Ergenekon'un asker infazları !

Ergenekon'un önündeki temel meselelerden birisi "asker infazları meselesi"dir…

Ergenekon'un asker infazları !

Bu infazlar, derin devlet yapılanmasında ve eylemlerinde, resmi politikaların aldığı yönde, gerek emir veren gerek emir alanlar açısından üstü örtülü operasyonların devlet içi yansımalarında anahtar rol oynuyorlar… Ergenekon'un “askeri derinliği” ve infazlar... İlk tanışmamız Susurluk kazasının sonrasına denk gelmişti. O günlerde verdiği ifadelerle karanlığın önemli bir kısmının ortaya çıkmasını sağlamıştı. Bir ara anılarını yazmaya karar verdi. Ama o anılar ya bitmedi ya da o yayınlanmasını erken buldu. Zaman zaman buluşurduk, sohbet ederdik. O günlerde bana yazılmamak kaydıyla anlattıkları anılarında yer alır mıydı bilmiyorum, ama anlatılanları, Okay Gönensin'e aktardığımda -bunları unut, kimseye de anlatma- dedirtecek kadar dudak uçuklatacak cinstendi… Altını çizdiği özellikle JİTEM'di… Cem Ersever'in infaz kararını kimlerin verdiği, nasıl infaz edildiği, Ersever'le yakın ilişkisi bulunan bir itirafcının emniyet müdürlüğünde nasıl koruma altına alınarak infazdan kurtarıldığı, Ersever'in şehirlerde eylem yapmadan, örneğin belli yerlere bomba atmadan önce emniyetten o yerdeki istihbaratçıların geri çekilmesini talep etmesi, anlattıklarından aklıma en çok yer edenler olmuş… Binbaşı Cem Ersever'in JİTEM'deki komutanları Arif Doğan ve Veli Küçük bugün Ergenekon davasında yargılanıyorlar… Ergenekon'un ucu Susurluk'a her geçen gün biraz daha uzanıyor… Dahası Ergenekon davası Susurluk davalarının yapmadığına, yapamadığına soyunuyor. Eylemlerin ve çetelerin askeri kanadına el uzatıyor… Gerçekte değmeye çalıştığı bu kanadın kuşattığı "gerçek ve zihniyet"tir… 1997'de ordunun düzenlediği bir gezide "Gürvil tepesi"nde askeri bir birlikte karşılaştığımız, "Diyarbakır'a gitmekten çekinirim, orada Cem Ersever'le JİTEM'de çalıştım" diyen, "Susurluk'u orduya bulaştırmaya çalışan vatan hainidir" sözlerinin sahibi general Özkasnak'ın yüzünün kızarmasına neden olan itirafçının işaret ettiği "gerçek ve zihniyet"… Susurluk ve Ergenekon'un "askeri derinliği" sadece dışa dönük infaz ve eylemlerden oluşmuyor. Eylemler içeriye de dönüktü. Cem Ersever böyle öldürüldü. Orgeneral Eşref Bitlis'in ölümü hala bir muamma. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ölümü tartışmalı. Albay Rıdvan Özden ise bir kaç suikast atlattıktan sonra 1995'te iki koruması ile birlikte öldürüldü. Dönemin Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'nu Kıbrıs'ta ıska geçen kurşunu hiç saymayalım… Susurluk davası bunlara ve JİTEM'e el atamadığı, askeri kanada ulaşmadığı için ortada kaldı… Ergenekon'un önündeki temel meselelerden birisi "asker infazları meselesi"dir… Bu infazlar, derin devlet yapılanmasında ve eylemlerinde, resmi politikaların aldığı yönde, gerek emir veren gerek emir alanlar açısından üstü örtülü operasyonların devlet içi yansımalarında anahtar rol oynuyorlar… Dün gazetelerde yer alan bir haber Ergenekon savcısının Rıdvan Özden'in eşi Tomris Özden'i dinlediğini vurguluyordu. Tomris Özden'in şu sözlerini siz değerlendirin: "Bir PKK itirafçısı, eşimin JİTEM tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Yanında askerlik yapan erlerden biri de çatışmada ölmediğini söyledi. Eşimin ölümüyle ilgili belgeleri Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan benden 1996'da haber yapacağız diye aldılar. Sonra ne haber yaptılar ne de ilgilendiler. Tuncay Güney, benim yanımda Veli Küçük'le de telefonla görüştü. Ona da bilgiler verip 'ilgileniyoruz' dedi… Ergenekon mu? Susurluk mu? Her neyse! Yaranın merkezi orada duruyor… ALİ BAYRAMOĞLU - YENİŞAFAK

DERİN ASKER İNFAZLARININ LİSTESİ

Ergenekon şüphelisi subay suikastleri Ergenekon davası, birçok faili meçhul cinayetin ve mağdurunun da gün yüzüne çıkmasında etkili oluyor. Tomris Özden'in eşinin ölümü üzerindeki şüphelerle ilgili olarak Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'le görüşmesi, Albay Rıdvan Özden gibi PKK ya da Dev-Sol öldürdü denilen bazı general ve subayların ölümüyle ilgili şüpheleri tekrar gündeme getirdi. İşte o subaylar ve iddialar: Tuğgeneral Tuğgeneral Bahtiyar Aydın: 1993’te Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı’na atandı. Aynı yılın 22 Ekim günü Diyarbakır Lice Asayiş Bölük Komutanlığı binası önünde suikasta uğradı. Aydın, Kanas marka keskin nişancı tüfeği ile başından vurulmuştu. Ergenekon kapsamında ifade veren PKK itirafçısı olduğu iddia edilen "gizli tanık Deniz", Aydın'ın PKK tarafından vurulmadığını, Paşayı bir askerin vurduğunu askeri de bir başka askerin öldürüldüğünü iddia etti. Tümgeneral Memduh Ünlütürk: Ergenekon ismini ilk açıklayan kiyşi olarak gösterilen Ünlütürk, 7 Nisan 1991’de İstanbul-Üsküdar’da evinde üç kişi tarafından öldürüldü. Katillerin aşırı sol terör örgütleri olduğu iddia edildi. Ancak, Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından araştırmacı-yazar Erol Mütercimler, Ergenekon örgütünün adını ilk açıklayan kişinin Ünlütürk olduğunu iddia ediyor. Tuğgeneral Temel Cingöz: Batman, Mardin, Hakkâri, Elazığ ve Bitlis’te uzun yıllar görev yaptı. Güneydoğu sorununa yaklaşımı sertti. Cingöz, 23 Mayıs 1991 günü Adana Bölge Jandarma Komutanı iken suikasta uğradı. Cinayeti planlayan Adnan Temiz, Dev-Sol örgütüne ihanet ettiği gerekçesi ile cezaevindeyken öldürüldü. Ergenekon soruşturması kapsamında tanık olarak ifadesi alınan Emekli İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Cingöz'le aynı yemek masasında Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu'nu gördüğünü anlattı. Korgeneral İsmail Selen: Emekli olduktan sonra 23 Mayıs 1991 günü Ankara’da suikasta kurban gitti. OHAL Bölge Komutanlığı görevinde bulunan Selen Paşa, PKK ile mlücadele konusunda dönemin yöneticileriyle ters düştü, görevden alınmak istendi. Emekli olduktan sonra ise suikaste kurban gitti. Paşa'yı PKK ya da herhangi bir sol terör örgütünün katlettiği düşünülüyor. Bu olay kapatıldı. Oramiral Kemal Kayacan: 1974’te Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak emekli oldu. 29 Temmuz 1992’de Göztepe’deki evinde silahlı saldırıya uğradı. Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınıp serbest bırakılan eski asker Erol Mütercimler, Ergenekon'u ilk kez Tümgeneral Memduh Ünlütürk'ten duyduğunu ancak inanmadığını, Oramiral Kemal Kayacan'ın ise kendisine 'ciddiye almamakla salaklık yaparsın' dediğini aktarmıştı. Mütercimler "Kemal Kayacan'ın öldürülme nedeni bana göre Ergenekon konusunda bilgileri yavaş yavaş kamuoyuna açmaya başlamasıdır" demişti. "Gaffar Okan'ı JİTEM öldürdü" JİTEM ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan'ı JİTEM'in öldürdüğünü iddia etti. Aygan "Okkan'ı JİTEM öldürdü. Çünkü Okkan, Diyarbakır'a atanmadan önce JİTEM, Diyarbakır'da istediğini yapabiliyordu. Tim Komutanı Zahit Engin istediği gibi davranıyordu. JİTEM'in çalıştığı adamlar vardı lümpen takımından. Bunlar adam öldürüyor ve yaralıyorlardı, Emniyet bunların peşine düşünce JİTEM'e sığınıyorlardı. Abdulkerim Kırca ve Zahit Engin'in Gaffar Okkan'a küfür ettiklerine kaç kere şahit oldum. "Rahat çalışamıyoruz" diyorlardı. Okkan olayı JİTEM'in işiydi" dedi. Aygan Orgeneral Eşref Bitlis, JİTEM kurucularından Ahmet Cem Ersever cinayetlerinin de Ergenekon işi olduğunu iddia etmişti. AKTİFHABER
<< Önceki Haber Ergenekon'un asker infazları ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER