Asrın davasında
Ergenekonun
Hizbullah ve Hizbuttahrit
terör örgütleriyle bağlantılarına dikkat çekiliyor. Bu örgütlerin tıpkı 28 şubat sürecinde olduğu gibi başörtüsü sorununun çözülmesini istemeyen derin güçlerce harekete geçirildiği iddia ediliyor.
Başörtüsü konusunda siyasal ve toplumsal mutabakat sağlandığı sırada derin güçler yine harekete geçti. Sorunun çözülmesinden yana olmayanlar Figüran olarak kullandıkları Dini motifli bazı grupları devreye soktu.
Diyarbakır ve
Adana'da İlköğretime giden çocuklarını başörtülü gönderen iki babanın hizbullah bağlantılı çıkması
terör örgütünün derin ilişkilerini tekrar hatırlattı.
HİZBULLAH - ERGENEKON BAĞLANTISI
Hizbullah Terör Örgütü son olarak, internete düşen bir ses kaydı ile gündeme gelmişti. Ergenekon sanığı
emekli albay
Arif Doğan olduğu iddia edilen kişi, Hizbullah terör örgütünü biz kurduk diyordu.
Asrın davasında da Ergenekon'un Hizbullah'ı
taşeron olarak kullandığına yer veriliyordu. Eski
emniyet istihbarat daire başkan vekili Bülent Orakoğlu'nun Ergenekon iddianamesine giren ifadeleri dikkat çekiciydi.
''Ben
Hatay emniyet müdürü iken, adana
bölge komutanı tuğgeneral temel cingöz yemek yiyorduk. yemek sırasında uzun boylu birisi hep ayakta duruyordu. koruma zannettim. ben de, `temel
paşa, bu
arkadaş neden ayakta duruyor, o da yemek yesin.` dedim. temel cingöz de, `gel otur hüseyin dedi. Tabii Hizbullah operasyonundan sonra o adamın
Hüseyin Velioğlu olduğunu öğrendik. ''
Ergenekon'un sağ ayağında Hizbullah'ın yanı sıra Hizb-Ut
Tahrir'de yer alıyordu. ETÖ'nün, irtica paranoyasını körüklemek için zaman zaman kullandığı dini motifli örgütlerden Hizbut-tahrir son olarak
Fatih Camii avlusunda yaptığı hilafet eylemi ile gündeme gelmişti.
Eylemin amacı yıllar sonra Ergenekon iddianameleri ile anlaşıldı. Hizb-üt Tahrir üyesi bazı şahıslarla, Ergenekon
sanıklarının irtibatları tespit edildi.
Ergenekon sanıkları muvazzaf teğmenler
Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu,
Hizb-ut Tahrir üyeleriyle irtibatlarını duruşmalarda da
itiraf etmişlerdi.
Yine Ergenekon iddianamesinde giren bir başka belgede, sanık Erkut
Ersoy, tarikatlara
Sakal bırakarak, çarşaf giyerek sızdırdıklarını anlatıyordu.