'Erdoğan'ın stratejisi çöküyor'

Zaman Gazetesi Brüksel Temsilcisi Selçuk Gültaşlı bugünkü köşe yazısında, Erdoğan'ın Hizmet Hareketine karşı yürüttüğü düşmanca stratejinin çökmek üzere olduğuyla ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı....

'Erdoğan'ın stratejisi çöküyor'

Erdoğan'ın 'paralel bisiklet' yalanını şimdilik yolsuzlukların üstünü örttüğü için sürdürmeye devam ettiğini belirten Gültaşlı, Başbakan'ın bisikleti çevirmeyi durdurduğu an yolsuzluk iddialarının bütün vahametiyle etrafa saçılacağını bildiğinin altını çiziyor. Erdoğan ile ikballeri ona bağlı olan dar oligarşiklerin yolsuzluk iddialarına karşı oluşturdukları stratejinin 3 önemli ayağı olduğunu söyleyen Gültaşlı, bu sözde stratejinin çöküşünü anlatıyor...


Erdoğan, çok kullanışlı ‘paralel devlet’ yalanıyla yolsuzlukları şimdilik gölgeleyebildiğine inandığı için ‘paralel bisikleti’ çevirmeye devam ediyor. ‘Paralel bisikleti’ çevirmeyi durdurduğu an düşeceğini, yolsuzluk iddialarının bütün vahametiyle etrafa saçılacağını biliyor.

17 Aralık’ta ciddi yolsuzluk iddiaları ile karşılaşan Başbakan Erdoğan ile ikbali kendisine bağlı dar ekibi bir mücadele stratejisi geliştirdi. Bu stratejinin en mühim ayağı seçimlerde oy kullanan halka ulaşmak ve halkı yolsuzluk olmadığına ikna etmekti. Bu çerçevede, 17 Aralık’ın yolsuzluk soruşturması değil, bir darbe girişimi olduğunu savunmak, bu darbenin yabancı güçlerle ittifak eden ‘ihanet şebekesi’ Hizmet Hareketi tarafından yapıldığını gündemde tutmak, Hizmet’i belirgin bir düşman haline getirerek nefreti yönlendirmek; halkın ikna edilmesi için iktidarın denetimine giren gazete, televizyon, internet sitelerinde istihbarat kurumlarından beslenen haberlerle muazzam bir algı operasyonu sürdürmek, stratejinin en mühim 3 ayağı oldu. Bir diğer önemli ayak ise dünyanın bilhassa Batı’nın bu kurguya inanmasını temin için bütün imkanların seferber edilmesiydi.

Hile iddialarına rağmen mahalli seçimlerde stratejinin yurtiçine bakan bölümünün kısmen başarıya ulaştığı görülüyor. Bir ‘gömü’ bulduğuna inanan Erdoğan, Hizmet’e vurarak hem art arda seçimleri kazanacağına hem de çok kullanışlı ‘paralel devlet’ yalanıyla yolsuzlukları şimdilik gölgeleyebildiğine inandığı için ‘paralel bisikleti’ çevirmeye devam ediyor. ‘Paralel bisikleti’ çevirmeyi durdurduğu an düşeceğini, yolsuzluk iddialarının bütün vahametiyle etrafa saçılacağını, devletin nasıl işlemez hale getirildiğinin teferruatıyla ortaya çıkacağını biliyor. Gazze’de bile muhterem Hocaefendi’ye iftira atması, askeri vesayetle mücadele eden kahraman olduğuna inanmamızı isterken orduya kumpas kuruldu tezine sarılması, ‘yargıdaki oligarşik yapıyı çökertip demokratikleştirdim’ derken bütün yargıyı baştan aşağı kendine göre dizayn etme çabaları tamamen ‘paralel bisikletin’ parkurunu uzatmak için hayata geçirilmiş hamleler.

Stratejinin yurtiçine bakan tarafında bir miktar başarı elde edilmiş olmasına rağmen, AKP yurtdışında, bilhassa, Batı’da çok zorlanıyor. Hizmet’e ilişkin eleştirilerini mahfuz tutmakla birlikte Avrupa Birliği ve ABD, Erdoğan’ın paralel tezine yüz vermedi. Ve Erdoğan’ın paralel bisikleti bütün ziyaret ve faaliyetlere rağmen yurtdışında çürümeye başladı.

Avrupa Parlamentosu’nun üst düzey idarecilerinden birine göre ‘paralel devlet’ tezine en fazla zararı bizzat Erdoğan kendisi veriyor. Hizmet’in bürokraside bir etkisi olduğuna inanan AB kurumları, Hrant Dink’in, Rahip Santoro’nun ve Zirve Katliamı’nın failleri ‘paralel bisiklet’ dönsün diye salıverilirken, suçu ‘paralel’e yıkma çabalarını tebessümle karşılıyor. Avrupa Komisyonu’ndan Türkiye’yi iyi bilen bir başka yetkili ile konuşuyoruz. 17 Aralık’ın üzerinden 7 ay geçtiğini, hâlâ önlerine ikna edici bir delil konmadığını söylüyor. ‘Bu saatten sonra konsa ne kadar muteber olur, o da ayrı bir mesele.’ diyor. Vardığı hüküm şu: “40 bin polis, hakim ve savcı sürüldükten sonra hükümet hâlâ ortaya bir delil koyamadıysa ya ortada paralel yapı diye bir şey yok ya da paraleller o kadar mahir ki arkalarında hiçbir iz bırakmadan kayboldular.” Aynı yetkili, “Artık paralel ifadesi espri konusu oluyor. Zannediyorum AKP’liler de bunu görüyor, daha az gündeme getiriyorlar.” diye de ekliyor. Sosyalist Grup’un eski lideri Hannes Swoboda’nın Erdoğan’a, AP’nin eski Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten’in Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a söylediği gibi, iktidarın Hizmet’i kullandığı kanaati yaygın Brüksel’de. 40 bin polis, savcı ve hakimin ışık hızıyla sürülmesi bu kanaatlerini pekiştiriyor.

Genişleme Komiseri Stefan Füle’nin son Türkiye ziyaretinde ısrarla Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile görüşmek istemesi ve sonunda uzun bir toplantı gerçekleştirmesi, buna mukabil Erdoğan’la görüşmekten imtina etmesi ‘paralel devlet’ tezinin itibarı açısından mühim bir işaret.

2003’te ABD Sefareti’nde görev yaparken tecavüze yeltendiği için görevden uzaklaştırılan bir polis, paralel yapıyı suçlamış. ‘Paralel bisikleti’ bu kadar hızlı çeviren bir Başbakan’ınız olunca, ‘ben daha hızlı çeviririm’ diyen rakiplerinizin çıkması kaçınılmaz. Rakipler arttıkça, paralel palavranızın alıcısının azalması da mukadder. Batı’nın bu haberleri yakından takip ettiğini akıldan çıkarmamak lazım.

<< Önceki Haber 'Erdoğan'ın stratejisi çöküyor' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER