Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''demokratik
açılım sürecini'' istismar etmenin, süreci bir siyasi çıkar sağlama faaliyetine dönüştürmenin, milli birlik, beraberlik ve kardeşliğe fayda sağlamayacağını belirterek, ''Yapılan şark kurnazlığıdır, kışkırtmadır,
tahriktir. Ülkenin hissiyatına, hassasiyetlerine saygısızlıktır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, DSİ Toplantı Salonu'nda düzenlenen Hak-İş
Mesleki Eğitim Kursiyerleri Sertifika Töreni'ne katıldı. Törende konuşan Erdoğan,
Türkiye'nin tarihi nitelikte bir sürecin içinden geçtiğini belirterek, dış ve iç politikada son derece önemli gelişmeler yaşandığını söyledi.
''Türkiye'nin gelişmesinin, kalkınmasının, ilerlemesinin, demokratik standartlarını yükseltilmesinin önündeki engelleri tek tek kaldırıyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, bu süreçte, sendikalara,
sivil toplum örgütlerine büyük görevler düştüğünü ifade etti.
''Mili birlik sürecine ilişkin olarak'' İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, sivil toplum örgütlerini, yüzde 1'in üzerinde oy almış siyasi partileri ziyaret ettiğini, medya mensuplarıyla, akademisyenlerle, meslek mensuplarıyla görüşmeler yaptığını anımsatan Erdoğan, sürece ilişkin değerlendirmeleri paylaştığını kaydetti.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu süreçten karlı, kazançlı çıkacak olan tüm Türkiye ile birlikte şüphesiz çalışanlarımız olacak, işsizlerimiz olacak, demokratik hak taleplerinde bulunan emekçilerimiz olacaktır. Esasen milli birlik süreci sadece terörle ilgili meseleleri değil, azınlıkların meseleleri, değişik mezhep gruplarının meseleleri, işsizlik meselesi,
Ermenistan ile olan süreç, tüm bunlar, yani sorun alanlarını minimize etmeyi hedefleyen bir açılımdır, bu böyle bir süreçtir. Örgütlenme gibi çalışma hayatımızı yakından ilgilendiren sorunları da kapsıyor.''
''ÇOK DAHA FAZLASINI BEKLİYORUZ''
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin yaklaşık 3 aydır bu meseleyi konuştuğuna işaret ederek, ''Cesaretle, özgürce,
demokrasi içinde konuşuyor'' dedi.
3 aylık sürecin, bir olgunlaşma,
hazırlık süreci olduğunu, şu anda da somut neticelerin ortaya çıkmaya başladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Pazartesi günü 34 kişi
Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yaptı, sorgulandı. İlgili yasalarımız çerçevesinde serbest bırakıldı. Çok daha fazlasını bekliyoruz. Tamamının gelmesi için,
silah bırakması için çağrımızı yineliyoruz. Ama ben burada, bu süreçten kendisine fayda devşirmeye çalışanları, süreci tahrik edenleri bir kez daha uyarmak istiyorum. Şark kurnazlığı ile bir yere varılmaz. Süreci istismar etmek, süreci bir siyasi çıkar sağlama faaliyetine dönüştürmek, inanın milli birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize asla yarar sağlamaz. Yapılan şark kurnazlığıdır, yapılan kışkırtmadır, tahriktir.
Ülkenin hissiyatına, hassasiyetlerine saygısızlıktır. Sürecin başarıya ulaşmasını arzuladıklarını madem ki söylüyorlar, madem ki söylüyoruz, ama aynı zamanda Habur'da, Diyarbakır'da tam tersi tavır görüyoruz. Bunlar samimi tavırlar değil. Samimi davranışlar değil. Bunlardan derhal vazgeçmemiz lazım. Bu tutarsız gayri samimi tavırlardan derhal vazgeçilmesi lazım. Aziz milletimden de rica ediyorum, lütfen bu geri dönüşleri, sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telakki etmeyin. Biz bu yola çıktık.''
''DAĞDAN İNİŞİ ELEŞTİRMEK NE KADAR DOĞRU''
Bu sürecin devlet projesi, muhatabının da milletin tamamı olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu
ülkede,
Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Romanıyla hepimiz biriz, beraberiz ve etnik unsurlara herkes saygı duymak zorundadır. Kimse sonradan Türk,
Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü olmuyor, doğarken öyle doğuyor. Saygı duyacağız. Ama bir üst kimliğimiz var, o da
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Bunda bir olacağız, beraber olacağız, bütünleşeceğiz. Çünkü biz birbirimizi, Yunus'un diliyle, 'Yaratılanı severiz yaratandan ötürü' anlayışıyla seviyoruz, bağrımıza basıyoruz. Anlayışımız bu.
Kendimize çok net bir soruyu sormamız gerekiyor. Herkesin vicdanına bu soruyu sorması gerekiyor. Dağdan inişi eleştirmek, silahların bırakılmasını eleştirmek, terörün son bulmasını eleştirmek ne kadar doğrudur. Eli silahlı insanların dağda dolaşması, ülke için, millet için, anne, babalarımız için daha iyi bir durum mudur?
Hayır. Bu tabloyu daha fazla sürdüremeyiz, sürdürmemeliyiz.''
Şair
Cemal Süreyya'nın, ''Sizin hiç bananız öldü mü?'' şiirinden alıntı yapan Başbakan Erdoğan,
''Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü, kör oldum. Yıkadılar, aldılar, götürdüler. Babamdan ummazdım bunu, kör oldum...'' dörtlüğünü okuyarak, ''Hiçbir masum yavrunun babası ölmesin. Hiçbir hanım kardeşimin nişanlısı ölmesin. Hiç kimsenin kocası, yavrusu, evladı ölmesin. Arzumuz da hedefimiz de niyetimiz de budur'' dedi.
Başbakan Erdoğan, bu süreci mutlaka tamamlamak zorunda olduklarını dile getirerek, ''Ülkemiz için, kardeşliğimiz için bu süreci nihayete erdirmek zorundayız. Sorumluluk sahibi herkesi bu sürece
destek, katkı vermeye davet ediyorum'' diye konuştu.
AA