Örgüt lideri olan 12 Eylül’ün
kaosçularından
Serdar Kaya,
yurt dışında bulunuyor.
1963’te
örgütsel faaliyetlerinden dolayı ordudan atılan Sarp Kuray, fikirlerinden etkilendiği Dr. Hikmet Kıvılcımlı çizgisini savunan bir
taraftar grubu oluşturur. 1969’da ise Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) ve Dev-Genç içerisindeki faaliyetlerinden dolayı yakalanır. 1974’te Kıvılcımlı’nın eşi tarafından kurulan
Vatan Partisi’nin içinde yer alır.
Şubat 1978’de arkadaşları ile Yol isimli bir
dergi çıkarır ve Vatan Partisi’nden ayrılır. Bu ayrılığın bir de karşılığı vardır. Kuray, kısa sürede yandaşlarıyla birlikte ‘
Partizan Yolu’ isimli
yasa dışı bir örgüt kurar.
‘
Ordu darbe yapar’ tezini
rehber alan grup, özellikle Deniz
Harp Okulu’nda örgütlenme faaliyetlerine ağırlık verir. Sendikal faaliyetlerde bulunmanın yanı sıra maddi gelir elde etmek için
iş yeri bile açarlar. Özellikle 1980 öncesinde yaptığı
eylemlerle darbeye zemin hazırlayan örgüt, 1988’e kadar sürekli kadrosunu genişleterek yoluna devam eder.
1988’de Sarp Kuray ve arkadaşları, Paris’te yaptıkları toplantıda 15-16 Haziran
işçi hareketlerinden esinlenerek ‘Partizan Yolu’ isimli örgütün adını değiştirip 16 Haziran Hareketi’ni (16HH) kurar. Örgüt, isim değişikliğinden sonra Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde bir kampta deşifre olmamış kadrolarını eğitip özellikle
İstanbul’da
bombalama,
karakol baskını gibi eylemler gerçekleştirir.
1990’da yapılan operasyonlarla örgütün
Türkiye sorumlusu dâhil olmak üzere üst düzey
militanları ve tüm silahları ele geçirilir. Bu operasyonlarla ağır darbe alan örgüt dağılmaya başlar. Söz konusu gelişmelerden sonra cezaevinde bulunan örgütün Türkiye sorumlusu Serdar Kaya, Fransa’da yaşayan lideri Sarp Kuray’a bir
mektup göndererek içinde bulundukları durumu eleştirir. Bu, ciddi bir bölünmeyi de beraberinde getirir.
Başlayan hizipleşmeler sonrasında örgüt, 1991’de Yunanistan’da konferansa gider. Sarp Kuray, ekibiyle birlikte örgütten ayrılır. Serdar Kaya yönetimindeki yapılanma, 16 Haziran Örgütü adını bir kenara bırakıp Devrimci Karargâh ismini alır. Bu sırada, Serdar Kaya’nın cezaevindeyken yurt dışına çıkması tam bir muammadır. Çünkü aynı suçtan dolayı Sarp Kuray hâlâ yargılanmakta ve cezasını çekmektedir. Yapı, 1992’den 2008’e kadar hiçbir eylemde bulunmaz.
Ergenekon soruşturmasına yönelik operasyonların hızlandığı günümüzde ise Devrimci Karargâh diye bir örgüt peyda oldu ve tehdit oluşturmaya başladı. Çünkü Ergenekon adına eylem yapacak diğer örgütler ciddi yara almıştı. Kaos oluşturacak eylemler için
Devrimci Karargah’ın yeniden farklı bir tarzla ortaya çıkması gerekiyordu. Bu sırada Serdar Kaya,
DHKP-C ve
PKK ile dirsek temasındaydı. Yurt dışına çıkmasını da zaten Ergenekon Silahlı Terör Örgütü olarak isimlendiren yapı istemişti. Kaya’nın
İsviçre ve Hollanda’da yaşadığı, örgütü buradan yönlendirdiği belirtiliyor.
Devrimci Karargâh’ın bir numaralı ismi olarak Serdar Kaya görünse de tıpkı DHKP-C’deki Dursun
Karataş gibi onu yöneten örgütün Ergenekon olduğu belirtiliyor. Yapılan son operasyonlarda Devrimci Karargâh’ın Ergenekon’un bazı sanıklarıyla sıkı
işbirliği içinde olduğu ve bağlantılarının tespit edildiği ifade ediliyor. Devrimci Karargâh’ın özellikle askeriye içindeki İşçi Partisi’nin bir yapılanması olan ‘Karargâh Evleri’ yapılanması ile birlikte hareket ettiği, militanların eğitilmesi ve barındırılmasının buralardan sağlandığı ileri sürülüyor. Zaten Devrimci Karargâh’la ilgili iddianamede de örgütün, Ergenekon tutuklusu
Doğu Perinçek için ‘başkanımız’ tabirini kullandığı vurgulanıyor. Son operasyonlarla birlikte gözaltına alınan kişilerin Ergenekon sanıklarıyla yaptığı görüşmeler ve
telefon konuşmaları da tespit edildi. Solcu,
Kürtçü ve Alevici bir yapılanma gibi görünen Devrimci Karargâh, aynı zamanda ulusalcı bir çizgiyi benimsiyor. Ergenekon sanıklarını da birer ‘kahraman’ olarak görüyor. Bu tuhaf yapısıyla bütün örgütlerin bir karışımı gibi.
Bu sebeple PKK kamplarında eğitim görüp bir zamanlar
Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) olarak adlandırılan ve şehir eylemleri yapan PKK’nın bir birimi olarak hareket ediyor. Aynı şekilde Devrimci Karargâh, PKK’nın şehir yapılanması olan KCK’nın molotoflu saldırıları ve
araç yakmaları gibi eylemler planlıyor.
Ama Devrimci Karargâh’ın en önemli amacı, sansasyonel eylemlerde bulunmak. Bunun için önemli kişi ve kurumlar
hedef seçilmiş durumda. Bu, MİT ve Emniyet raporlarına da yansıyor. Devrimci Karargâh’ın DHKP-C ve
TKPML gibi örgütlerden de
eleman kazandığı, özellikle cezaevinden çıkan Devrimci Sol gruba mensup militanların 1993’ten itibaren Devrimci Karargâh saflarına geçtikleri belirtiliyor.
EYLEMLERİ BÜYÜTÜYORLAR
Bahse konu örgüt, son dönemde İstanbul’da dört ayrı eylem gerçekleştirdi:
1. Ordu Komutanlığı’na
havan mermisi atılması, Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanlığı’na bombalı paket gönderilmesi, Karacaahmet’teki cemevinin yanındaki
otobüs durağına bomba atılması ve Sarıyer’de bir
banka şubesinin bombalanması…
Son olarak 27
Nisan 2009’da İstanbul’da 60 ayrı noktaya düzenlenen operasyonlarda örgütün
yönetici kadrosunda olduğu belirlenen Orhan Yılmaz
kaya, Bostancı’daki evinde çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirildi. Operasyonlarda
Vatan Gazetesi İnternet Yayın Editörü Aylin D. de tutuklandı. Örgütün birçok eylemi, güvenlik güçleri tarafından önlenmiş oldu. Örgüt, özellikle 1 Mayıs’ta
Taksim ve Bağcılar’da kanlı eylemler planlamıştı.
Devrimci Karargâh, militan sayısı diğer örgütlere göre az olmasına rağmen, teçhizatı ve etkili eylem yapabilme kabiliyetiyle dikkat çekiyor. İstanbul Terörle Mücadele polisi tarafından iki hafta önce düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla askerî kanadının ardından siyasi kanadı da çökertildi. 17 üyesi gözaltına alınan Devrimci Karargâh’ın,
Demokrat Parti eski Genel Başkanı Mehmet Ağar’a suikast hazırlığı içinde olduğu belirtiliyor. Örgüt ayrıca bir
uçak kaçırma eyleminin de planlarını yapıyormuş.
27 Nisan’daki silahlı baskında öldürülen
Orhan Yılmazkaya’nın ardından Türkiye liderliğine eski bir MLKP’li olan
Ulaş Erdoğan’ın getirildiği örgütün şifreli yazışmalarında, ses getirecek başka eylem planları da bulunuyor.
Tuzla Tersanesi’nde tesisi olan birkaç armatörü öldürmek gibi. Ergenekon haberleri yapan
Zaman Gazetesi de eylem hedefleri arasında.
1. Ordu Komutanlığı ile
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’na düzenlenen saldırıları üstlenen örgütün İstanbul’da bir havalimanında görev yapan Cenk B. isimli militanının uçak kaçırma eylemi yapmak üzereyken yakalandığı da aktarılan bilgiler arasında. Örgütün, yurt dışında yaşayan lideri Serdar Kaya tarafından oluşturulan gizli alfabe yazışmalarıyla haberleşip siyasi yapılanmayı gerçekleştirmeye çalıştığı da polis tarafından tespit edildi.
Nisanda baskınla askeri kanadı çökertilen örgüt tam da yeni bir yapılanmaya giderken ikinci bir operasyona maruz kaldı. Örgütün başta İstanbul ve
İzmir olmak üzere birçok ilde üniversite yapılanmasına gittiği ve bu yapılanmanın Devrimci Gençlik Cephesi adını aldığı belirtiliyor. İl
legal yapının ardından legal yapılanmayı gerçekleştirmeye çalıştığı öğrenilen örgütün siyasi ayağının başında Demokratik Düşünce Dergisi’nde yazarlık yapan ve yüksek tirajlı bir ulusal gazeteden haber müdürlüğü teklifi alıp göreve başlamak üzereyken gözaltına alınan M.A. isimli gazeteci olduğu tespit edildi. Örgütün Kürt açılımını baltalamak için de İstanbul, İzmir ve
Ankara gibi şehirlerde araç
kundaklama planları yaptığı ortaya çıktı.
Ergenekon mensuplarıyla irtibatları telefon takibi üzerine tespit edilen örgütün çözülen şifreli yazışmalarından yurt dışındaki liderinin yanı sıra birçok Ergenekon üyesinden eylem ve saldırı talimatı aldığı polisin kriminal incelemeleriyle belirlendi. Örgütün Türkiye liderliğine getirilen
Ulaş Erdoğan’ın bir dönem sonra bu eylem talimatlarına karşı çıktığı ve bunu polisteki ifadesinde şöyle açıkladığı kaydediliyor: “İşçi çocuğuyum, işçiyim. Yurt dışından gelen eylem talimatlarını gördükten sonra, bu eylemlerin topluma yararı olmadığını öğrendim. Ve karşı koymaya çalıştım ama başaramadım.”
Örgütün Türkiye lideri Ulaş Erdoğan ile siyasi kanat sorumlusu gazeteci Murat A,
gençlik kanat sorumlusu Sol İlerici Gençlik Derneği Başkanı Zafer K. ile Cenk B, Gökhan A,
Volkan K, Murat A, Gamze C, Ahmet G,
Salih B,
Onur S, Ülkü D, Serkan K, Banu Ç, Mustafa K,
Fırat E, Ozan E. Adlı militanlar tutuklandı.
Devrimci Karargâh’ın, DHKP-C’nin boşluğunu doldurup yeniden sol ve Kürtçü fraksiyonlarla hareket eden bütün örgütleri bünyesine almak istediği de ileri sürülüyor. Ancak yapının önemli bir kısmının çökertilmesine rağmen ulaşılamayan hücrelerinin bulunduğu ve hâlen PKK kamplarında 50 kadar Devrimci Karargâh mensubunun eğitim gördüğü bilgisi de istihbarat birimlerince doğrulanıyor.
HAŞİM SÖYLEMEZ-AKSİYON