Sabah saat 09:00’dan bir sonraki günün sabahına kadar yaptığı yargılamalarla bilinen heyette,
mahkeme başkanı dahil birçok kişinin yıllık izne çıkması nedeniyle heyete yeni bir hakim atanırken üye hakim Hüsnü Çalmuk ilk kez başkanlığa vekalet etti.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün yıllık izine çıkması, üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin de yaklaşık 15 gündür izinde olması nedeniyle üye hakimlerden Hüsnü Çalmuk'un
başkanlık yaptığı heyette, Beşiktaş'taki
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi üye hakimlerinden Faik Saban da yer aldı.
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın da yıllık izin nedeniyle geçtiğimiz haftadan beri katılmadığı duruşmada, iki savcı ile temsil edilen iddia makamında, alışılmışın dışında sadece savcı
Mehmet Ali Pekgüzel bulunuyor. Mahkeme mübaşiri Aydın Arslan'ın da yıllık izne ayrılması nedeniyle onun işlerini de
infaz koruma memurları yürütüyor.
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda görülen
davaya, Özel Yılmaz ile firari
sanık Bedrettin Dalan katılmadı. Duruşmada
tutuklu sanıklar
Dursun Çiçek,
Serdar Öztürk,
Ufuk Akaya ve Deniz
Yıldırım hazır bulundu.
İddianamede, tutuklu sanık Ufuk Akkaya’nın, "silahlı
terör örgütüne üye olmak", "devletin güvenliğine ilişkin gizli
belgeleri temin etmek", "özel hayatın gizliliğini ihlal etmek", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma,
hile ile alma, çalma" ve "kayda alınan konuşmaların basın yayın yoluyla yayımlanması" suçlarından 26 ile 55,5 yıl arasında
hapisle cezalandırılması isteniyor. Bu iddialara
yanıt vermek için 9 aydır tutuklu olarak beklediğini belirten
Ulusal Kanal televizyonu istihbarat servisi şefi Ufuk Akaya, "Mahkemeniz
soruşturma savcıları tarafından yanıltılmıştır. Çünkü bende ne
Başbakan ne de AKP’li vekillerle ilgili
kayıt çıkmamıştır." iddiasında bulundu.
İddianamede 199. sayfa ile 139. sayfaları arasında üzerine atılı suçun anlatıldığını belirten Akkaya iddianamedeki "Ufuk Akkaya'nın kullanmış olduğu ve
Aydınlık Dergisine ait olan ve içerisinde ses kayıtlarının tespit edildiği
dizüstü bilgisayarın incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, bilgisayara yükleme tarihinin 17
Eylül 2009 olduğu, Şüpheli Ufuk Akkaya'nın savunmasının aksine flaş
disk ortamında gelen bilgilerin derhal bilgisayarlarına aktarıldığı,
şüphelilerin bu işlemleri örgütün talimatları doğrultusunda yaptıkları,
Ergenekon silahlı terör örgütünce oluşturulan özel istihbarat arşivine bu bilgilerin aktarıldığı ve örgütün talimatlarıyla arşivden çıkarılıp değişik zamanlarda yayınlandığı anlaşılmaktadır." şeklindeki tanımlamanın da gerçeklere aykırı olduğunu ileri sürdü.
Akkaya, konunun anlatıldığı 47. ek klasörde bilgisayarlarla ilgili yapılan inceleme raporlarında ne Başbakan ne de bir tek
AK Partilinin ses kaydından bahsedilmediğine dikkat çekti. Akkaya ayrıca Aydınlık dergisi tarafından kendisine verilen bir dizüstü bilgisayar da olmadığını belirterek, "Aydınlık dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım, ifadesinde bahse konu laptopun kendisine ait olduğunu söylemiştir. Savcılar, bu ifadeyi deforme ederek benim hakkımda suçlamada bulunmuşlardır." ifadesini kullandı.
Gazeteci olduğunu hatırlatan Ufuk Akkaya, "Gerçi suçlamalarla alakalı hiçbir
gizli belge bende çıkmamıştır ama mesleğim icabı gizli belge de çok gizli belge de bende çıkabilir. Savcının bana gizli diye gösterdiği, suçlanmama konu olan belge üzerinde hizmete özel yazıyordu." diye konuştu. Akkaya, internet ortamından yapılan bir ihbar nedeniyle 9 aydır tutuklu olduğunu belirterek dava konusu belgelerin üzerinde bulunması ile ilgili olarak da mahkeme tarafından bu belgelerin avukatlara verildiğini, avukatların da bu belgeleri basın mensuplarına vererek açık kaynak olmasını sağladıklarını söyledi. Akkaya, bir e-ihbar yüzünden 9 aydır tutuklu bulunmasını ve 55 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını eleştirerek, ihbar mektubunda yer alan konularla ilgili olarak savcılığın, tutuklama kararından 20 ay önce de harekete geçebileceğini, ancak bu konuların suç olmadığını savundu.
Akkaya'nın savunmasını tamamlamasının ardından soruşturma aşamasında emniyette verdiği ifadesinin okumasıyla duruşmaya devam ediliyor.