Ergenekon dostunu nesinden tanırsınız?
Milliyet gazetesini okurken gülsem mi, ağlasam mı karar veremedim. Konu:
Devrim Sevimay'ın, " orduyu en iyi tanıyan gazeteci " diye lanse edilen,
Radikal yazarı Mehmet Ali Kışlalı ile yaptığı
röportaj. ( 21 Temmuz )
Önce aşağıdaki soru ve cevapları bir okuyun. Sonra üstüne bir iki kelime ederiz.
Ya Ergenekon?
Başbakan'ın Ergenekon konusunda ne kadar şeyi var, bu Ergenekon'da ne kadar kararlı, onu bilmiyorum, ama yani olaylar öyle cereyan eder ki şapkanı alır gidersin. Ama ondan sonra geri şapkanı alıp yine gelirsin.
Başbakan'a da bunu önerir misiniz?
Yani ben onun işine karışmam, ama...
Ama gitmeyi çok problem etmemeli mi?
... Ama daha kötü bir hale de sokmamalı Türkiye'yi...
Askerin içinde hiç Ergenekon diye bir laf duydunuz mu?
Hiç duymadım ve emin olun böyle şeylere pek ilgi duymuyorum.
Ergenekon yoktur diyebiliyor musunuz?
Böyle şeyler olabileceğini düşünüyorum tabii. Çünkü bakın Silahlı Kuvvetler çok ilginç bir camia. İlginç olmasının temelinde de yetişme tarzı var. Bu devlete sahip çıkma fikri.
Veli Küçük gibi bir ismin sistemin içinden nasıl çıktığı konusunda sizin fikriniz olmazsa herhalde hiçbir gazetecinin de olmaz.
İlgi saham olmadığına verin.
Veli Küçük kimmiş? Veli Küçük, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde nedir?
Her ordunun kirli işleri vardır denir, acaba siz bu tarafına mı ilgi duymuyorsunuz TSK'nın?
Evet.
Görmek mi istemiyorsunuz?
Eğer oraya mantıklı, tutarlı birtakım şeyler konulursa ilgiyle okurum.
'Ay Işığı', 'Sarıkız'; peki bunları duydunuz mu?
O da benim ilgilendiğim bir konu değil. Bizim Murat ( Yetkin , Radikal'in
Ankara temsilcisi ) çok meraklıdır buna, İsmet ( Berkan, Yayın Yönetmeni ) meraklıdır.
Ama onların yazdıklarının bile başlıklarına baktım. Ayrıca o paşaları da çok yakından tanırım.
Veli Küçük'le ilgilenmiyorsunuz, darbe planlarıyla ilgilenmiyorsunuz; peki o zaman askerin hangi konusuyla ilgileniyorsunuz?
Asker nasıl yetişiyor, nasıl yaşıyor, olayları nasıl değerlendiriyor, kafası nasıl çalışıyor ve bu ülkede çok önemli olduğunu düşündüğüm rolü nasıl oynuyor? (...)
Devrim Sevimay'ın sabrının taştığı noktaya dikkat ettiniz, değil mi? Darbe planlarının yapıldığını, Ergenekon diye bir örgütlenme olduğunu sağır
sultan dahi duydu.
Belgeler,
tanıklıklar, fotoğraflar havada uçuşuyor. Ama orduyu en iyi tanıyan gazeteci, " görmedim ", " duymadım " demekle kalmıyor, " ilgilenmiyorum " diyebiliyor.
Peki, neyle ilgilenirmiş? Asker nasıl yetişirmiş, kafası nasıl çalışırmış? (Bunca yıl anlayamadıysa, geçmiş olsun.)
Üstelik doğruyu da söylemiyor: Ne zihniyeti? Ne eğitimi? Geçen sene, seçimlerden önce,
muvazzaf ve
emekli bazı üst düzey komutanlarla, "AKP'nin gücünü kırmak ve CHP'yi yükseltmek için neler yapılmalı" diye konuştuğunu bizzat kendisi (iki kere) yazmadı mı?
Ergenekon ile ilgilenmiyormuş ama maşallah Başbakana o konunun üzerine fazla gitmemesini
tavsiye edebiliyor.
"Bizzat tanıdığı" komutanlar hakkında,
İsmet Berkan ile
Murat Yetkin neler neler yazıyor; o ise makalelerin başlıklarına bakıp geçiyormuş.
Ya dünyanın en meraksız, en vurdumduymaz insanı ya da zaten bizzat tanık olduğu olaylar yer alıyor o yazılarda. " Benden iyi bilemezler " deyip okumuyor.
Bu haldeyken bir de gazetecilik dersi vermiyor mu; tutuştur eline süpürgeyi, gönder mıntıka temizliğine.
EMRE AKÖZ/SABAH