Erdoğan'ın o sözünü hatırlattı ve şok soruyu sordu

Zaman Gazetesi Yazarı Hanım Büşra Erdal, TÜBİTAK ropruyla ilgili çok çarpıcı bir değerlendirmede bulundu.

Erdoğan'ın o sözünü hatırlattı ve şok soruyu sordu

Zaman Gazetesi Yazarı Hanım Büşra Erdal, TÜBİTAK raporuyla ilgili olarak yazdığı haber yorumunda  "Baştan beri gündeme getirilen ‘yasa dışı dinleme’ iddiasından neden vazgeçildi? Montaj iddiasıyla hem içinde para, ihale, rüşvet geçen konuşmalar yok sayılacak hem de kurgulanan örgüt soruşturmasına delil mi oluşturulmak isteniyor?" diye sordu.
Kurgusal soruşturmaya montaj delil mi üretiliyor?

Aylar sonra ortaya çıkan TÜBİTAK raporunda bir taşla birkaç kuş vurulmak mı hedefleniyor? Baştan beri gündeme getirilen ‘yasa dışı dinleme’ iddiasından neden vazgeçildi? Montaj iddiasıyla hem içinde para, ihale, rüşvet geçen konuşmalar yok sayılacak hem de kurgulanan örgüt soruşturmasına delil mi oluşturulmak isteniyor?

Sürgünler ve istifalardan sonra oluşturulan yeni TÜBİTAK’ın raporunda Başbakan Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ve rüşvet yolsuzluk konuları geçen ses kayıtlarının montaj olduğu iddia ediliyor. Konuşmaların ortaya çıkmasından aylar sonra hazırlanan rapor, Ankara Savcılığı’na gönderildi. Ama durun bir dakika, ses kaydının içeriğinde geçen yolsuzluk konularına dair bir soruşturma dosyasına değil, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’na. Ayrıca bu gelişme, haftalardır Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’nda bir dosya oluşturulduğu şayiasını da doğrular nitelikte...

Erdoğan, ‘Bu işin alt yapısını oluşturuyoruz’ demişti

Halbuki, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları Erdoğan’ın iddia ettiği gibi birer “darbe” girişimi ise bu İstanbul’da yapılmış. İddia edildiği gibi bir suç işlenmişse Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre, yer bakımından İstanbul savcılığı yetkili. Diğer yandan suçun tarihinden sonra (Mart 2014) kurulan savcılık tarafından soruşturma yürütülmesi de hukuka aykırı bir başka durum. Bu büro kurulduktan sonra, 21 Nisan 2014’te grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Biz bu işin altyapısını, zeminini oluşturuyoruz. Gereği neyse bir defa yapacağız.” ifadelerini kullanıyor. Erdoğan, aynı konuşmasında  dinlemelerle ilgili de, “Benim bakanlarımla yaptığım görüşmeleri ancak verebildiler. Veya eşimle çocuğumla yaptıklarımı verebildiler.” diyor. Yani, bugün TÜBİTAK’ın “montaj” dediği kayıtları doğruluyor. Erdoğan, bu açıklamayı yaptıktan hemen sonra 1 Mayıs’ta Takvim gazetesinde, Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında, “darbe teşebbüsü, örgüt kurmak ve yönetmek” suçlarından inceleme başlatıldığı haberi çıkıyor. Gülen hakkında işlem yaptığı gündeme getirilen bu savcılık bürosu, şimdi TÜBİTAK’tan ses kayıtlarına dair rapor alıyor.

‘Yasa dışı dinleme’ gitti, ‘montaj’ iddiası geldi

Dikkat edilirse son dönemde sahte delil oluşturma ve bu yolla birilerini suçlama girişimi bununla sınırlı değil. Şubat ayının sonunda hükümet medyası, “Selam örgütü adı altında 7 bin kişi dinlendi” haberleri yapmıştı. Bu rakam, İstanbul Başsavcılığı tarafından önce 2 bin 280’e düşürülmüş, daha sonra TİB kaynaklı haberlerde “62 kişilik VİP dinleme listesi.” şeklinde sunulmuştu. Bu da, kurgusal soruşturmaya delil oluşturma çabasıydı. TÜBİTAK raporu, Teknoloji Bakanı’nın, 26 Şubat 2014’te ses kaydı için “İncelemeye gerek yok. Kayıtların montaj olduğunu hissettim.”  ve görevden alınan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Palaz’ın, “Böcek raporunda tahrifat yapmamı istediler, bunu reddettiğim için görevden alındım.” açıklamalarını tamamlayan gelişmeler. Şaşırtıcı değil. Ses kayıtlarına baktığımızda, konuşmanın şekli, zamanlaması, ortamı, konuşulan konular, ifadelerin bütünlüğü ve birbiriyle uyumlu olması gerçek olduğu iddiasını güçlendiriyor. Hukuki tanımı ile “hayatın olağan akışına” uygun görüşmeler.

Ancak görünen o ki, kurgusal süreci yönetenler geçmişi aklamaktan ziyade geleceğe dönük adım atıyor. Şimdi haklı bazı soruları sıralamak gerekiyor: Aylar sonra ortaya çıkan raporda amaç, bir taşla iki kuş vurmak mı? Baştan beri gündeme getirilen “yasa dışı dinleme” iddiası bir kenara bırakılıp daha kazançlı olan “montaj” iddiasına mı geçiliyor?
Bu şekilde hem içinde para, ihale, rüşvet geçen konuşmaları yok sayılacak hem de kurgulanan örgüt soruşturmasına delil  oluşturulmuş mu olacak? Rapor, yolsuzluk ses kayıtlarına “montaj” derken, aslında açık bir şekilde “darbe” soruşturmasının montaj olduğunu ilan etmiyor mu sizce de?
<< Önceki Haber Erdoğan'ın o sözünü hatırlattı ve şok soruyu sordu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER