Savcıların,
sanıkların kendileri ve devletin bazı kurumları hakkında
hakaret içerikli sözler sarf ettikleri gerekçesiyle ayrıca tutuklanmaları talebi de
mahkemece kabul edilmedi. Mahkemeye gelen yazılarda iddianamede yer alan karargâh evleri ile ilgili
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda
soruşturmanın sürdüğü belirtildi. Jandarma Genel Komutanlığı'ndan gelen yazıda ise kendilerine
Ergenekon ile ilgili daha önce herhangi bir ihbar ve bilginin gelmediği kaydedildi. Mahkeme duruşmayı 19 Ocak 2009'a erteledi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumu'nda görülen
davanın bugünkü duruşmasında öğleden önce sanık
Emin Gürses'in
avukatı Mehmet Taşdelen
savunmasını tamamladı.
Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün, sırası gelen
tutuklu sanık Sehan Bolluk'u çağırdı. Ancak, Bolluk ve avukatı savunmasını
Tuncay Güney'in
mülakat kasetleri izlendikten sonra yapmak istediklerini belirterek bu kasetlerin salonda izlenmesini talep ettiler. Öğle arasının da yakın olması nedeniyle mahkeme heyeti talebi değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi. Aranın ardından tekrar başlayan oturumda Bolluk'un savunmasını almayan mahkeme heyeti sanık ve avukatlarından taleplerini aldı.
Sanık
Ergun Poyraz, daha önce mahkemece reddedilen
reddi hakim talebinin 14.
Ağır Ceza Mahkesi'ne gönderilmesini istedi. Sanık Kemal Kerinçsiz,
Tuncay Güney ile ilgili tüm belgelerin istenmesini; Güney hakkında neden
yakalama kararı çıkarılmadığının sorulmasını; Güney hakkında soruşturma başlatılmasını talep etti.
PERİNÇEK: "TSK, GENERALLERİNİ DÜŞMAN ORDUSUNA TESLİM ETMİŞTİR"
Talebini belirtmek üzere söz alan İP Genel Başkanı sanık
Doğu Perinçek, MİT'ten gönderilen Ergenekon şemasının açıklanmasını istediklerini hatırlattı.
Savunmasından önce bu şemanın açıklanması isteğini yineleyen Perinçek, mahkeme başkanına yönelik, "Şemayı açmayarak siz sorumlu oluyorsunuz. Bu tertibin devam etmesi böyle oluyor. Tayyip Eedoğanlar
Türkiye'yi mili devletten yoksun bırakmak için son
darbeyi indirme girişimi içindeler.
Yargıtay Başsavcılarını, değerli komutanları, profesörlerimizi gözaltına alabiliyorlar. Tutukluların devamına karar vermeniz bunlara yol açıyor. Bu düşman ordusunun operasyonudur. TSK,
generallerini düşman ordusuna teslim etmiştir. Bu krizdir, Türk ordusu bunu aşacaktır. Bu dava ABD ile Türkiye arasındaki savaşın parçası haline geldi. Sayın yargıçlar size hatırlatıyorum hepimizin sorumlulukları var. Verilecek en büyük
yanıt bizleri
tahliye etmektir. Ne olur? Hiçbir şey olmaz. En fazla Silivri'de beraber yatarız." diye konuştu.
AVUKAT DARBE ORTAMI OLUŞTURULDUĞUNU SAVUNDU
Sanık
Oktay Yıldırım'ın avukatı Yıldırım Çavuşovalı, sanıkların
kaos ve darbe ortamı oluşturmakla suçlandığını belirterek, "Son operasyonlarla acaba kim kaos ve darbe ortamı oluşturuyor.
Ordu ihtilale zorlanıyor. Darbe yapılırsa ne olacak. Erken kalkan general
muhtıra verecek, Türkiye, Latin
Amerika ülkeleri gibi sabah
akşam darbe yapılan ülke olacak.
Bu darbe olmazsa ne olacak, bu dalgalar devam edecek. Darbe olması da darbe olmaması da vahim bir durum. Tek bir durum var. O da sizsiniz, vereceğiniz karar. Ben sadece müvekkilimin değil tüm sanıkların tahliyesini istiyorum." dedi.
VELİ KÜÇÜK: "65 YAŞIMDA YOLUMU DEĞİŞTİRMEM"
Söz alan tutuklu sanık
Veli Küçük, tahliye istemediğini belirterek, anekdot anlatacağını söyledi.
Küçük, "
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey ile ilgili araştırmalarım oldu. Kemal Bey,
Ermeni tehciri sırasında kötü muamele iddiasıyla yargılanır,
beraat eder.
İngiliz ve Ermenilerin baskısıyla
Hayri Paşa, mahkeme başkanı oldu. 'Bu adam beraat etmiş zaten' dedi. Hemen görevden alındı. Sonra Nemrut Mustafa'yı getirdiler. Nemrut Mustafa, 'Kemal Bey ne diyorsun' dedi. Kemal Bey, 'Bunların hepsi yanlış' cevabını verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, '
Hayır bu ifadelere göre ne diyeceksin' diye sordu. Kemal Bey de 'Onlara göre en ağır ceza o zaman' dedi. Başkan da daha önce hazırlanan kararı okudu. Ben de alındım götürüldüm. 3-4 gün sonra savcılığa ardından da mahkemeye çıktım. İfadem alındı, bekliyorum karar yazılsın. Hayır, yazılmadı. Daha önce yazılan kağıt çıkarıldı, okundu. 65 yaşındayım. Düz bir yolum var. Azrail amcam olsa 15 sene daha yaşarım. Bundan sonra vatanım için bu yolumu değiştirmem." şeklinde konuştu.
GÜLALTAY'DAN KÜRTÇE YAYINLA İLGİLİ İLGİNÇ ÇIKIŞ
Sanık
Semih Tufan Gülaltay ise, TRT'nin
Kürtçe yayınını eleştiriken ilginç ifadeler kullandı.
Vatan birliği gibi dil birliğinin de Anayasal güvencede olduğunu söyleyen Gülaltay, "Kürtçe yayınla Anayasanın 3. maddesi ihlal edildi. Ben bunu kabul etmem. Alnıma kurşun yiyene kadar kabul etmem.
Başbakan ve TRT Genel Müdürü hakkında Anayasanın 3. maddesini ihlalden dava açılmasını istiyorum." dedi.
Sanık Bekir
Öztürk, Ergenekon savcısı
Zekeriya Öz'ün
GATA, adli tıp kurumu veya TÜBİTAK'tan
akıl sağlığı raporu ve
zeka testi yapılmasını talep etti. Bazı sanıklar da şemanın açıklanmasını ve tahliyelerini istedi.
SAVCI HAKARET EDEN SANIKLARIN AYRICA TUTUKLANMASINI İSTEDİ
Duruşmada mütalaasını veren savcı
Mehmet Ali Pekgüzel, bir çok sanığın kendilerine ve kurumlara saldırdıklarını, aşağılayıcı ifadeler kullandıklarını söyledi.
Sanıkların bu tavrının beklenen bir tutum olduğunu ifade eden Pekgüzel, sanıkların örgütlü tavır sergilediklerini belirtti. Sanıkların savaş halindeki iki ülkenin insanları gibi kendilerine saldırdıklarını, savunma yerine başka konulara girdiklerini kaydeden Pekgüzel, sanıkların savunma kastını aşan bu davranışlarının engellenmesini, ayrıca bu suçtan tutuklanmasını talep etti.
Pekgüzel, ayrıca, Tuncay Güney'in mülakat kasetlerinin izlenmesi talebini, deliller aşamasında izlenmesi gerektiğini belirterek reddedilmesini istedi.
GÜNEY'İN MÜLAKAT TASETLERİNİN ASLI MAHKEMEYE GELDİ
Talepleri dinleyen mahkeme heyeti daha sonra mahkemeye gelen yazıları okudu. Buna göre, daha önce CD'ye aktarılarak gönderilen Güney mülakatının kasetlerinin aslının geldiği belirtildi. JGK'dan gelen yazıda kuruma Ergenekon ile ilgili herhangi bir ihbar ve bilgi ulaşmadığı bildirildi.
İP'te ele geçirilen ve
genç subayların örgüte kazandırıldığı iddia edilen
Karargah evleri ile ilgili Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan (HKK) gelen yazıda konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğü anlatıldı.
GKB ve JGK'dan gelen yazılarda sanıklar Behiç Gürcihan ile
Ergün Poyraz'ın bu kurumlarla ilgisi bulunmadığı kaydedildi.
DURUŞMAYA 10 GÜN ARA VERİLDİ
Talepleri dinleyen mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Aranın ardından başkan
Köksal Şengün ara kararları açıkladı.
Şengün,
Adil Serdar Saçan ile ilgili dava dosyasının içerisinde bulunan ve daha önce kopyaları gönderilen Güney mülakatının VHS kasetlerinin gönderildiğini belirtilerek, 4 kaset Tuncay Güney, 1 kasetin de Ümit Oğuztan'a ait olduğunu ifade etti.
Bu kasetlerin içeriği ile dava dosyasında yer alan Güney'in ifadelerinin karşılaştırılmasının yapılması için üye hakim Hüsnü Çalmuk'un görevlendirildiğini kaydeden Şengün, bu işlem tamamlandıktan sonra DVD ortamına aktarılacak mülakatın istenmesi halinde kalemden alınabileceğini kararlaştırdı.
Kasetlerin mahkeme salonunda izlenmesi talebi ise reddedildi.
Muzaffer Tekin talebi kabul edilerek Tuncay Güney'in gözaltına alındığı 1
Mart 2001 tarihi ile 1 Mart 2002 tarihleri arasında yapılmış ise
teknik takibe ait belgelerin
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden istenmesine karar verildi.
Fehmi Koru'nun
tanık olarak dinlenmesi talebinin savunmalardan sonra değerlendirilmesi kararlaştırıldı.
Sanık Gülaltay'ın Başbakan ve TRT Genel Müdürü hakkındaki şikayetinin istemesi durumunda kendisi tarafından yapılabileceği belirtildi.
Sanık
Ergün Poyraz'ın daha önce mahkeme tarafından kabul edilmeyen reddi hakim talebiyle ilgili dilekçesinin 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ni gönderilmesine karar verildi. Kemal Kerinçsiz'in Tuncay Güney ile ilgili taleplerinin bu aşamada soruşturmayı yürüten savcılığa ait olduğundan bu konularda karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi.
Sanık Kerinçsiz'in savcılar hakkında sarf ettiği sözlerin savunma sınırları içinde olduğunu değerlendiren Şengün, Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in suç duyurusunda bulunulması talebini reddetti.
Bu konuda savcıların istemeleri halinde ilgili mercilere başvurabilecekleri belirtildi.
Tahliye taleplerini de reddeden mahkeme, duruşmayı 19 Ocak 2009 tarihine erteledi. (CİHAN)