Yapılan aramalar sonucunda 8 kişi gözaltına alındı. 9 yaşındaki Hazni ile 13 yaşındaki ağabeyi
Seyhan Doğan da gözaltına alınanlar arasındaydı. Olayın ardından anne Asiye Doğan, defalarca askerî tabura gidip çocuklarını sordu. Birkaç gün sonra Hazni serbest bırakıldı. Küçük çocuğun anlattıklarına göre, iki kardeş günlerce işkence gördü. Bunun üzerine anne Doğan, oğlunu bulma çabalarını daha da hızlandırdı. Ancak aynı akıbetin kurbanı oldu ve gözaltına alındı. 11 gün sonra bırakıldığında gördüğü işkenceler yüzünden hastalanmıştı. Çocuğunun ve yakınlarının kaybolmasına yüreği dayanamayan acılı anne, kaldırıldığı Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
O gece gözaltına alınanlardan
Abdurrahman Coşkun ve Abdullah Olcay ise lise öğrencisiydi. Yakınlarının
Mardin ve Dargeçit Savcılığı nezdindeki girişimleri sonuçsuz kaldı. Resmî makamlar, önce 7 kişiyi, daha sonra 5 kişiyi bıraktık, dedi. Ancak çocuklar geri dönmedi.
Akraba olan Seyhan Doğan (13), Abdurrahman Coşkun (18), Abdullah Olcay (21), Mehmet
Emin Aslan (18), Nedim Akyol (13) ve Davut Altunkaynak (12), o tarihten beri kayıp. İçlerinden sadece Süleyman Seyhan'ın (58) gözaltına alındıktan 5 ay sonra cesedi yakılmış olarak bir kuyuda bulundu.
Başta söz konusu 7
aile olmak üzere 90'lı yıllardaki faili meçhullerin yakınları, şimdi umudunu
Ergenekon davasına bağladı.
Kayıpların sağ bulunma ihtimali olmasa da akıbetlerinin bilinmesi, akrabaları için önem taşıyor. Seyhan Doğan'ın ağabeyi Kadri Doğan, "Nasıl öldürülmüşler, nereye gömülmüşler bunları bilmek istiyoruz." diyor.
Kaybolan yakınlarını arayan 'Cumartesi
Anneleri' oluşumu ve İnsan Hakları Derneği (İHD), geçtiğimiz hafta Seyhan Doğan ve 5 akrabasını gündeme getirdi. 14 yıl önce yaşanan olayın 'Ergenekon dosyası'nda değerlendirilmesini istedi.
İHD Mardin Şube Başkanı Avukat
Erdal Kuzu, 7 kaybın yakınları adına nisan ayında konuyu tekrar Dargeçit Savcılığı'na taşıdı. Davanın 15 yıllık zamanaşımına takılmaması için, 'adam öldürme' ve 'adam
kaçırma' suçlamasıyla başvuru yaptıklarını belirten Kuzu, "Mardin'de 90'lı yılların başından 2005'e kadar geçen süreçte 80 civarında kayıp olayı yaşandı. 2008
Ekim'inde
Kızıltepe Katarlı köyündeki bir kuyudan iki
ceset çıkması üzerine Dargeçit davasını yeniden açmaya karar verdik. Cesetlerin adli tıpta incelenmesinin ardından dört aileden kan örneği alındı ancak sonuç henüz çıkmadı." bilgisini veriyor. Ergenekon davasının kayıpları gündeme getirdiğine dikkat çeken Kuzu, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ergenekon,
bölge halkının bildiği birçok şeyin herkes tarafından öğrenilmesini sağladı. Kayıplardan, 90'lı yıllarda devletin de içinde olduğu birtakım odaklar sorumlu. Bunun daha sonra
JİTEM olduğu ortaya çıktı.
Ergenekon soruşturması, inandırıcılığının artması için bölgedeki faili meçhuller ve kayıp vakalarına yoğunlaşmalı."
'NE ŞEKİLDE ÖLDÜLER, BİLMEK İSTİYORUZ'
Seyhan Doğan'ın ağabeyi Kadri Doğan da akrabalarının ne şekilde öldüğünü bilmek istiyor. Ümitlerini kaybetmediklerini ifade eden acılı kardeş, şunları anlatıyor: "Nasıl öldürülmüşler, nereye gömülmüşler bunları bilmek istiyoruz. Devlet istese bugün çıkarabilir. Kardeşim gözaltına alındığında Dargeçit Savcılığı'na dilekçe yolladık, bu insanların akıbetini sormak istedik. Muhatap bulamadık, ne
savcılık ne askeriye ilgileniyor. Yıllardır İstanbul'da yaşıyorum. Hâlâ güvenli bir şekilde memleketimize gidip gelemiyoruz."
ZAMAN