İstihbarat Dairesi eski Başkanı Orakoğlu'nun “
PKK'yı
Ergenekon kurdurdu” iddiasının ardından önemli bir açıklama da
Diyarbakır Barosu Başkanı Tanrıkulu'dan geldi: “Ergenekon Savcısı Öz, Abdullah
Öcalan'ın ifadesini almalıdır” Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu'nun Kanaltürk'te yayınlanan ve Fatih Karaca'nın hazırlayıp sunduğu Gündem Siyaset programında dile getirdiği, “PKK'yı Ergenekon kurdurdu" iddiası,
gündeme
bomba gibi düşerken, Diyarbakır Barosu Başkanı
Sezgin Tanrıkulu da yaptığı açıklamada, "Ergenekon savcısı
Zekeriya Öz, Abdullah Öcalan'ın ifadesini almalıdır" dedi.
Terörist
elebaşı Abdullah Öcalan'ın Ergenekon
örgütüyle bağının deşifre olması ardından Diyarbakır Barosu harekete geçti.
Baro Başkanı Tanrıkulu, "Ergenekon'la PKK arasında bir ilişki varsa bu mutlaka ortaya çıkarılmalıdır" diye konuştu. Tanrıkulu, bu ilişkilerin ortaya çıkarılması için Ergenekon savcısı
Zekeriya Öz'ün, Öcalan'ın ifadesini alması gerektiğini belirtti.
Tanrıkulu, PKK'nın kendi kararıyla
silahsızlanması gerektiğini belirterek, “Yakın tarihin aydınlatılması açısından, bu çatışma sürecinin demokratik açılımlarla kalkması lazım. Derin bağlantıların ortaya çıkabileceği bir ortam gerekiyor" ifadelerini kullandı. Ergenekon Apo'dan ne istedi Öcalan'ın, Ergenekon operasyonu kapsamına hakkında
tutuklama kararı çıkan ve halen Rusya'da bulunan
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz gibi bazı kişilerin çeşitli zamanlarda kendisini ziyaret ettiğini ve bazı taleplerde bulunduklarını açıklaması, derin ilişkiler ağına yönelik şüpheleri daha da artırdı. Tanrıkulu, bazıları örgütten ayrılan kişilerce de gündeme getirilen bu iddiaların aydınlatılmasının önemine işaret etti. Öcalan'ın "Ergenekon savcısı benimle görüşsün" talebinde bulunduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, “Gerçekten varsa böyle bir şey açığa çıkması lazım. Bu, tarafların ifadesiyle açığa çıkar. Öcalan da diyor, 'Gelip gelip ziyaret ettiler. Benden talepleri oldu. Sizin gücünüz var mı?” diye sordum onlara diyor. Öcalan bunları söylüyor. Şimdi burada devlete düşen görev, kimin gittiğinin, ne görüştüğünün ve hangi taleplerde bulunduğunun ortaya çıkarılmasıdır” diye konuştu. Tanrıkulu, bu tür olayların sona erdirilmesi için Öcalan'ın başka bir cezaevine nakledilmesinin gerektiğini anlattı.
ATEŞKESİ KİM KALDIRTTI?
Ergenekon'la PKK arasında ilişki hakkında, PKK'nın 2004 yılı Haziran ayında
ateşkes kararını kaldırmasının Ergenekon'un talebiyle gerçekleştiği iddiası öne çıkıyor. 2004 yılında, o dönem
darbe hazırlığında olan Paşaların,
İmralı'ya giderek Öcalan ile görüştüğü, darbe ortamına zemin hazırlamak için ateşkes kararının kaldırılmasını talep ettikleri ve hatta ateşkes kararını kaldırttığı belirtilen Öcalan'nın avukatı Mahmut Şakar'ın Kandil'deki kongreye katılmasını sağladıkları ileri sürülüyor. "Apo'nun Ayetleri" kitabının yazarı eski PKK yöneticisi Selim Çürükkaya ve Apo'nun kardeşi
Osman Öcalan, Şakar'ın "Ateşkesin kaldırılmasını başkan istiyor" diyerek PKK'nın üst yönetimine
baskı yaptığını iddia ediyor. Tanrıkulu ise, Şakar'ın Kandil'e TSK'nın imkanlarıyla götürüldüğü iddiasını gerçekçi bulmadığını belirtiyor.
Kasım 2002'den 2004'ün Haziran'ına kadar geçen sürenin uzun olmadığını söyleyen Tanrıkulu, “2004'ten önce yapacakları kongrede, ağırlıklı olarak silahsızlanmayı tartışacaklarına, konu gündemdeyken, birden bire, hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını bilemediğim nedenle ateşkes kararı kaldırdılar" diye konuştu.
ÖCALAN BAŞKA CEZAEVİNE NAKLEDİLSİN
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, birçok spekülasyona konu olan
terörist başı Abdullah Öcalan'ın PKK'yı İmralı'dan yönettiği iddialarına da katılmadığını ifade etti. Apo'nun demokratik konfederalizm gibi açıklamalarıyla sadece strateji belirlediğini belirterek Sezgin, şu
öneriyi dile getirdi: "Sadece spekülasyonlar nedeniyle değil, bulunduğu koşulların zaman zaman infiale sebep olması nedeniyle de, kendisi Türkiye'nin başka bir cezaevine nakledilmeli. Çok özel güvenlik önlemleri içinde tuttuğunuz bir şahsın, sizinle 25 yıl mücadele eden bir örgütü yönettiğini siz söylüyorsunuz. Bunu muhalefet partisinden biri söyleyebilir ama bunu
iktidar partisi, bunu hükümet söyleyemez. İktidar partisi milletvekili 'Ne yapalım, İmralı Jandarma kontrolünde' diye yakınıyor. Eğer sen iktidarsan gereğini yaparsın. Öcalan'ın başka bir cezaevine nakledilmesi hem infialin önüne geçer hem de spekülasyonları ortadan kaldırır."
İLİŞKİLER İNCELENMELİ
Ergenekonla PKK arasındaki ilişkilere örnek olarak gösterilen önemli unusurlardan biri de, JİTEM'de aktif görev yapan PKK itirafçıları. JİTEM'in kullandığı unsurların büyük çoğunluğunun eski örgüt üyeleri olduğunun altını çizen Tanrıkulu, “
Çeyrek yüzyıl bu bölgede bu çatışmanın sürmesi kuşkusuz bir çok derin ilişkiyi de içerisinde barındırır. Mutlaka örgütün çeşitli unsurları Jitem'le ve diğer yapılanmalarla bağlantı kurmuşlardır” dedi. “
Eyalet komutanlığı düzeyine gelmiş insanlar bir bakıyorsunuz teslim oluyorlar ve daha sonra gittikleri yer çıktıkları yer değilî diyen Tanrıkulu'nun şu ifadeleri dikkat çekiyor: “İnsanın inancı dağılır, kendi yoluna gider, cezaevine girer ya da af yasasından yararlanıp
sivil hayata
döner. Ama bu insanlar ne yapmışlar, teslim olup bir hafta sonra, düne kadar düşman gördükleri, silah sıktıkları, dağda çatıştıkları askerlerin yanına geçiyorlar. Öncesi olmasa, hemen nasıl böyle bir bağ kurulacak. Başka bir gizli örgüte giriyorsunuz. Devletin içinde örgütlenenen kurumda hemen onlara güven duyuluyor. Bunların açığa çıkarılması lazım." Bugün