Güvenlik zafiyetini eleştiren gazete ve televizyonları 'mütareke basını' olarak nitelendirirken, terör örgütünün nisan ve mayıs aylarında eylemlerinde artış olacağını tahmin ettiklerini söyledi. Güvenlik uzmanları ise yeterli önlemlerin alınmadığı görüşünde. USAK Başkanı Sedat Laçiner, "Şehit veriyorsanız, bunu başarısızlık olarak sayacak ve önlemini alacaksınız." derken, siyaset bilimci Emre Uslu, "Sorumlu bütün komutanlardan hesap sorulmalıdır." ifadesini kullandı. PKK terör örgütü tarafından düzenlenen hain saldırıda 4 asker şehit düştü. Geride gözü yaşlı aileler ve cevaplanması gereken bazı sorular bıraktı. İddiaya göre, teröristler 22.45'te karakola baskın yaptı. Çatışma yaklaşık 45 dakika kadar sürdü. Ancak karakola ilk takviye birliğin gelmesi yaklaşık 6 saati buldu. Söz konusu gecikmeye 'hava muhalefeti' gerekçe olarak gösterildi. Ancak bu, hiç kimseyi tatmin etmedi. Zira, Tunceli Devlet Hastanesi 112 Acil ekibi, baskın haberini aldıktan sadece 1 saat 45 dakika sonra askeri birliklerden saatlerce önce karakola ulaştı. Yaralı askerlere ilk müdahale de burada yapıldı. Ardından askerler 3 ambulansla hastaneye kaldırıldı. Ambulanslar karakoldan ayrılırken, takviye birlikler ancak gelebildi. Ayrıca ambulansın geçtiği yolda hiçbir güvenlik önlemi dahi alınmaması dikkat çekiciydi. Bütün bunlar kafalarda soru işaretlerine sebep oldu. Ambulansın 1 saat 45 dakikada ulaştığı karakola, takviye birliklerin ulaşması neden 6 saat sürdü? Yollarda neden güvenlik önlemi alınmadı? Hava muhalefeti vardı ise teröristler nasıl kaçtı? KARADENİZ VE TUNCELİ'Yİ İZLİYORDUK Birçok gazetede bu sorular haklı olarak soruldu. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, dün Kara Harp Okulu'ndaki 1962 yılı mezunlarıyla birlikte Anıt-kabir'e yaptığı ziyaretin ardından saldırıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Başbuğ, nisan ayı ve mayısın başında terör eylemlerinde bir tırmanışın ve artışın olduğunu gördüklerini kaydetti. Terör örgütünün son dönemlerde kendi içinde yaptığı değerlendirme ve talimatlara bakarak nisan ve mayıs ayında terör eylemlerinde bir artış olabileceğini beklediklerini anlattı. Nazımiye'deki çatışmanın 3 saat sürdüğünü söyledi. Son iki günde gerçekleşen saldırılarla ilgili şunları anlattı: "Son dönemlerde özellikle Karadeniz ve Tunceli bölgesinde olayların yoğunlaştığını izliyorduk. Bu olaylar bir noktada Tunceli'de bulunan teröristlerin lideri tarafından yönetilmektedir, bunlar bellidir. Defalarca söyledik, bizim özellikle 3. ve 2. Ordu bölgesinde, sınır hattı da dahil olmak üzere yurtiçinde binden fazla karakol ve bağımsız görev yapan birliğimiz var. Bini aşkın karakol ve üst bölgesinde görev yapacak birliklerimiz her halükarda kendi kendine yeterli olmak durumundadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bizim bağımsız karakol ve üst bölgelerinde görev yapan birliklerimiz kendi kendine yeterli, herhangi bir saldırı anında bu saldırıyla mücadele edebilecek güçte ve yetenektedir. Bunu sağlamak mecburiyetindeyiz. Örneğin cuma akşamı meydana gelen saldırı esnasında yine çok zaman olduğu gibi maalesef hava şartları kötüydü. Görüş imkanı yoktu. Silahlı helikopteri o yüzden kaldıramadık. Görevin yerine getirilmesinde gerekirse şehit olmak da vardır." MÜTAREKE BASININDAN BETER, LANETLİYORUM Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, konuşmasının büyük bir bölümününde basını suçladı. Medyayı 'mütareke basınından beter' diyerek lanetledi. Şunları söyledi: "Elbette şehitler yüreğimizi yakıyor. Ama bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmekten başka da hiç bir alternatifimiz yok... Her şeyde Türk Silahlı Kuvvetleri'ni eksik ve hatalı olarak göstermek hainliktir. Bir kere bu şehitlere haksızlık yapıyorsunuz. Bu kadar kapsamlı harekatta bazı eksiklikler olabilir. Objektif verilere dayanan her türlü eleştiriyi saygıyla karşılıyoruz. Ancak bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşı'ndaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede. Ben inanıyorum ki mütareke basını dahi bu kadar hain, bu kadar önyargılı değildi. Bu kadar hainlik olmaz. Silahlı Kuvvetler'e saldırı için her vesileyi kullanan basını lanetliyorum." ZAMAN