AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Diyorum ki Tayyip Erdoğan'ın başında olduğu parti ikinci parti olursa 'Ben genel başkanlığı bırakacağım' Diyorum ki 'Sayın
Baykal sen bırakabilecek misin? Bahçeli'ye söyleyin o da bırakmaz.' Niye? Bunlar koltuğa öyle yapışmışlar ki
koltuk bunları atıyor, bunlar koltuktan kopmuyor'' dedi.
Erdoğan
Konya Hükümet Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, bir siyasetçinin her zaman bir numara olmak için çalışması gerektiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ''Eğer AK Parti yüzde 52 oy alamazsa başarısız olur'' dediğini hatırlatan Erdoğan, ''Sen kendini söyle. Sen kendin ne alacaksın. Bak ben bir şey söyledim. Bir siyasetçi bir numara olmak için çalışırmış, iki numara olmak için değil. Senin
hedefin hep muhalefet olmuş'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Diyorum ki Tayyip Erdoğan'ın başında olduğu parti ikinci parti olursa 'Ben genel başkanlığı bırakacağım.' Diyorum ki 'Sayın Baykal sen bırakabilecek misin? Bahçeli'ye söyleyin o da bırakmaz.' Niye? Bunlar koltuğa öyle yapışmışlar ki koltuk bunları atıyor, bunlar koltuktan kopmuyor. Bu millet bunları çok iyi biliyor. Kapasitelerini de çok iyi biliyor. Ben diyorum ki Sayın Bahçeli ile Sayın Baykal ruh ikizidir. Sayın Bahçeli 'bundan şeref duyarım' diyor. Buna söylenecek bir şey yok ki hayırlı olsun diyorum. Sayın Bahçeli DSP'nin arkasına takıldı sandıkta cevabını aldı. Şimdi de CHP'nin arkasına takılmış. Bu ülkede neler yaşadık neler.''
Kendisine verilen eski nüfus cüzdanlarını incelemeye devam eden Erdoğan, ''Bak şimdi de anacığımdan gelene bakıyorum. Enteresan. 'Mehmet Can, Yeni Bakkaliye, Konya'. Aynı şekilde.
Kömür için
mühür değerli kardeşlerim. Bakınız bunlar hiçbir zaman bu konuları bırakmadılar. Arkasından devam ediyor. Mühürlerde zaten nüfus kağıdında da yer kalmamış. Burada yine bol bol ekmek mühürü. Karneyle ekmek. Aman yarabbim.
Ekmek, ekmek, ekmek...
Medya bunları gör, bunları... Yandaş medyada bunları göster. Bunların Atatürkçü geçinmelerine de bakmayın. Bunlar Atatürkçü falan değil, bunlar Atatürk'ün üzerinden geçinenler, sakın bunlara aldanmayın'' dedi.
NASREDDİN HOCA'DAN FIKRA
Türbesi Akşehir'de olan
Nasreddin Hoca'yı anmadan geçemeyeceğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Nasreddin hoca bir palavracıyla karşılaşmış. Palavracı, 'ben 40 arşın atlarım, 50 arşın atlarım, 60 arşın atlarım, 100 arşın atlarım' diye atıp tutuyor. Hoca da demiş ki 'atla da göreyim.' Palavracı bunun üzerine şu cevabı vermiş; '
Halepteyken atlardım.' Hoca bu sefer cevabı vermiş; 'Oğlum Halep oradaysa arşın burada' demiş. Şimdi ben de de diyorum ki Halep oradaysa arşın Konya'da. Sayın Baykal atıp tutma.''
MHP KAFATASI MİLLİYETÇİSİ
Türkiye'nin dünyanın en büyük 17. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olduğunu tekarlayan Erdoğan şöyle konuştu:
''Faiz neydi
faiz... Yüzde 63. Sayın Bahçeli yüzde 63 ile bize devrettin. Şimdi yüzde 13. Arada elli puan fark var. Kimin cebinden çıkıyordu, bu para kimin cebinden çıkıyordu bu faiz ey Bahçeli. Benim milletimin, çiftçimin, işçimin, köylümün cebinden çıkıyordu.
Enflasyon yüzde 30'du. Şimdi 7.7 nereden nereye geldik. Bu ne demektir, yüzde 50'lik faiz benim vatandaşımın cebinde kaldı. Bunlar gibi gece yatıp bir sıfır, sabah kalkıp bir sıfır paranın yanına koyamadık. '
Sıfırları atıyoruz' dedik, 'sakın ha' dediler. 'Atarsanız enflasyon patlar' dediler. Patladı mı? Çatladı, 30'dan 7.7'ye geldi. Onu da geçtik. IMF, MHP'nin iktidarında bize ne kadar borçla devredildi biliyor musunuz? 23,5 milyar dolar. Onların borçlarını biz ödedik. Şimdi ne kadar borcumuz var. 8 milyar dolar. Bunlar milliyetçiğiz diyorlar. Bunlardan milliyetçi falan olmaz. Bu MHP kafatası milliyetçisi. Olmaz, çünkü milliyetçilik demek milli değerleri yükseltmek demektir. Bu milletin tarihine sahip çıkmak demektir. Bu ülkenin yaşama standardını yükseltmek demektir. Budur milliyetçilik. Bizim bir
Merkez Bankamız var. Bunların döneminde Merkez Bankasının kasasında ne vardı biliyor musunuz? 26.5 milyar dolar. Şimdi 67 milyar dolar var. Onlar tüketti, biz dolduruyoruz. Nasıl oluyor bu; onlar
hortum döşediler, biz hortum kestik. Fona devredilen 16 tane
banka vardı. Bu 16 bankanın bize maliyeti ne biliyor musunuz? 40 milyar dolar. Kim ödedi bunu, benim milletim ödedi. İnsaf ve şimdi çıkmış konuşuyor. Neyi konuşuyorsun.
Millet kelimesini ağızlarından düşürmediler.
Milliyet kelimesini ağızlarından düşürmediler. Ancak milletin ortak eserlerine milletin mirasına da bir çivi dahi çakmadılar.''
ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ
İlk
gençlik yıllarından itibaren her fırsatta
Çanakkale'ye gidip orada şehitleri rahmetle andığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''O Çanakkale'nin o şehitliklerin buram buram tarih kokan, Mehmetçiğin kanıyla sulanmış o toprakların eski halini bir görseniz. 1973'te Gelibolu'yu Milli
Park ilan ettiler. Onun dışında hiçbir şey yapmadılar. 2003 yılından itibaren Çanakkale için ne harcadık biliyor musunuz? 50 trilyona yakın oraya yatırım yaptık. İstedik ki şehitliklerimiz böyle bir mezbelelik olmasın. Anıt çöküyordu bunu sağlamlaştırdık. Şimdi inşallah İstanbul'da Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı gibi Çanakkale'de de Panorama 1915 yapacağız. Bu ne demek biliyor musunuz? İstanbul'da
panorama 1453 yaptık. İstanbul'un fethini size gezdiğin zaman aynen yaşatıyor. Şimdi de bu panorama orada Çanakkale Zaferi'ni yaşatacak. Biz geldiğimiz de 250 bin kişi orayı ziyaret ediyordu. Şimdi ne kadar kişi ziyaret ediyor biliyor musunuz? Yılda 3 milyon kişi ziyaret ediyor. Hedef 2023'te yılda 10 milyon kişiyi Çanakkale'ye getirebilmek.''
TARİHİ ESERLERİN RESTORASYONU
Erdoğan, göreve geldiklerinden itibaren çok sayıda tarihi eseri de
restore ettiklerini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''1998-2002 yılları arasında Türkiye genelinde sadece 46 eserin restorasyonu yapılabilmişti. 2002-2008 yılları arasında bizler vakıflar olarak 3 bin 363 adet tarihi eserimizin restorasyonunu yaptık. Niçin? Çünkü tarih bizi affetmez, onun için bunları yaptık. Aynı kararlılıkla bu yolda devam edeceğiz. Bakın bununla da kalmadık
TİKA aracılığıyla tüm dünyaya yayılmış eserlerimizi tespit ediyoruz. Bunlarla ilgili girişimlerde de bulunuyoruz. Başta
Balkanlar olmak üzere, Orta Doğu'da, Orta Asya'da çok sayıda eseri gün yüzüne çıkardık. En son, burası çok önemli, MHP'li kardeşlerime de CHP'li kardeşlerime de sesleniyorum; en son Moğolistan'da
Türk tarihi açısından en kıymetli eserlerden biri sayılan Orhun abidelerini hayata döndürdük. Buraya yaptığımız 42 kilometrelik yol Türkler'e ait ilk yazılı
anıt kabul edilen bu eseri dünya ziyaretçilerinin kullanımına açtık.''