siyaset ayağı derseniz, Türkiye’de yüzde 1 bile oyu olmayan zaten örgütlenme şekliyle bu tür yapılara eleman yetiştirdiği öne sürülen bir siyasi partinin, yapı içinde sorgulandığını görüyoruz. Bugün
İşçi Partisi bazında düşündüğünüzde, Ergenekon’un siyasette yer alabilmesi, yeterli bir argüman mıdır? Değildir. Siyasi konjonktürde etkili olabilmesi için, iktidar mücadelesi veren, iktidara oynayan, iktidar olmuş ya da iktidar olabilecek partilerin içerisine de sızmış olması gerekir ama bugün yargının karşısında bunlardan herhangi birini göremiyoruz.
Medya sektöründe şu ana kadar, en etkili isim
Tuncay Özkan.
Tuncay Özkan, henüz yargının karşısına çıkarılmış değil...
Yargı ayağı olmadan bu yapının vücut bulması mümkün değil; çünkü bir şekilde bir yerlerde gayrimeşru ilişkiler ortaya çıkıyor. Gerek suikastla çıkıyor, gerek bireysel çatışmalarla çıkıyor. Ama siz yargı ayağında tek bir ismi bile çıkarmamışsınız. İşte yapı kendisi ifade ediyor. Ergenekon Örgütü, TSK’da vücut bulur diyor. Ergenekon’un Anayasası’nda bu var. Silahlı Kuvvetler bünyesinde
muvazzaf düzeyde herhangi bir ismi yargının karşısına çıkarmamışsınız bugüne kadar...
VAKİT