Ergenekon'da çok konuşulan kararın sırrı

Ergenekon davasında İlker Başbuğ’un müebbete çarptırılması, Mehmet Haberal’ın ise tahliye edilmesi tartışmalara yol açtı.

Ergenekon'da çok konuşulan kararın sırrı

Zaman Gazetesi'nden Hanım Büşra Erdal, Ergenekon davası kararlarını analiz etti. Kararda dikkat çeken hususlara vurgu yaparken, kamuoyunda kafa karışıklığına sebep olan bazı detayların sebeplerini de kaleme aldı.

Ergenekon davasında çıkan karar, kamuoyunda farklı tartışmalara sebep oldu. Tartışmalar daha çok CHP Milletvekili Mehmet Haberal ve Danıştay saldırısı sanığı Osman Yıldırım’ın tahliyeleri ve buna karşılık İlker Başbuğ’un müebbet hapis cezası alması noktasında. Halbuki yüzyılın davasında darbe teşebbüsü ve bu noktada kaos oluşturacak eylemlere ağır cezalar verildi. Ülkede derin devletin adı kondu. Darbe teşebbüsleri ve darbe için kaos ortamı oluşturduğu iddia edilenler cezalandırıldı. Suç işleyenlerin, ilelebet devlet koruması kalkanına sahip olmayacağı görüldü. Bütün bu büyük resmi oluşturan kararda, hangi sanık hangi cezayı neye göre az ya da çok ceza aldı, buna bakmak gerekiyor. Bu tespit, verilen cezaları da anlamamıza yardım edecek.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 600’den fazla duruşma yaptığı 22 iddianameden oluşan dava dosyasının kısa kararı 503 sayfa tuttu. Bu rakam bile, davanın kapsamı hakkında fikir veriyor. Mahkeme, 275 sanığın her biri hakkında farklı suçlamalar olduğu için oldukça sistematik bir karar verdi. Kararda, ilk başta dikkat çeken husus Ergenekon’un “terör örgütü” olduğu tespiti ve 193 sanığın terör örgütü üyeliğinden ceza alması. İki sanık terör örgütü liderliğinden mahkum oldu. 32 sanık ise “darbe teşebbüsü” suçundan ceza aldı. İşte bu noktada kamuoyunda kafa karışıklığına neden olan bazı ceza tayin ve takdir durumları var. Aynı suçtan yargılanmalarına rağmen hükümeti ve mütedeyyinleri hedef alan kara propaganda siteleri; internet andıcı, hükümeti devirmeye yönelik düzenlendiği ortaya çıkan cumhuriyet mitingleri gibi suçlamalara maruz kalanlar “ağırlaştırılmış müebbet, müebbet hapis” alırken, Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Kemal Alemdaroğlu, Kemal Gürüz, Sinan Aygün gibi isimler darbe teşebbüsünden 20 yılın altında ceza aldı.

Bunun sebebi, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 2005 yılında değişmiş olması. 2005 öncesi kanunda darbe teşebbüsü suçunun cezası 15-20 yıl hapisken, yeni TCK’da ağırlaştırılmış müebbet hapis halini aldı. Dolayısıyla mahkeme, Haberal, Balbay,  Ersöz, Aygün gibi sanıkların Ergenekon örgütü kapsamında darbe faaliyetlerini 2005 öncesine ait değerlendirdi. O döneme ait delillere itibar ederek hükmünü verdi. Yani kanun bu sanıkların lehine uygulanmış oldu. Mesela eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon da bu kişilerle beraber faaliyette bulunsa da, 2005’ten sonra cumhuriyet mitingleri gibi eylemlerle darbe teşebbüsü eylemlerine devam ettiler. Bu sebeple internet andıcı (2009 yılı) sanıkları ve Tuncay Özkan dahil 19 sanık darbe teşebbüslerine 2005’ten sonra da devam ettikleri için müebbet hapis cezası aldılar.

Kararda dikkat çeken Haberal vakası ise mahkeme ile savcıların aynı fikirde olmadığı. Savcılık, Haberal’ı “terör örgütü liderliği, darbe teşebbüsü” ile suçlamış ve suçun bitiş tarihini de gözaltına alındığı zaman olarak kabul etmişti. Dolayısıyla yeni TCK’dan sanık olmuştu. Mahkeme, darbe suçunun cezası ağır olduğu için diğer sanıklar gibi Haberal’a da ayrıca terör suçundan ceza vermedi. 2005’ten önce darbe teşebbüsü suçunun cezası da 15-20 yıl olduğu için alt sınırdan ceza verip iyi hal indirimi de yaparak 12 yıl 6 ay hapse çevirdi. Bu noktada soru işareti olan nokta ise iddianamede Haberal ile ilgili 2005’ten sonraya ait deliller var. Savcılık temyiz ederse bu deliller Yargıtay’ın gündemine gelecek ve tekrar değerlendirme konusu yapılacak.

Öte yandan kararda dikkat çeken Danıştay sanığı Osman Yıldırım’ın sadece örgüt üyeliğinden mahkum olması. Yıldırım, iddianamede ayrıca Danıştay saldırısına yardım ve Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba atılması eylemlerini azmettirdiği konusunda suçlanmıştı. Mahkeme her iki konuda da yeterli delil olmadığını söyledi. Bu kabul edilebilir, çünkü dosyaya bakıldığında zaten Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba atılması olaylarının azmettiricisi Veli Küçük ve Muzaffer Tekin. İkisi de bu olaylardan mahkum oldu. Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan, Yıldırım’ın Danıştay saldırısına katılmadığını mahkemede açıkladı. Dolayısıyla Yıldırım bu suçlardan beraat ediyor. Ama mahkeme, Yıldırım’a Ergenekon terör örgütü üyeliğinden üst sınır olan 15 yıl hapis veriyor. TCK 221/1’e göre etkin pişmanlık hükmünden faydalanıp örgütü çökertecek bilgi verdiği için ceza dörtte üç oranında indirilip 3 yıl 9 ay hapis oluyor. Toplamda 9 yıl ceza alan Yıldırım, Alparslan Arslan’ın yanında tahsilatçılık yaptığı anlaşılan bir isim.

Sonuçta Ergenekon örgütü için bu kişileri kullanırken iyi ama konuşunca işte o zaman sözüne güvenilmez, değersiz kişi oluyor. Bu da Ergenekon örgütünün en önemli psikolojik harp taktiklerinden biri.
<< Önceki Haber Ergenekon'da çok konuşulan kararın sırrı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER