Genelkurmay ve MİT tarafından yalanlanmayan
telefon görüşmesinde Üsteğmen
Fırat Ç., Yarbay Selami
Selçuk Ç.'den,
PKK'ya çok zayiat verdirdiği için insansız
hava aracı 'Heron'ların düşürülmesini istiyordu.
Ses kaydındaki konuşmaları 'felaket' olarak niteleyen
Milli Savunma Bakanı Vecdi
Gönül,
subaylardan
hesap sorulacağını söyledi. Terör uzmanları ise skandala
Ergenekon savcılarının el koyması gerektiğini belirtti. Emekli
Başsavcı Reşat Petek, Karargâh Evleri yapılanmasına dikkat çekerken,
emekli Askeri Yargıç
Faik Tarımcıoğlu, bu olayın PKK ile
derin devlet ilişkisini gözler önüne serdiğini vurguladı.
Heronlara yakalanan PKK'lılar için, "Adamlarımız çok zayiat verdi. Ya Heron'u düşürün ya da koordinatlarını değiştirin." diyen Üsteğmen Fırat Ç. ile, "Çaresine bakarız." cevabını veren Yarbay Selami Selçuk Ç. ile ilgili yeterli açıklama yapılmaması, tepkilere sebep oldu. Skandal olayın üzerinden yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen Genelkurmay suskunluğunu koruyor.
Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise önceki gün yaptığı açıklamada, söz konusu subaylardan hesap sorulacağını söyledi.
Hukukçular,
soruşturmanın ivedi bir şekilde derinleştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, Heron olayının Karargâh Evleri soruşturmasıyla irtibatlı çıkabileceğine işaret ediyor.
Yetkili kurumlardan bugüne kadar herhangi bir açıklamanın gelmemesini sert bir dille eleştiren emekli
Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, iki subay hakkında üç yıl önce başlatılan soruşturmayı, 'Karargâh Evleri davası'nın üzerini örtmekle suçlanan Askeri
Savcı Ahmet Zeki
Üçok'un yürüttüğünü hatırlatıyor. Bundan dolayı skandal olayın arkasında 'Karargâh Evleri yapılanması' olabileceğini ifade ediyor. Karargâh Evleri davasının Silivri'de devam ettiğini hatırlatan emekli
askeri savcı, ilerleyen zamanlarda özel yetkili savcıların soruşturmaya el koyabileceğini düşünüyor. Petek, şöyle devam ediyor: "İhanet olayının soruşturmasını yürüten Savcı
Zeki Üçok, subaylardan birinin ifadesini almış, diğerini ise bir gün gözaltında tuttuktan sonra serbest bırakmış. Üçok, Karargâh Evleri dosyasının üzerini kapatmakla suçlandı. Subaylardan biri de Ergenekon davasının şüphelileri arasında yer alıyor. Bunları bir araya getirdiğimizde 'Heron olayı' Silivri'de görülen 'Karargâh Evleri soruşturmasının' bir parçası olabilir. Bunu iki subay arasında geçen münferit bir olayla sınırlandırmak yanlış olur. Gelişmelere böyle bakılırsa resmin bütünü görülmez. Soruşturma sonucunda
ihanet olayı ile Karargâh Evleri arasında bir bağlantı ortaya çıktığında, özel yetkili cumhuriyet savcıları duruma el koyar. Çünkü Karargâh Evleri davasını,
İstanbul Özel Yetkili Ağır
Ceza mahkemeleri yürütüyor."
Genelkurmay'ın suskunluğunu koruması halinde de kamuoyunda ciddi şüphelerin oluşacağına dikkat çeken Petek, sözlerine şöyle devam etti: "Hiçbir şey yapmamak ikinci bir ihanet olacaktır. Askeri Personel Kanunu 65. maddesi gayet açık. Buna göre iki subay görevden alınıp gerekli yargılama yapılmalıdır."
PKK'NIN bağlantıları ORTAYA ÇIKIYOR
Emekli Askeri
Hakim Faik Tarımcıoğlu da olayın artık skandal boyuta geldiğini düşünüyor. Genelkurmay'ın 'bugüne kadar neden bir açıklama yapmadığını' soran emekli hakim, bu konuda kamuoyunun aydınlatılmasının şart olduğunu belirtiyor. Böylesi vahim olayın
küçük bir açıklamayla da geçiştirilmeyeceğini vurgulayan Tarımcıoğlu, "Bu olay açıklamayla geçiştirilemez, muhakkak soruşturma açılmalı ve
yargılanma yapılmalı." diyor. Son gelişmelerin PKK ile
Türkiye'deki derin yapılanmaların arasındaki ilişkiyi yeniden gündeme getirdiğini belirten Tarımcıoğlu, şu tespiti yapıyor: "Açıklama çok gecikti; ama yine de bekliyoruz. Aksini düşünmek tabiata aykırı olur. Bu olayda, PKK'nın Kürtlerin haklarını savunan bir hareket olmadığını, çok derin ve kirli ilişkiler içinde bir yumak haline geldiğini görüyoruz. Bu tür uygulamaların kökeni nedir, neden 30 yıldır böyle bir yapı devam ediyor? Sorular cevaplanmalı, yapılanlar aydınlığa kavuşturulmalıdır. Aksi halde Türkiye, PKK sorununu asla çözemeyeceği gibi üç yıl önceki 'Heron olayına' benzer vakaları yaşar."