İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmada
mahkeme heyeti başkanı
yargıç Köksal
Şengün, verilen aranın ardından alınan kararları açıkladı.
Mahkeme,
sanıkların 1999 yılından itibaren
banka hesap hareketlerinin
Mali Suçları
Araştırma Kurulu'ndan (
MASAK), ortak veya kendilerine ait şirketler olup olmadığı konusunun da
Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı ile
Ankara ve İstanbul Ticaret Odalarından sorulmasını kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, İstanbul
Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi Müdürlüğü'nden, 2
Mart 2001 tarihli
Tuncay Güney ile ilgili video
kaset çekim kaydının istenilmesine hükmetti.
Sanık
Veli Küçük'ün
avukatı Zeynep Küçük'ün isteğini değerlendiren mahkeme, MİT Müsteşarlığı'nın,
ihbar mektubu ve 6 adet CD'ye ilişkin hazırladığı
rapor ve kitapçığı 10 Temmuz 2003'te
Genelkurmay Başkanlığı'na ve 19
Kasım 2003'de Baş
bakan'a, bu çalışmanın özeti niteliğinde belgelerin bilgi notunu da 19 Ocak 2006'da Başbakan'a, 26
Mayıs 2006'da da Genelkurmay İstihbarat Başkanı'na gönderdiğini belirterek, MİT Müsteşarlığı'ndan belgeleri yeniden gönderme nedenlerinin sorulmasına karar verdi.
Mahkeme heyeti, cumhuriyet savcılarının isteği doğrultusunda da sanık Kemal Kerinçsiz'in
sorgu ve savunması sırasında sarfettiği beyanlarında suç unsuru olabileceği gerekçesiyle Kerinçsiz hakkında
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Mahkeme, savcılarca, sanık Selim Akkurt'un sorgu ve savunması sırasında, sanık
Veli Küçük tarafından
hakaret içerikli olarak söylendiği ifade edilen, ancak duruşmadaki görüntülerle belirlenemeyen sözcüklere ilgili inceleme yapılması için duruşma zabıtlarının ve ortam ses kayıtlarının da Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine hükmetti.
Sanıkların tutukluluklarının sürmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 4 Mayıs Pazartesi günü saat 09.30'a bıraktı.
DURUŞMAYI LEVENT KIRCA DA İZLEDİ
Mahkeme heyeti ara kararı hazırladığı sırada, duruşmayı izleyen tiyatro sanatçısı
Levent Kırca'nın da aralarında bulunduğu kimi sanatçılar, sanıklarla el sallayarak selamlaştılar.
Levent Kırca,
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e ''Sana el sallamaya geldim. Başıma birşey gelirse savunmamı sana yaptıracağım. Yine geleceğiz ama belki bir daha geldiğimizde siz burada olmayabilirsiniz'' dedi.
Perinçek de ''Hoşgeldin. Bizi çok mutlu ettin. Bu bombalara inanmayın. Hiçbirine inanmayın. Bunlar ne derse inanmayın'' diye karşılık verdi.
Perinçek, yanına gelen
Muzaffer Tekin'i ''
Kıbrıs gazisi'',
Oktay Yıldırım'ı da ''Güney
doğu gazisi'' olarak Levent Kırca'ya tanıttı. Bunun üzerine
Muzaffer Tekin de ''Şimdi de
Ergenekon gazisi'' diyerek espri yaptı.
Cezaevinde tutuklular tarafından yapılan ve üzerinde
Galatasaray Kulübü amblemi bulunan anahtarlıklardan da bir tane alan Kırca, çıkışta basın mensuplarına izlenimlerini şöyle anlattı:
''Gönlüm razı değil. Buradaki insanların
psikolojik olarak çok bunaldıklarını gördüm. Bu ülkenin böyle bir olayla
vakit kaybı yaşadığı hissini taşıyorum. Müthiş bir stres altındalar. Bu ülkenin aydın insanlarının, değerli yöneticilerinin bu olay nedeniyle işlerinden güçlerinden olması beni üzüyor. İçim parçalanıyor. Gönlüm bir an önce bu işin sonlanmasını ve bu insanların özgür hayatlarına kavuşmasını istiyor. Avukat kardeşlerimin savunmaları çok hoşuma gitti. Onları
tebrik ediyorum.''