Aspirin tahliyesi
Soruşturma kapsamında
tutuklu bulunduğu
Kandıra F Tipi
Cezaevi'ndeki koğuşunda düşmeye bağlı
beyin kanaması geçirdiği gerekçesiyle
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ)
Tıp Fakültesi'nde
tedavi altına alınan eski
Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener
Eruygur'un, 'Şifa ile
taburcu' olduktan sonra sevk prosedürüne aykırı şekilde
GATA'ya sevkinin yapıldığı ortaya çıktı. Bir diğer
Ergenekon sanığı emekli orgeneral Hurşit
Tolon'a ise ilk tedavisinde 'Koroner arter
hastalığı bulguları için
aspirin dışında herhangi bir ilaç kullanılmasına gerek yoktur' denildi. Buna rağmen Tolon, ikinci kez geldiği
hastanede yine doktorların 'bir şeyiniz yok' cevabıyla karşılaştı. 2,5 ay cezaevinde kalan Tolon, bu kez
aşırı kilo kaybı sebebiyle GATA
Haydarpaşa Eğitim
Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. 7 ay boyunca tutuklu bulunan
Hurşit Tolon, '
delil yetersizliği' nedeniyle tahliye edildiğini GATA'da öğrenmişti.
1 Temmuz 2008 tarihinde '
terör örgütü yöneticisi' suçlamasıyla
Ankara'da
gözaltına alınan emekli Orgeneral Mehmet
Şener Eruygur, ilk olarak Ankara
Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde sağlık kontrolünden geçirildi. Gözaltı süreci boyunca
İstanbul Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları
servisinde muayene oldu. 5 Temmuz'da da aynı hastanede iç hastalıklarına görünen Eruygur, 1 gün sonra tutuklanarak Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne gönderildi. Cezaevinde emekli orgeneral Hurşit Tolon'la aynı koğuşta yaklaşık iki ay kalan Eruygur, 17
Eylül 2008'de merdivenlerden düştüğü gerekçesiyle
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırıldı. Tansiyonunun yükselmesi sonucu kafasını
beton zemine çarptığı belirtilen Eruygur'a, burada yapılan 80 işlem devlete
faturalandırıldı. Aynı gün yoğun
bakıma yatırılan Eruygur'un, 6 gün
yoğun bakım servisinde tedavi gördüğüne dair giderleri Emekli Sandığı'nca ödendi. Eruygur'a uygulandığı belirtilen bu tedavilerden devlete çıkan fatura ise 43 bin lira. KOÜ Tıp Fakültesi'nce Eruygur için hazırlanan 15 Ocak 2009 tarihli taburcu belgesinde 'Şifa ile taburcu' ifadesi yer aldı. Ağır hasta olduğu için cezaevinden tahliye edilen Eruygur'un, 4
Mayıs 2009'da eşiyle İstanbul
Bağdat Caddesi'nde bir kafede görüntülenmesi kafaları karıştırmıştı.
ÜNİVERSİTE'DE İYİLEŞTİ AMA GATA'YA GÖTÜRÜLDÜ
KOÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nden iyileşerek taburcu olduğu belgelere yansıyan Eruygur, hastanede işlemlerin bittiği 16
Ekim 2008'de askeri hastaneden gelen doktorlar tarafından alındı. Hastalığı iyileşen Eruygur'un GATA'ya götürülüşünün sevk prosedürlerine aykırı olduğu belirtildi. Prosedür dışı sevk işlemini değerlendiren hekimler, bir hastanın
şifa (iyileşerek) ile bir hastaneden taburcu olduktan sonra aynı hastalıktan başka bir hastaneye gidebilmesi için yolda
trafik kazası geçirmesi gerektiğini kaydediyor. Uzmanlar, ancak aynı hastanın süren başka tedavileri için başka hastanelere gidebileceğine işaret ediyor.
Şener Eruygur'un eşi
Mukaddes Eruygur ile GATA Beyin Cerrahisi Servis Şefi Kd.
Albay N.D. arasında geçtiği ileri sürülen ses kaydında Albay N.D.'nin, hukukçularla görüşülmesini; buna göre istenirse taburcu, istenirse yatış kararı verilebileceğini söylemesi dikkat çekmişti. İstanbul 9.
Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Eylül 2009'da Eruygur'un sağlık gerekçesiyle tahliyesine karar vermişti.
TOLON'A 'AYAKTAN' 48 İŞLEM YAPILDI, BİRŞEY ÇIKMADI
Eruygur ile beraber 1 Temmuz 2008'de gözaltına alınan emekli orgeneral Ahmet Hurşit Tolon'un da soru işaretleriyle dolu hastane serüveni bulunuyor. Daha önc
e devlet ve özel hastaneye gittiğine dair bilgi bulunmayan Tolon, Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde Eruygur'un hastaneye kaldırılmasından 1 hafta sonra rahatsızlandı. Tansiyonu yükseldiği şikâyetleriyle 24 Eylül 2008'de Kocaeli Devlet Hastanesi'ne getirilen Tolon; üroloji, genel cerrahi ve
kardiyoloji servislerinde muayene oldu. Hastane kayıtlarına göre 'Ayaktan' tedavi olan Tolon, aynı gün taburcu edilerek cezaevine gönderildi. Ergenekon sanığına üç serviste bir günde
kalp hastaları için yapılan efor dahil 48 ayrı işlem yapıldı. Tolon için tedavi sonrasında, 'Koroner arter hastalığı bulguları için aspirin dışında herhangi bir ilaç kullanılmasına gerek yoktur.' denildi. Ancak Eruygur'un izlediği yolu takip eden Tolon, bir kez daha hastalanarak hastaneye gitti. 9 Ekim 2009 tarihinde yeniden Kocaeli Devlet Hastanesi'ne geldi. Burada üroloji servisinde 'Ayaktan' tedavi gören Tolon'a yeniden bir şeyi olmadığı doktorlarca iletildi. 2,5 ay daha cezaevinde kalan Tolon 23 Ocak 2009'da ise aşırı kilo kaybı sebebiyle GATA Haydarpaşa Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edilirken kilo kaybının sırrı daha sonra ortaya çıktı. Aynı günlerde kamuoyuna gündemine gelen ve Tolon'a ait olduğu belirtilen ses kaydında Hurşit Tolon, kilo vermek için cezaevinde 7 ay boyunca her gün yürüdüğünü ifade ediyordu. Tolon ses kaydında şunları söylüyordu: "Ne kadar yürüdüm biliyor musunuz? En az 5 kilometre her gün. Her gün en az 5 km. Ben zayıflarken dört ayda böyle eridim yani muntazam bir eğriyle zayıfladım. Ama ben cezaevine girdiğim günden beri mutlaka yürüdüm. Gece yürüdüm.
Sabah yürüdüm. Yürüdüm. Günde en az 100'e yakın mekik yapardım. Şimdi en son 93 kiloyum ben." Şu anda tutuksuz yargılanan Hurşit Tolon'un cezaevine girdiği güne kadar herhangi bir hastane kaydına rastlanmadığı da ileri sürülüyor.
CİHAN