Ergenekon davasının
tutuklu sanıklarından
emekli Uzman Çavuş
Muhammet Yüce,
Hakkari Şemdinli'de gösterdiği başarılardan dolayı
Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi'den takdirname aldığını açıkladı.
Hatırlanacağı gibi Korgeneral Mendi'nin,
Kandıra ilçesindeki Cezaevi'nde yatan emekli Orgeneraller Hurşit
Tolon ve Şener Eruygur'u ziyaret etmesi kamuoyunda tepkiye yol açmıştı. Davanın dün görülen 63. duruşmasında
savunma yapan Yüce, ilginç bilgiyi verdi:
"Ben 5 yıla yakın Silahlı Kuvvetler'de görev yaptım. Şemdinli'de başarılı çalışmalarda bulundum. Küçük zayıf olduğuma bakmayın birçok arkadaşımı sırtımda taşımışımdır. Gösterdiğim başarılardan dolayı da o dönem
Tuğgeneral olan Korgeneral Galip Mendi'den takdirname aldım."
İnternette yayın yapan
Habertürk sitesinde 03
Eylül 2008 tarihinde yayınlanan bir haberde Korgeneral Mendi hakkında şu bilgilere yer verilmişti:
"1996 yılında gazeteci Kutlu Adalı öldürüldüğü zaman Galip Mendi
KKTC'de Sivil Savunma Teşkilatı başkanı olarak görev yapıyordu. 2000-2002 yılları arasında da KKTC
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı olarak atandığında kendisine muhalefet tarafından büyük tepkiler gösterilmişti..
Kıbrıs basını 2000 yılında Tuğgeneral Mendi'nin atanmasını geniş bir şekilde işlemiş, Mendi'nin GKK'ya atanışı ile ilgili haberlerde, "Mendi'nin GKK'ya atanması yeni bir sertleşme dönemine girildiğini gösteriyor", 'KKTC yine paşazede' başlıkları atılmıştı.
KKTC'de muhalefetin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na atanan Tuğgeneral Galip Mendi'ye en büyük tepkiyi de bugünkü KTTC Cumhurbaşkanı M. Ali
Talat vermişti. Mendi'yle birlikte göreve yeni atanan komutanlara bakanlara uygulanan tarzda bir
protokol düzenlenince, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri
Mehmet Ali Talat töreni
sivilleşmeye aykırı sayarak havaalanındaki karşılama törenine gitmemişti. Tepkinin nedeni, 1996'da gazeteci Kutlu Adalı'nın SST tarafından öldürüldüğü yolundaki yaygın iddialardı, o dönem SST'nın başında bulunan isim Mendi de bu nedenle tepkilerden payını alıyordu. Denktaş'ın özel
kalem müdürlüğünden gelen, ancak daha sonra muhalifler arasında saf tutan Adalı, öldürülmesinden önceki günlerde, art arda SST'yi
hedef alan yazılar yazmıştı. Adalı özellikle, SST'nin Saint Parnabas Manastırı'na yaptığı esrarengiz baskının üzerine gidiyordu. İddiaya göre baskında manastır bekçileri bağlanmış ve 1974 öncesi buraya gömülen bir ganimet çıkarılmıştı. Bekçiler 'baskıncıların' kullandığı arabaların SST'nin plakalarını taşıdığı yönünde ifade vermişti. Ardından Adalı tehditler almaya başladı. Eşinin iddiasına göre tehditlerden biri bizzat Mendi'den geldi. Adalı
cinayetinden önce Abdullah Çatlı'nın adaya geldiği de iddia edilmiş ve bu iddia yalanlanmamıştı.
Ayrıca Mendi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili olarak Adalı ailesinin
Türkiye'ye karşı açmış olduğu davada, Galip Mendi'yi de sorguladı. İddiaya göre 2003 yılının Haziran ayında Ledra Palace Oteli'ne gelen
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçları Mendi'yi Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı dönemi esnasında meydana gelen ve medyada kendisine ve Sivil Savunma yetkililerinin Adalı cinayetiyle ilgisine ilişkin olarak sorgulamada bulundu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (
AİHM), KKTC'de evinin önünde öldürülen gazeteci Kutlu Adalı'nın eşi İlkay Adalı'yı Türkiye aleyhine açtığı davada haklı bulmuştu. Eşinin "
faili meçhul siyasi cinayete
kurban gittiğini" söyleyen Adalı'ya "ölümüyle ilgili yeterli
soruşturma yapılmadığı" gerekçesiyle 95 bin
Euro tazminat ödemeye mahkum etti. Eşinin ölümünden "Türk istihbaratı ve KKTC'nin sorumlu olduğunu iddia eden" Adalı, AİHM'ye yaptığı şikayet başvurusunda telefonlarının dinlendiğini ve polis tarafından izlendiğini belirtmişti. AİHM, 6 Temmuz 1996'da işlenen cinayet davasında "etkili başvuru ve örgütlenme hakkının" ihlal edildiğine karar verdi.
Mart 2005'te vrilen kararda ayrıca AİHM altıya karşı bir oyla, Türkiye'nin, "ölümü etkin şekilde araştırmadığı" konusunda karar vermişti."
ZAMAN