Ergenekon spor yapmayı da ihmal etmemiş!

Türk sporunun yeraltı bağlantılarının ne türden ve hangi boyutta olduğu hâlâ netlik kazanmış değil.

Ergenekon spor yapmayı da ihmal etmemiş!

Uzun yıllardır başta şike olmak üzere bahis ve doping gibi pek çok olumsuz olaya karışan Türk sporunun yeraltı bağlantılarının ne türden ve hangi boyutta olduğu hâlâ netlik kazanmış değil. Ancak uzun süredir Türkiye’nin gündemini meşgul eden Ergenekon soruşturmasında ortaya çıkan belgeler ve Ergenekon iddianamesindeki bazı bilgiler Türk sporunun bağlantılarının nerelere uzandığını gözler önüne seriyor. Malumunuz Ergenekon’dan önce yapılan operasyonlarda Sedat Peker’in, Haluk Ulusoy’la, Mehmet Ali Yılmaz’la, eski Fenerbahçe başkanı Metin Aşık’la, Sivasspor Başkanı Mecnur Odyakmaz’la, Sadettin Saran’la, Sergen Yalçın’la ilişkisi olduğu iddia edilmişti. Beşiktaşlı yönetici Sinan Engin ise Alaattin Çakıcı’ya pasaport işlemlerinde ve vize almakta yardımcı olduğu ortaya çıkmıştı. Geçtiğimiz aylarda açıklanan Ergenekon terör örgütüyle ilgili iddianame, spor dünyasının yasa dışı faaliyetlerle uğraşan insanlarla ne derece içli dışlı olduğunu gözler önüne sererken iddianamede spor camiasının ünlü isimlerine yer veriliyor ve Ergenekon terör örgütünden oldukları iddia edilen çete mensuplarının futbol karşılaşmalarına şike bulaştırdığı da açıkça belirtiliyor. Yaklaşık 2 bin 500 sayfalık iddianamede şüpheli Hayrettin Ertekin mensubu olduğu örgütün, her kurum ve kuruluşa sızma stratejisi olarak futbol müsabakalarına nasıl müdahale ettiklerini anlatıyor. Hayrettin Ertekin ile Musa isimli bir şahıs arasında geçen telefon görüşmesinde ünlü futbolcu ve teknik adam Ünal Karaman’ın ismi geçiyor. Konuşmanın iddianamaye yansıyan bölümünde ‘şike parası’ndan açıkça söz edilerek telefonda geçen konuşma kayıtlarına yer veriliyor. “Musa: Biraz önce Ünal Karaman’la konuştum. Başarılar diledim ona. ‘Yarın Ankaragücü maçını al’ dedim. Hayrettin Ertekin: Konya’da oynuyorlar doğru, şeyi verdi abi, bursu A.’ya verdi. Biliyorsunuz yani konuşulduğu gibi, ikinci yarıda inşallah şeylik yapmaz, Samet abi.” Ünlü futbolcunun bu konuşmadan bir ay sonra farklı bir konuda ismi tekrar geçiyor. Tümgenaral Kaya Varol’un adının zikredildiği ihtilal, muhtıra gibi konuşmaların yer aldığı sohbette, Konyaspor’dan Ünal Karaman diye bir arkadaşı olduğunu ve konuşma içerisinde geçen şahsın o olabileceği iddianamede yazılıyor. Cumhuriyet Gazetesi’nden İlhan Selçuk ile bayan İ.Y. ile yaptıkları telefon görüşmesinde ise “...Türkiye’ye bir müdahale falan olmazsa elden gitti bu Türkiye”, “Buraya Futbol Federasyonu Başkanı geldi. Haluk Ulusoy, görevden alınan Doğu Paşa’yla da tanıştı...” dediği belirtiliyor. İddianamede ayrıca çeşitli spor dallarındaki yönetici ve sporcularla ilgi bilgiler de yer alıyor. İddianamede Trabzonspor’un eski yöneticisi Atilla Yıldırım ve Fenerbahçe’de yöneticilik yapan M. Murat Yücel’in ismi geçiyor. Ayrıca spor organizasyonu olarak yapılanma altında birçok ilde resmi antrenörler ve şampiyon sporcular, resmi devlet memurları destek yapılanması altında polis, Özel Harekatçı ve diğer memurların çeteyle irtibatı olduğu anlatılıyor. Şüphelilerin hemen hemen hepsinin hem Özel Harekatçı olması hem de özel güvenlik şirketlerinde faal olarak çalışmaları ve spor hocası konumunda olmaları da dikkat çeken bir başka nokta. Öte yandan Ergenekon terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden biri olan Muzaffer Tekin’in 1988-89 yıllarından önce Tekel’de çalıştığı dönemlerde Kadıköy Belediyesi’nin spor hocalığını yaptığı iddianamede belirtiliyor. Emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ’ın M. Vakıf Döğüşçü ile yaptığı telefon görüşmesi iddianamede şöyle geçiyor: “T. Paşamın yanına vardım, selamlarınızı arz ettim. Güvenlik ve temizlik şirketi var. Hasanpaşa’da Paşam. Fenerbahçe’nin bütün tesislerini almışlar. Güvenliğini, temizliğini…” İddianamedeki ayrıca bazı önemli isimlerin İstanbul İstinye’de yer alan ve ağırlıklı olarak emekli subayların gittiği Avcılık ve Atıcılık Kulübü’ne gittiği belirtiliyor. Muzaffer Tekin’in ifadesinde geçen Semih Tufan Gülaltay’ı kendisinin aracılığıyla tanımış olduğunun doğru olduğunu, 1978-1988 yılları arasında 10 yıl süreyle Tekel Spor Kulübü’nde idarecilik ve antrenörlük yaptığını ve Tekel Spor Kulübü’nün boks takımının yıldızları arasında antrenmana geldiği belirtiliyor. Savcılık ifadesinde şüpheli Mete Yalazangil uzun yıllardır lisanslı sporcu olduğunu, Muzaffer Tekin’i 15-16 seneden beri tanıdığını anlatıyor. Şüpheli Yalazangil 1987 yılında güreş milli takımları ile beraber Avrupa Güreş Şampiyonası’na katılmak üzere Polonya’ya, 1988-1989 yıllarında güreş şampiyonasında Atina’ya, 1993 yılında Galatasaray erkek voleybol takımı ile Moskova’ya, 1994 yılında Almanya’ya bayan voleybol takımına fizyoterapist ve kondisyoner olarak gittiğini belirtiyor. İddianamede sporla alakası olan diğer isimler ise şu şekilde dikkati çekiyor: 2004-2005 yılında Bahçelievler Spor Kulübü Başkanı Bahri, Küçükyalı’daki Gülen Spor Salonu’nu işleten Mustafa Gülen, Ankara Üniversitesi’nden Spor Bölümü Başkanı Prof. Gülfen Hanım. NURULLAH KAYA-ZAMAN
<< Önceki Haber Ergenekon spor yapmayı da ihmal etmemiş! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER