Dernekten 'pis' işlerin döndüğünü fark etmesi üzerine ayrıldığını anlatan Çağlar, Hüseyin Görüm'ün de '
Özel Kuvvetler kartı' kullandığını aktardı.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen
Ergenekon silahlı
terör örgütü davasına 17 günlük aranın ardından dün yeniden başlandı. Duruşmada,
tutuklu sanıklardan Kuvayı Milliye Derneği üyesi Murat Çağlar
savunmasını yaptı. Çağlar, 2006 yılında işyerine gelen bir asker arkadaşının aracılığıyla Kuvayı Milliye 1919 Derneği'nin
Mersin şubesinin açılışına gittiğini, burada arkadaşının ricası üzerine açılışa gelecek Mehmet Fikri Karadağ'ı Adana'da havalimanından alarak Mersin'e getirdiğini söyledi. Derneğin açılışında yapılan
yemin töreninin kendisine garip geldiğini söyledi: "(Ölmek var, öldürmek var, öldürülmek var) deniyordu. Tabii ilk defa duyuyoruz bunu. Kendi kendime şunu sordum: Bu
kanun dışı bir olay mıdır acaba?) Silah üzerine yemin ediliyor. Fakat orada
emniyet güçleri de var. Emekli paşalar var,
emekli emniyet müdürü var. (Herhalde kanuna uygun olmayan bir şey yoktur) diye düşündüm."
Burada Fikri Karadağ'ın fenalaşarak askerî hastaneye kaldırıldığını, bunun üzerine kendisini görmeye gittiklerini anlatan Çağlar, Hüseyin Görüm'ün 'Özel Kuvvetler kartı' göstermesi üzerine nöbetçiyi geçtiklerini bildirdi. Görüm'ü o dönemde 'Hüseyin Kerim Bayraktaroğlu' olarak tanıdığını öne sürdü. Kendisine
Alanya bölgesinde derneğin şubesini açmasının
teklif edildiğini, ancak işlerinin yoğunluğunu gerekçe göstererek reddettiğini aktaran Çağlar, İstanbul'a iş için geldiğinde de derneğe ziyarete gittiğini belirtti.
Sadece adı 'Kuvayı Milliye'
Dernekte hoşlanmadığı şeyler görünce uzaklaştığını söyleyen Çağlar, ''Dernekte bazı arkadaşlar gece de kalıyordu. Sigara almak için para bıraktım, uyuşturucu alınmış.'' dedi. Dernekte, daha sonra emniyet ve jandarmaya muhbirlik de yaptığını öğrendiği Mehmet Dalmaz adlı kişinin, kendisini "Senin burada ne işin var? Burada farklı işler yapılıyor. Sadece adı Kuvayı Milliye.'' diyerek uyardığını anlattı. Çağlar, Hüseyin Görüm'ün bir yere gitmek için kiraladığı
arabada silahlar olduğunu, bu
kiralık arabayı kısa bir süreliğine ödünç aldığını belirterek, şunları söyledi: "Ben silah taşıyorum. İnkâr etmiyorum. Kuvayı Milliye'den arabayı aldım ve o esnada yakalandım. Araba benim oldu birden.''
Murat Çağlar, daha önce savunma yapan
dernek üyelerinin birçok şey bilmesine rağmen Dernek Başkanı Hüseyin Görüm'ün "Buranın dışarısı da var." sözünden dolayı birçok gerçeği gizlediğini ileri sürdü.